Episode 22

166 13 18
                                    

Öpüşlerimiz hızla artarken ellerinin de göğsüme doğru gittiğini hissedince onu hemen itmeye kalkıştım.Ama benim gücüm onun gücünün yanında bir hiçti.Ne kadar ittirsemde ona hiçbir şey tesir etmiyordu.

Sonunda dudaklarını dudaklarımdan çektiğinde zar zor nefes alabilmiştim.Bu sefer bayağı bir uzun öpmüştü.Yanaklarım tabi her zaman ki gibi kızarmaya devam ediyordu.

"Valla nefes alamazsın diye geri çekildim yoksa-"

"Yoksa daha da öpmeyi mi planlıyordun?"

Kulağıma doğru sıcak nefesini vererek,

"Biliyor musun aslında daha da ileri gitmeyi planlıyordum.Ama tabi burada olmaz.
Tadını çıkaramayız burda."

"Ayato-kun sen neler diyorsun öyle.Düzgün konuşsana."

"Ne var ya?Sonuçta bir gün o deneyimleri de yaşayacağız."

Bunu demesiyle suyu yüzüne attım.O beni fazlasıyla sinirlendiriyordu.Sınırının her zaman kırmızı çizgisine gelinceye kadar durmasını bilmiyordu.

Bunu yapmamla Ayato nehrin içine doğru yüzmeye başladı ve ben tutanacak bir dalı kaybettim.Bu oğlan beni deli ediyordu.Yüzmeyi bilmediğim halde beni nasıl bırakır anlamıyordum.

5 dakikadır suyun içindeydi ve bense kendi çabalarımla suda durmaya çalışıyor bir taraftan da Ayato'ya çıkması için bağırıyordum.Ama bu gerçekten de çok oluyordu.
Onu merak etmeye başlamıştım.

"Ayato çık şu sudan.Bak endişeleniyorum.Lütfen çık."

Hâlâ benim dediklerimi duymuyordu ve dışarı da çıkmıyordu.

"Ayato-kun bak endişeleniyorum senin için.Lütfen artık çık.Lütfen."

Neredeyse ağlama noktasına gelmiştim ve anahtar sözcüğü kullanmaya karar verdim.

"Ayato-kun seni seviyorum.Seni seviyorum hemde çok."

Ellerimi kalbime götürerek sudan çıkması için dua ediyordum.Arkamda belimi saran elleri hissedince bir anda irkildim.

"Hmm,demek beni çok seviyorsun ha."

"Çok şükür sudan çıktın."

Derin bir oh çekerek hemen ellerimi boynuna doladım.O ise muzip bir bakışla bana bakıyordu.

"Sen varya bana harbi harbi âşıksın.Kızım bende sana deliler gibi âşığım."

Ona ilk defa sevdiğimi bile bile söylemiştim.O ise bunun için sevinç çığlıkları atıyordu.

"Sanki su biraz soğudu gibi artık sudan çıksak mı?"

"Peki,prenses.Sen nasıl istersen."

Sonunda nehirden çıkabilmiştik ama ben soğuktan titremeye başlamıştım.O ise hiçbir şey olmamış gibi duruyordu.Doğru ya sonuçta o bir vampirdi.

"Ayato-kun ben üşü-yorum."

Hemen havlusunu kendi silindikten sonra bana sardı ve beni silmeye başladı.

"Bu kadar da düşünceli bir sevgiliye sahipsin.Bunu unutma düz göğüs."

"Teşekkür ederim Ayato-kun."

"Önemi yok prenses.Sen yeter ki hastalanma."

O gerçekten de benim üstüme düşüyordu.Beni düşünüyordu ve bana kötü bir şey olmamasını istiyordu.Bende ona bir şey olmasını istemiyordum.

Beni elleriyle kavrayarak kucaklamıştı.Bense ona şaşkın gözlerle bakıyordum.

"Hey,ne yapıyorsun?"

FOREVER TOGETHER | Diabolik LoversHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin