Ayato'ya sımsıkı sarılmıştım.Onun kollarında kendimi güvende hissediyordum.Bu hayatta zaten bir ona birde Subaru'ya güvenmiştim.Ama yanılmışım.Subaru bana ihanet etmişti hemde hiç beklemediğim bir zamanda.
Hani bana aşıktı,hani beni seviyordu. Benim için şiir bile yazmıştı.Yağmurun altında öpüştüğümüz zaman hiç olmadığım kadar heyecanlanmıştım.Ona dudaklarımı teslim etmiştim.Bana olan nazik davranışları,beni düşünmesi hepsi beni cezbetmişti.Ama ona güvenmekle hata etmiştim.
Kalbimin yarısı da paramparça olmuştu.Ben zaten mutluluğun ismini bile bilmiyordum.Bu hayatta mutluluk bana haramdı.Mutlu olmak bana yasaktı.
Ayato ellerini belime doladıktan sonra kulağıma doğru sıcak nefesini vermişti.
"Yui,her ne olursa olsun seni asla bırakmayacağım.Senin her şeyin bana ait.Bu gözyaşları bile bana ait.Bana ait olan bir şeyin gitmesini istemem.
Eliyle gözyaşlarımı silerek,
"Bundan sonra senin ağlamana izin vermem.Veremem.Sen benim kalbimi attıran ilk kişisin ve sonuncusu da sen olacaksın."
Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırarak,
"Seni seviyorum,Yui.Seni seviyorum."
O soğuk dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı.Kollarını da belime dolamıştı.Bense ona karşılık veriyordum.O artık benim tek güvenebileceğim insandı.
Dudaklarını dudaklarımdan çekerek,
"Şimdi bu kanından da içeceğim."
Eliyle omzumu açmıştı.Gözlerini ise boynumu görmesiyle kocaman açmıştı.
Elini boynuma dokunarak,
"Yui bu da ne?"
Onun sorduğu soruya yanıt vermemiştim.Biliyorum,bu kan onundu belki.Ama başkasının içtiğini duyarsa çok fazla sinirleneceğini biliyordum.O yüzden umutsuzca
gökyüzüne bakmaya devam ettim."Yui,bana cevap ver.Bu ısırık izi de ne?Sen nasıl bendenize ait olan bir şeyi başkasına içtirirsin?Buraya kendi izimi geçireceğim.Bu iz de hep burada olacak.Bundan sonra burası sadece bana ait olacak.Sadece bana...
Sivri dişlerini boynuma sinirli bir şekilde geçirmişti.Beni kendine doğru bastırıyordu.
O hiç olmadığı kadar sinirliydi.Çünkü kanımı Subaru içmişti ve Ayato'da bu durumu görünce sinirlenmişti.Yavaşça gökyüzündeki yıldızlara bakarak gözlerimi karanlık yolculuğuna uğurladım.Yui ellerimdeyken bayılmıştı.Onu hemen kucaklayarak hızlı bir şekilde kulübeye doğru yol aldım.Ondan fazlasıyla kan içmiştim.Çünkü sinirlendiğim zaman gözüm hiçbir şey görmüyordu.Kulübenin kapısını açtıktan sonra yatak odasına doğru götürdüm.Yavaşça onu kendi yatağıma koydum.Onun yüzü gerçekten solgun ve sararmıştı.Büyük ihtimalle yine yemek yememişti.O yüzden evden çıkarak marketten birkaç bir şey almaya gittim.
Yui Uyandığında
Gözlerimi açtığımda yabancı bir ev karşılamıştı beni.Burası da neresiydi?Burayı daha önce hiç görmemiştim.En son hatırladığım şey ise Ayato'nun benim kanımı içmesiydi.
Büyük ihtimalle Ayato beni buraya getirmişti.Yataktan kalktığımda her tarafım ağrıyordu.Yavaşça odayı göz gezdirdim.Oda gerçekten büyüktü.Penceresinden dışarıya baktığında ise seni güzel bir manzara karşılıyordu.Yatak ise çift kişilikti.Burası aynı evlilerin birlikte kalabileceği bir yatak odasıydı.Ben böyle düşünürken kapının açılmasıyla irkildim.Bu gelen kişi ise Ayato idi."Uyandın sonunda düz göğüs."
"Şey,burası neresi.Neden burada duruyoruz?"
"Telaşlanma,güvendesin merak etme.Burası benim özel bir yerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOREVER TOGETHER | Diabolik Lovers
RomanceHayatı,annesinin ölümüyle âdeta yerle yeksan olmuştu.Annesi onun için umut ışığıydı ve bu kazayla artık o ışık sonsuza dek görünmez oldu.Ağladı.Her sözde,her fotoğrafta onun anıları vardı.Onu unutmak diri diri ölmekti ve yaşarken bir ölüye dönmüştü...