MÜBREM (KAÇINILMAZ AŞKLAR-1) (TAMAMLANDI)

MÜBREM Bölüm 2

Selam MÜBREM severler..

Başlamadan önce yıldıza basalım mı?

Satır arası yorumlarda buluşalım..

Aynı anlarda Özgür, Turan'ı inceliyordu. Hoş bir tipti ama kesinlikle Öznur'un tarzı değildi. Hoş Öznur'un tarzını nasıl bilecekti ki? Yine de birbirilerine uymuyorlar, diye düşündü. Çirkin bir adam değildi Turan ama Özgür onun sünepe ve beceriksiz olduğuna yemin edebilirdi.

Turan ise Mete'yi karşısında görünce şok olmuştu. Edirne'de Mete oldukça ünlü, zengin bir iş adamıydı. Onun işçisi olmak herkese nasip olmazdı. Yüksek maaş vermesinin yanı sıra işçilerinin tüm haklarını başta kendisi koruyan, çalışanları tarafından sevilen bir patrondu kendisi.

Özgür, karşısında hazırolda bekleyen Turan'a, Aydoğdu ailesi ile bir husumeti olduğunu, eğer onların yanında yer alırsa Turan'ın da düşman olacağını, yaşayacağı zorlukları ayrıntılı bir şekilde anlattı. Eğer Öznur ile ilişkisini keserse yıllardır istediği işe kavuşma şansı tanıdı ona.

Turan hemen atıldı teklife.

"Öznur'u severim, onu tanıyan herkes sever, iyi niyetli, güzel bir kız ama kimseyi, hele sizler gibi güçlü insanları karşıma almak istemem. Benim önceliğim kendi hayatım ve isteklerim. Teklifinizi kabul ediyorum." dedi.

Turan düşünmedi, hatta şaşırmadı bile. Öznur'u tam olarak iki saniye içinde gözden çıkarmıştı. İki saniye, iki yılı silmek için yetmişti.

Özgür, kendine ne kadar kızsa da aklından çıkmayan güzel, iri gözlü kızın özelini merak ederek sordu.

"Ne kadar yakındınız? Çok aşık mıydı sana?"

Dün gece en sinirli halindeyken bile genç kız onu etkilemişti. Üzerindeki minicik şort ve atlet ile hala öğrenci gibi görünüyordu. Saçlarını atkuyruğu yapmış, isyankâr birkaç tel alnına dökülmüştü. Onu kesinlikle kollarına almak istemişti ama bu durumda imkânsızdı. Abisi damarına fena basmıştı. Alkole tahammülü yoktu, alkol ailesini elinden almıştı.

Turan bir müddet düşündü. "Soğuk nevalenin tekidir, kendine hiç yaklaştırmaz. Aramızda büyük bir aşk da yok, anlaşıyoruz ama. Hem kendisi hem mesleği güzel. Evlenmek için iyi bir aday, mesleği de var elinde. Bu devirde çalışan kadın önemli biliyorsunuz. Öğretmen olması da garanti bir iş demek. Yükseklerde gözü yoktur hiç. Tanısanız intikam almaktan vazgeçersiniz, o derece uyumludur ama bir kez gözünden düşerseniz korkun derim. " dedikten sonra açgözlülüğünü gizlemeden sordu. "Bu arada işe ne zaman başlarım?"

Özgür duyduklarından hoşlansa mı, hoşlanmasa mı bilemedi. Önce bu paragöz adamdan kızı kurtardığına sevindi sonra niye sevindiğini anlamadığı için kendine kızdı ama merak içini kemiriyordu. Kız uzun soluklu bir ilişkide neden bu kadar mesafeliydi merak etti. Neyse bunlar onu ilgilendirmezdi, o konu kapanmıştı ama el değmemiş bu güzel kafasını yormaya her ne kadar istemese de devam ediyordu. O şahane gözler hep aklındaydı. Kızın onu ilgilendirmediğini kendine tekrar etmekten sıkılmış, kızmıştı.

Turan gittiğinde Mete hışımla yanına geldi arkadaşının.

"Bu adamı bir ay sonra sepetlerim haberin olsun. Senin hatırına kabul ettim ama yanımda karaktersiz bir çalışan istemem. Zaten yaptıklarından hiç hoşlanmadım, haberin olsun. Bu saçmalığa bir son ver."

Özgür ürkütücü gözlerini dikti arkadaşına. "Karışma Mete zira kalbini kırmak istemem. Benim için çok değerli bir dostsun."

"Sende öylesin Özgür yoksa bu saçmalığa asla göz yummazdım." diyen Mete ortamın fazlasıyla gerildiğini fark ederek çapkınca göz kırptı arkadaşına.