MÜBREM (KAÇINILMAZ AŞKLAR-1) (TAMAMLANDI)

MÜBREM Bölüm 23

Selam canlarım..

Yıldıza bastık mı acaba??

Hazır mıyız..

LÜTFEN OKUYUN: Bazı okuyucu arkadaşlarımın olaylar hızlı ilerliyor gibi bir eleştirisi oluyor ama hikayede ana karakterler haricinden çok fazla yan karakter var ve ben hiçbiri için ayrı bir kitap yazmayı düşünmüyorum. Bu nedenle kitap bittiğinde kafanızda "Selin'e ne oldu? Hilal ne yaptı?" gibi soru işaretleri olmasını istemiyorum. Hepsinin günlük yaşantısını uzun diyaloglarla anlatsam kitap yıllarca bitmez. Dolayısıyla olaylar hızlı ilerlemiyor zaman atlamaları var sadece ve bunu genelde "Eylül geldiğinde.. İki ay sonra" gibi ifadelerle belirtiyorum. Ayrıca her karakterin hikayesine başlamadan önce, önceki bölümlerde ipucu veriyorum. Örneğin uzun zamandır Ufuk'un bir sıkıntısı olduğunu, Gizem'in babası yine evlendiğinden bir üvey kardeş sıkıntısı yaşadığını, Mete'nin babası gibi sevdiği sağ kolu avukatının emekliye ayrılacağını biliyoruz. Yine de farklı bir fikriniz varsa ve kitaba yansıtılmasını istiyorsanız buraya belirtin. Çok seviliyorsunuz.

"Tamam. Dinle o zaman." dedi Aslı.

"Biliyorsun babamla kocamın babası ortaklar. Yani birbirimizi çocukluktan beri tanıyoruz Enes'le ve ben kendimi bildim bileli bu adama aşığım. Fakat güzelleşmem oldukça uzun bir zaman aldı. Ergenlikte oldukça şişmandım ve kendime pek baktığım da söylenemez ama o Enes şapşalı hep böyleydi, hep yakışıklı. Çevresinden kızlar eksik olmazdı. Benim varlığımı pek fark etmiyordu yani. Sonra bir gün klasik genç kız vakası yaşadım. Malum kolejde okuyorum, zengin ve havalı kızlar var bense duba gibiyim. Sivilceler falan, çirkinlik abidesi olarak geziyorum işte. Giyim kuşam rüküşlükte number one durumundayım. Bir gün yine Enes konuşuluyor okulda dayanamayarak konuya girip çok yakışıklı olduğu ve beni de nasıl etkilediği konusunda fikir beyan ettim. Çok güzel aşağılandım sonunda tahmin edersin. Bir genç kız o yaşta o kadar küçük düşürülür ve hakarete uğrarsa hayata küser. O okula gidemezdim artık.  Babam bunalıma girdiğimi anlayınca beni İngiltere'ye, halamın yanına gönderdi. Ben de hırs yaptım. Diyetti, bakımdı derken güzelleştim." diyen Aslı suyundan büyük bir yudum aldı.

"Şunu anladım ki bir kadın önce kendisi için güzel ve bakımlı olmalı. Özgüvenim tavan yaptı resmen. Peşime erkekler falan takılınca ilk başta şaşırdım ama sonra hoşuma gitti. Beğenilmek güzeldi."

"Neyse okul bitene kadar Türkiye'ye hiç gelmedim. Babamlar sık sık beni görmeye geliyordu zaten. Okul bittikten sonra geldim Türkiye'ye ama anladım ki içimdeki aşk tam gaz devam ediyor. Tamam, güzeldim ama Enes'in kuyruğu uzundu, bana sıra gelmezdi. Gelse de evlilik düşünecek bir tip hiç değildi. Bende plan yapmaya başladım. Bu esnada onunla hiç karşılaşmamaya dikkat ediyordum. Bu iki üç ay sürdü, plan yapıp vazgeçiyordum. Sonunda karara vardım."

"Bir gece onların evindeki partiye gittik ve ben planımı uygulamaya koydum. Gençler eğleniyor, aileler bahçede çene çalıyordu. Garsonu ayarlayarak Enes'i biraz fazla içirttim. Kendim hiç ortalıkta görünmedim ve bir süre annemlerle oturduktan sonra Enes'in odasına gidip çırılçıplak yattım yatağa. Neyse, garsonu arayıp adamı odasına göndermesini istedim. O da üzerine viski dökmüş. Odaya geldiğinde gördüğü, loş odada çıplak bir kadındı. İnan beni tanıyamadı ama üstüme atlamayı da ihmal etmedi. Onu bekleyen sıradan bir kadın olduğumu düşündüğü belliydi, başına geleceklerden habersizdi yani. Tabi ben garsonu ayarlamıştım. Babama hasta hissettiğim için Enes'in odasına çıktığımı, beni oradan almasını istediğimi söyleyecekti. Aklıma gelmeyen Enes'in ailesinin de peşlerine takılacağıydı. Odaya geldiklerinde Enes üstümde, ben altta çıplak."