Gözlerimi açtığımda yatağımda olduğumu ve bayıldığımı anlamak zor olmadı.
En sonki duyduklarımdan dolayı bedenim bunu kaldıramamıştı ve bir yaprak gibi yere düşmüştü.
Her şey sarpa sarıyor,umutlarım da gittikçe azalıyordu.
Bu hayat bana bütün zorluklarını göstermede güçlük çekmiyordu.
Küçüklüğümde annemle olan anılarımız zihnime birer birer yüklendikçe bu hayattan soğumayı sever olmuştum.
Yüzüm bu dünyaya gelirken bile gülmüyordu.
Ne kadar bir şeylerin üstüne durmasam da onlar benim üstüme geliyordu.
Şimdi ise kalbim ve zihnim hiç olmadığı kadar suskundu.
Hiçbir şeyi düşünemiyordum.
Ya da düşünmek istemiyordum.
Bıkkınlığım ve usanmışlığım hat safhadaydı.
Ben bu hayatta gülsem dünya bana gülmemek için inatlaşıyordu.
Bu savaşı da her seferinde alnıma yazılı olan kara yazım kazanıyordu.
Annemi çok özlemiştim.
Onun kokusunu,gözlerini,ellerini ve sıcaklığını...
En çokta kalbini.
Bu dünyadaki her şey kötü de olsa,herkes kirlense de annemin kalbi asla kirlenmemişti.
Onun mezarına bile kaç senedir gidemiyordum ve bu içimi yiyip bitiriyordu.
Mutlaka beni özlemişti ve gelmemi istiyordu.
Ama üzgünüm anne ben artık tutsağım.
Zihnim yine düşüncelerle boğuşurken aniden kapının açılmasıyla irkildim.
Bu gelen kişi Ayato'ydu.
"Yui iyi misin?"
"Beni yalnız bırak."
"Lütfen Yui benim sana açıklamama izin ver."
"Neyi açıklayacaksın ki bana?Yaptığın pisliği mi?"
"Bak anlamıyorsun sadece beni dinle."
"Seni dinlemek istemiyorum tamam mı?"
"Yui onu dinlemelisin."
Bu ses Subarunundu.
"Yui ben senden özür dilerim.Sana anlatmak istediğim birkaç bir şey ve tanıştırmak istediğim bir kişi var."
Bunu dediğinde ise birden bir kız odama girmişti.Ama bu Subaru'yu öpen kız değil miydi?
Evet,evet tam da o kişiydi.
"Merhaba Yui.Ben Min Seo.Subarunun eski kız arkadaşıyım."
Ayato'ya gözlerimi çevirdiğimde ise şaşkınlıkla olanları izliyordu.
Onun kadar bende şaşırmış,olanları izliyordum.
"Buraya neden geldin bilmiyorum ama kimseyi dinlemek falan istemiyorum.Lütfen hepiniz odamdan çıkın."
"Bak Yui bizi dinlemelisin.Hatta Min Seo her şeyi sana açıklayacak.Lütfen buna izin ver."
"Peki,dinliyorum."
"Öncelikle Yui geçmiş olsun.Duydum olanları bunlar için bende üzgünüm."
"Anlatacağın şeyi anlatırsan sevinirim."
"Peki anlatmaya başlayayım o zaman.Ben Subaru ile çocukluktan beridir arkadaşım.
O çocukken sessiz,sakin,tek başına takılan birisiydi ve bazı çocuklar ona zorbalık yapıyordu.Hiç arkadaşı olmamıştı.Onunla aynı mahallede olduğumuz için sürekli gözüm ondaydı.Ona yapılan şeyleri gördükçe de ben üzülüyordum.Bu yüzden onunla tanışma kararı aldım.Yanına gittiğimde ise tek başına başka çocuklara bakarak oturuyordu.Benim sevdiğim bir yer vardı ve orası gerçekten çok güzeldi.
Hemde bir salıncak vardı.Her üzüldüğümde gider o ağacın altındaki salıncakta gökyüzüne bakarak sallanırdım.Subaru da benim gibi bir çocuk olduğu için arkadaş olmamız zor olmadı.Onunla arkadaş olduktan sonra her zaman o ağacın altındaki salıncakta birbirimizi sallar,birlikte hayaller kurardık.Sonra ikimizde büyüdük ve birbirimize olan sevgimizde artıyordu.Bu yüzden çıkma kararı aldık.Birkaç ay çıktık ve gerçekten de mutluyduk.Ama bir gün ben bir erkeğin elini tuttum ve bunu da Subaru gördü.O bunu görünce benden habersizce ayrılmıştı.Ona bunu anlatmak istesem de ertesi güne bizim mahalleden taşındılar.Bizim de aşkımız buraya kadardı.Sonra onu ne gördüm ne de duydum.Ama benim içimdeki hisler hiçbir zaman azalmadı."Ben bunları bilmiyordum.Üzgünüm."
"Hayır asıl ben üzgünüm.Bak eğer Subaru'yu seviyorsan ona bir şans vermelisin.Çünkü o çok iyi birisi.Emin ol seni hayatta mutlu etmek için her şeyi yapacaktır."
"Ben ilk başta Subarudan hoşlandım.Ama şimdi seni görünce fikirlerim değişti.Siz gerçekten de birbirinize âşıksınız bunu görebiliyorum."
"Böyle deme Yui."
"Hayır,hayır öyle.Emin olun siz birbirinize gerçekten de çok yakışıyorsunuz.Ben böyle bir şey olduğunu bilseydim Subaru'yu sevmezdim.Üzgünüm.Ama artık ben kararımı değiştirdim."
Gözlerimi Ayato'ya çevirerek,
"Ben Ayato'yu seviyorum."
"Ne güzel siz de birbirinize çok yakışıyorsunuz."
"Min Seo ben senden özür dilerim.Seni anlamadan dinlemeden yargıladım ama şunu anladım ki seni hâlâ çok seviyorum ve sevmeye de devam edeceğim."
Subaru ve Min Seo birbirlerine sımsıkı sarılmıştı ve mutluluk gözyaşlarımı akıtmadan duramadım.Biliyorum her ne kadar bunlar hoşuma gitmese de ikiside birbirini çok seviyordu.Artık kalbim tamamıyla Ayato'ya teslim olmuştu.
Odadan çıkarak bizi başbaşa bıraktılar.Ayato ise yanıma oturdu.
"Yui biliyor musun senin kadar iyi kalpli birisini tanıdığımı sanmıyorum.Senin kalbinin güzelliği bile yüzüne vurmuş.Sen bir meleksin Yui."
"Ben sadece doğru olanı yaptım ve biliyor musun iyi ki de bu kalbi sana teslim etmişim.Çünkü seni çok seviyorum."
Bunu dememle Ayato yavaşça yüzünü yüzüme yakınlaştırarak,
"Bende seni çok seviyorum Yui."
O soğuk dudaklarına o kadar muhtaçtım ki bunu benden esirgemediğine bir kez daha şükrettim.Dudaklarını dudaklarıma getirdiğinde aramızdaki akımı daha kuvvetlendiriyordu.Artık içimdeki bu aşk ateşi daha da harlanıyordu.Bu ateş her ikimizi de ölene kadar yakacağı mâkuldu.
🔹Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik.Artık sonlara adım adım yaklaştık.Buradan hikayemi okuyanlara teşekkürlerimi sunuyorum.
🔹Bol bol vote atmayı unutmayın.
🔹Sizleri seviyorum.✨✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOREVER TOGETHER | Diabolik Lovers
RomanceHayatı,annesinin ölümüyle âdeta yerle yeksan olmuştu.Annesi onun için umut ışığıydı ve bu kazayla artık o ışık sonsuza dek görünmez oldu.Ağladı.Her sözde,her fotoğrafta onun anıları vardı.Onu unutmak diri diri ölmekti ve yaşarken bir ölüye dönmüştü...