Hayatım ne kadar da değişmişti böyle.Çocukken yaşadığım mutluluklar,annemle olan anılarımız...Hepsini çok özlemiştim.Annemi çok özlemiştim.Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.Umutsuzluklar gün yüzüne çıkmıştı.Ben yalnızdım,yapayalnız...
Her şey bu kadar mıydı?Hayat bu kadar acımasız mıydı?Ama bu hayata karşı dik duracaktım.Yenilemezdim.Asla,asla bunu kendime yapamazdım...
Odamda kıyafetlerimi yerleştiriyordum.Dolap gerçekten genişti.Benimse az bir kıyafetim vardı.Evden çıkarken günlük giydiğim kıyafetlerimi almıştım sadece yanıma.Onları güzelce yerleştirdikten sonra artık işime başlayacaktım.
Ev gerçekten koskocamandı.Hangi bir yeri temizleyecektim düşünüp duruyordum ki bir anda kapım çalındı.Bende buyrun dedim.Kapı açıldığında içeri Reiji-san girdi.Gözlüğünü düzelterek benimle konuşmaya başladı.
"Sana bu evde neler yapacağını,nereleri temizleyeceğini göstereceğim.Şimdi benimle gel.Odamdaki kitaplar gerçekten tozlu.Onların tozunu al.Bende özel hazırladığım çayımı içeceğim."
"Peki,Reiji-san."diyerek onu takip etmeye başladım.Odanın kapısını açtığında devasa bir kitaplık çıkmıştı karşıma.
Wow bu kadar fazla kitap okuduğunu bilmiyordum.Gerçekten zeki birisine benziyordu.
"Reiji-san bu kitapların hepsini okudun mu?"
Yok,hepsini okumadım.Ama birçoğunu bitirdim.Gerçekten bilime ve kitaplara önem veriyorum.Onları okuyup bilgilenmek bana iyi geliyor."
"Bende kitap okumayı severim.Özellikle de romanları.İnsanı bir olaydan bir olaya sürüklüyor.Heyecanla okuyorum,okurken sanki içindeki olayları bende yaşıyorum."
"Bu kadar kitap sevdiğini bilmiyordum.Aferin Yui.Zeki bir kıza benziyorsun.Ben zeki olanları severim.Benim gibi düşünen,hayatını bilime,felsefeye adamış insanlarla olmak isterim.Bu hoşuma gitti.:)"
"Teşekkür ederim Reiji-san.Elimden geldiğince öğrenmeye çalışan bir insanım."
Bunu dedikten sonra Reiji-san yavaşça üzerime doğru gelmeye başlamıştı.Bende öylece yerimde duruyordum.Beni bir hamlede duvara yasladı.Şaşkınlıkla onu izliyordum.
"Demek öğrenmeyi çok seviyorsun.Peki sen bizim ne olduğumuzu biliyor musun?"
Nasıl,yani normal insansınız.Başka neyi bilmem gerekiyor ki?"
"Oo,yazık daha bilmediğin birçok şey var senin.Daha bizim bile kim olduğumuzu bilmiyorsun.Ama merak etme bunu sana öğreteceğim."
Bunu dedikten sonra boynuma doğru eğildi ve koklamaya başladı.Ne yaptığını çözemiyordum.Boynumda ne vardı ki?
"Kokun,kokun çok güzel.Dayanılmaz bir kokuya sahipsin.:)"
-Reijiden
Bu kız gerçekten büyüleyiciydi.Hele de kanının kokusu.Bu kan kokusunu daha önce hiç kokmamıştım.Hem de kitapları okumayı da çok seviyor aynı benim gibi.Bu kızda değişik şeylerin olduğunu sezebiliyordum.Bu kız garipti ve bir o kadar da çekiciydi.Ama tabiki ben evimize gelen bir hizmetçi parçasına ilgi duyacak kadar aşağılık değildim.Yavaşça üzerinden çekildim.Eninde sonunda bizim vampir olduğumuzu öğrenecekti.Ama biraz daha süresi vardı.O yüzden kendimi tutmalıydım.-Yuiden
Reiji yavaşça üzerimden çekilmişti.Ne olduğunu anlamamıştım.Bizim ne olduğumuzu bile bilmiyorsun derken neyi kastediyordu?Yoksa bunlar insan değil miydi?Gerçekten de tuhaf davranıyorlardı.Ayato ve Reiji neden boynuma doğru eğilmişlerdi?Bunların hepsi aklımda bir soru işareti olarak kalacak gibiydi."Evet,artık işine başlayabilirsin.Şu masanın üstünde toz bezi var bunlarla kitapların tozunu alabilirsin.Bende çayımı içeceğim.Lütfen işini yaparken beni rahatsız etme.Rahatsız edilmekten hoşlanmam."
"Peki Reiji-san." diyerek işime başladım.
Koskocaman bir kitaplık önümde duruyordu.Ama benim boyum bunlara yetmezdi ki.Neyse ki bir merdiven görmüştüm odada bununla üst raflara çıkarım diye düşündüm. Yavaşça kitapların üzerindeki tozları almaya başladım.Bu kitaplar gerçekten de çok tozluydu.İnsan hiç mi tozunu almaz ki bunların?
Yap,yap bitmiyordu.2 saatin sonunda alt raftaki kitapların hepsinin tozunu almıştım.Derin bir nefes aldım.Çünkü çok yorulmuştum.Reiji-san kitap okuyordu ve onu rahatsız etmek istemedim.Şimdi işin zor kısmına gelmiştim.Çünkü üst rafların tozunu alacaktım.Merdiveni kitaplığa dayadım ve yavaşça merdivenden çıktım.Açtım ve yorgundum.Gözlerim git gide bulanıklaşıyordu.Beynim dönüyordu.Kendimi merdivene tutunarak aşağıya inmeye çalışırken bir anda birisinin kucağında buldum kendimi.Bu koku,bu Ayato olmalıydı.
Gözlerimi açtığımda kendimi odamdaki yatakta buldum.Yanımda da Ayato duruyordu.Yavaşça doğrulmaya çalıştım ama Ayato beni geri yatırdı.
"Hayır düz göğüs kalkamazsın.Çok yorgunsun ve bu yüzden bayıldın.Hiçbir şey yememişsinde bu yüzden sana yemek getirdim."
Etrafa bakarken masanın üzerinde tepside yemek gördüm.Ayato'nun bu kadar düşünceli olduğunu bilmiyordum.
"Şimdi,sen yorgunsun.O yüzden yemeğini sana ben yedireceğim.Sen yerinden kalkma lütfen."
"Peki,Ayato-kun."
Tepsiyi aldıktan sonra beni yavaşça doğrulttu ve kaşıkla çorbayı içirtmeye başladı.Bende Ayato'nun verdiği her kaşığı içtim.Gerçekten çorba çok güzeldi.Acaba bunu Ayato mu yapmıştı?
Hemen merakla sordum.
"Ayato-kun çok teşekkür ederim.Benim için zahmette bulundun ve çorba harikaydı.Acaba bu çorbayı kim yaptı?"
O da gülümseyerek,
"Tabiki bendeniz yaptı.Gerçekten çorba yapmada iyiyimdir.Baktım sen açsın hemen bendenizde senin için bu harika çorbayı yaptı."
Ayato-kun gerçekten çok egolu birisiydi hatta kendine bendeniz bile diyordu.Ama bir o kadar da düşünceliydi.O yüzden artık onun kendini beğenmesine alışmalıydım.Kendini överken hep gülümsüyordu.Gülümserken çok tatlı ve sevimli oluyordu.İnsanın o anda onu öpesi geliyordu.:)
-Ayatodan
Aslında ben insanların benim hakkımda ne düşündüğünü anlayabiliyordum.Çünkü insanın beyninden geçenleri okuyabiliyordum.Ama bu herkeste olmuyordu sadece sınırlı kişilerde oluyordu ve Yui'nin de içinden geçenleri az da olsa okuyabiliyordum.Benim hakkımda neler diyordu öyle?Öpmek mi istiyordu beni ve sevimli olduğumu mu düşünüyordu?Aslında kimse benim sevimli ve tatlı olduğumu düşünmez.Aksine beni çok egolu zannederler ve öyleyimdir de zaten.Yui'nin benim hakkımdaki düşünceleri az da olsa hoşuma gitmişti.O da bana gülümsüyordu. Değişik hislere kapılmıştım sanki bu daha önce hiç olmamıştı bana.Bana ne oluyordu anlamıyordum kendimi de onun o eşsiz kokusuna dayandıramıyordum.Yavaşça onun dudaklarına eğildim ve dudaklarından boynuna...
Çok susamıştım ve onun kanının tadını da çok merak ediyordum.Artık kendime engel olamıyordum.Sivri dişlerimi ona geçirmeden önce şok geçirmesin diye ona vampir olduğumu söylemeye karar verdim."Yui,ben,ben vampirim ve senin o eşsiz kanının kokusuna dayanamıyorum. Kanını içmek istiyorum.
-Yuiden
Ben vampirim,ben vampirim.senin kanını içmek istiyorum.Bunların hepsi beynimde yankılanıyordu.Reiji-sanın dedikleri aklıma geldi "Bizim daha kim olduğumuzu bile bilmiyorsun."Demek oluyor ki onlar insan değil vampir.Yavaşça gözlerim karanlığa doğru yol aldı...🔹Evetttt arkadaşlar bu bölümde Yui onların vampir olduğunu öğreniyor.Bakalım bu bölümden sonra Yui hangi hislere kapılacak ve Ayato kendindeki bu farklılığa anlam verebilecek mi?Yoksa bir aşk mı başlıyor?
🔹Lütfen arkadaşlar oylamadan ve yorum yapmadan geçmeyin.
🔹Sizleri seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOREVER TOGETHER | Diabolik Lovers
RomansaHayatı,annesinin ölümüyle âdeta yerle yeksan olmuştu.Annesi onun için umut ışığıydı ve bu kazayla artık o ışık sonsuza dek görünmez oldu.Ağladı.Her sözde,her fotoğrafta onun anıları vardı.Onu unutmak diri diri ölmekti ve yaşarken bir ölüye dönmüştü...