First Love

1.8K 170 107
                                    





Jungkook


Yavaş adımlarla Taehyung'un evine dönerken bu sefer acele etmeme gerek olmadığını fark etmiştim. Okula cidden uçarak gelmiş olmalıydım ki hala daha 20 dakikam vardı bu yüzden Yeontan'ı yere bırakarak tasmasını elime almış ve yürümeye devam etmiştim.

Eskiden bunu Taehyung'la çok yaptığımızı düşünmeden edemiyordum. Geçen senenin bu zamanlarına kadar hayatımın merkezinde o varken şimdi birbirimizi nadiren görüyor oluşumuz çok üzücüydü.

Ama benim kabahatimdi bunlar, ben getirmiştim bizi bu hale.

Düşüncelerime dalmışken duyduğum havlama sesi beni kendime getirmişti. Yeontan'ın sesinden daha kalın olan havlamayla başımı kaldırıp karşıya baktığımda gözlerim şaşkınlıkla büyümüştü.

"Hayır,hayır olamaz." diyip geriye doğru bir adım atarken Yeontan'dan katlarca büyük olan köpekten alamıyordum gözlerimi.

"Yeontan, sakin ol hadi kucağıma gel." diyip eğildiğimde çok geçti. Köpeğin tekrar havlamasıyla Yeontan tam tersi yönde koşmaya başlamış ben daha hamle yapamadan tasması elimden kayıp gitmişti.

"Siktir." diyip peşinden koşmaya başlamıştım. Döndüğü sokağa kendimi attığımda ise çoktan gözden kaybolmuştu.

O küçücük bacaklarıyla nasıl bu kadar hızlı koşabiliyordu?

Durmayıp koşmaya devam ederken Taehung'un beni öldüreceğini düşünmeden edemiyordum. Eğer onu bulamazsam- hayır hayır, eğer onu yarım saat içinde bulamazsam beni gebertirdi.

"Yeontan!" diye bağırırsam karşılık verir umuduyla koşmaya devam ettim. Önüme gelen her sokağa girip, her çöp kutusunun etrafına baktım. Cebimden çıkardığım telefonumla saate göz attığımda ise 5 dakikam kaldığını görmüştüm. Bitmiştim.

Bu sefer Taehyung'un evine koşarken birlikte ararsak ve bana dilediği kadar söverse Yeontan'ı bulduğumuzda sakinleşeceğini umuyordum.

Belki bir kaç yumruk da atardı.

İçimde git gide büyüyen endişe, telaş ve korku eşliğinde kapısının önünde durduğumda stresle tırnaklarımı bacağıma geçirmiş ve alt dudağımı ısırmıştım.

'ne kadar çok beklersem o kadar çok kaçmak isterim.' diye düşünerek ani bir hareketle kapının ziline bastığımda Taehyung sanki bunu bekliyormuş gibi bir anda kapıyı açmıştı.

Kapının daha kulpunu indirirken başladığı cümlesini gözlerime baktığında bitirmişti. "Kıl payı yetiştin Jungkook." dediğinde cevap vermemiş ve gözlerine bakmaya devam etmiştim. Dilim tutulmuştu.

Gözlerini benden çekip önce göğsüme doğru daha sonrada iki tarafıma bakmış ve kaşları çatık bir şekilde bana dönmüştü.

"Yeontan nerede?" diye sorduğunda seslice yutkunmama engel olamamıştım. Korkudan titremek üzereydim, bir yandan da acele etmezsek Yeontan'ın başına bir şey gelir endişesiyle kuduruyordum.

Alt dudağımın titremesine engel olamazken "Şe-şey oldu." diye kekelemiştim.

Hızlıca "Yolda gelirken büyük bir köpekle karşılaşınca korktu ve koşmaya başladı. Tasması elimden kaydı." diye sıraladım.

Taehyung transa girmiş gibi tek kelime etmeden yüzüme bakmaya devam ederken tekrar yutkundum ve gerginlikle bir adım ileri gidip iki elimi kollarına koydum.

"Birlikte ararsak daha kolay buluruz. Ha-hadi." dediğimde bana cevap vermemiş ve kapıyı örtüp ellerimden kurtularak kendini sokağa atmıştı.

Wanjeonhan (완전한) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin