Hapşırmaya başlamıştım her yerde uçuşan tozlar yüzünden.Her taraf kir pas içindeydi.Elimdeki toz bezi kapkara olmuştu.Suya tuttuğumda lavaboyu siyahlık kaplamıştı.İyice suyunu sıktıktan sonra kapının pervazlarını silmeye başladım.Sildikçe kapı beyaza bürünmüştü.
Bu kadar büyük evde neden yaşanırdı bilmiyorum.Tamam 6 kardeşler ama hiçbiri mi evin bir tarafını temizlemez.Doğru ya hepsi kendi halinde ya müzik dinler,ya oyuncağıyla konuşur,ya da kitaplar okur.Hepsi birbirinden değişik olan kardeşlerle yaşamak benim için âdeta deveye hendek atlatmak gibiydi.
Tabi beynimde yine bir sürü çakallar vardı.Ayato'yu bugün sabahtan beridir görmemiştim.Nedense aklımdan çıkmıyordu.Acaba bizi öpüşürken görmüşse o zaman ben ne yaparım?
Kalbime söz geçiremiyordum.Bir yanda Ayato'yu düşünürken bir yandan da Subaru'yu düşünüyordum.Aşk nedir bilmiyordum.Hissettiklerim sadece bir heyecandan ibaretti.Peki ben Subaru'ya kalbimi versem o kalbimi bin bir parçaya ayırır mıydı?Ona güvenmeli miydim?Ya beni sevdiğini sanıyorsa?Bu küçük bir hevesten ibaretse?
Hepsi zihnimi kurcalıyordu.Belki de her şeyi oluruna bırakmalıydım.Evet,şimdilik en iyi çözüm yolu buydu.Zaman her şeyin ilacı...
İşlerimi bitirip camdan dışarıya baktığımda hava kararmıştı.Derin bir nefes aldıktan sonra odama doğru yol aldım.Kapıyı açtığımda içeride Kanato duruyordu.Bu çocuk ne ara gelmişti ki buraya?
Şuan onunla ilgilenecek halim kalmamıştı.O yüzden umursamadan odama girdim.
"Yui Teddy'e selam vermeyecek misin?"
"Kanato-kun şuan gerçekten çok..."
Cümlemi bitiremeden Kanato sinirli adımlarla beni duvara yaslamıştı.Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.
"Kanato-kun ne oldu?"
"Sen beni görmezden gelemezsin.Sen kimsin ki beni umursamıyorsun ha?"
"Özür dilerim,Kanato-kun."
"Özrünü ancak bir şartla kabul ederim."
"Nedir o şart?"
"Bana kanından vereceksin."
"Ama şuan halsizim.Eğer..."
"Ver dediysem vereceksin.Boş konuşma."
"Pe-ki."
Omzumu açarak boynuma sivri dişlerini geçirmişti.Canım çok acıyordu.Ama bunu belli etmedim.Çünkü belli edersem daha da sinirlenebilirdi.Bu kardeşler gerçekten çok acımasızdı.Beni bir kan bankası olarak görüyorlardı.Bu da benim canımı sıkmaya yetiyordu.Yavaşça gözlerim karanlığa doğru yol aldı.
Yui Uyandıktan Sonra
Gözlerimi açtığımda yine her zaman ki gibi yatağımdaydım.Boynum feci şekilde ağrıyordu.Yavaş adımlarla aynaya doğru gittim.Yüzüm sararmıştı.Boynumdaki ısırık izi ise belirgindi.Ayakta duracak halim bile kalmamıştı.Hem evi temizle hem de kanın içtir. Bu adalet miydi?Bu dünyada adalet denen kavramı emin olun hayvanlar bile kabul etmezdi.Çünkü ortada bir adalet yoktu.Pencereye baktığımda hava tamamıyla kapanmıştı.Bir an Reiji-san'ın dedikleri aklıma gelmişti.Bugün bende okula gidecektim.Hemen banyoya girip duşumu aldım.Saçlarımı da kuruttuktan sonra okul üniformasını üstüme giydim.Son olarak fuları boynuma geçirdim.Ayato boynumdaki ısırık izini görürse eminim ki sinirlenecektir.
Kapıyı açmamla Reiji-sanı görmem bir oldu.
"Yui,hazır mısın?"
"Evet,Reiji-san.Hazırım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOREVER TOGETHER | Diabolik Lovers
RomanceHayatı,annesinin ölümüyle âdeta yerle yeksan olmuştu.Annesi onun için umut ışığıydı ve bu kazayla artık o ışık sonsuza dek görünmez oldu.Ağladı.Her sözde,her fotoğrafta onun anıları vardı.Onu unutmak diri diri ölmekti ve yaşarken bir ölüye dönmüştü...