First Sleep

2K 183 216
                                    






Jimin gergindi. Her zamanki gibi Hyung'unu bir yere sürüklüyordu ama gidecekleri yer onu geriyordu. Önceki günkü köpek olayından sonra kendi kendine sinirlenmiş ve hırslanmıştı, eve gelir gelmez bir şeyler düşünmeye başlamış ve nedensizce Yoongi'ye korkmadığını kanıtlama gereği duymuştu.

Gidecekleri yerde bir at çiftliğiydi.

Taehyung'un küçüklüğünden beri binicilik dersleri aldığını biliyordu. İki haftada bir gittiği çiftlikten döndüğünde gününü hep Jimin'e anlatırdı ve o kadar güzel anlatırdı ki Jimin hep şansını denemek istemişti ama şimdi kendi boyundan büyük olduklarını düşünüp geriliyordu.

"Jimin." adının seslenilmesiyle yerinde sıçramasına engel olamamıştı. Sırtını yasladığı kolondan ayırıp arkasını döndüğünde gördüğü beden korkudan hızlanan kalbini, heyecandan hızlandırmaya başlamıştı.

"Korkuttun beni hyung." diye mırıldanırken bir eli hafifçe göğsünde yer edinmişti. Yoongi'nin dudakları hafif kıvrılırken "Sadece adını seslendim Jimin, sen bu aralar çabuk korkar oldun." demişti. Jimin'in yüzü anında sinirle buruşurken Yoongi'nin gülümsemesi daha da büyümüştü. Onunla uğraşmak hoşuna gidiyordu ve şu anda takındığı yüz ifadesi korkutucu olmaktan çok sevimliydi.

Jimin sinirlenmişti ama Yoongi'den kazandığı gülümseme bütün sinirini birden bire yatırmıştı. İstemsizce kendisi de mutlu oluyor ve onla tanışmadan önce hiç gülümsemediğini düşünerek hevesleniyordu.

"Ha, ha, ha hyung." diyerek önünde dönüp yürümeye başladığında Yoongi'nin hafif kıkırtısını duymuş ardından "Neyse, neyse. Söylediğin gibi şoför kapıda bekliyor." demesiyle Jimin'de gülümsemiş ve başını sallayarak onu onaylamıştı.

Okulun bahçesinden çıkana kadar çoğu kişinin onlara dönüp baktığının farkındalardı. Jimin göz ardı edebiliyordu ama okulun Yoongi'nin etrafında birilerinin olduğuna alışamaması gibi Yoongi de dikkatlerin üzerinde olmasına alışamamıştı.

Yine de yanında yürüyen Jimin'e belli etmemişti. Dik duruşunu bozmadan sakince bahçeden çıkmayı beklemiş ve kendi kendine -gerçekten değişiyorum- diye düşünmüştü.

Yoongi her zamanki gibi Jimin'e "Nereye gidiyoruz?" diye sorduğunda yine anlamayacağı şeyler söyleyeceğini biliyordu ama bu gelenek haline gelmişti. Arabanın önüne geldiklerinde kapılarını açıp tam bineceklerken Jimin'in "At binmeye." demesiyle duraksamıştı.

Jimin ise aniden söylediği şeyle hızla ellerini dudaklarına kapatmış ve büyümüş gözlerle Yoongi'ye bakmıştı. Yoongi de aynı şekilde ona bakarken Jimin ellerini hafifçe gevşetmiş "Bunu söylememem gerekiyordu." diyerek omuzlarını düşürmüştü.

Yoongi söylediği şeyle gülümseyip "Bende söylemeni beklemiyordum." demiş ve arabaya binmişti.

Jimin hızla yanındaki yerini alırken Yoongi'ye dönmüş "Ne diye sordun ki o zaman? Dalgınlığıma geldi, istemeden söyledim." diyip dudaklarını büzmüştü.

Yoongi önce karşısındaki çocuğun göğsünde bağladığı kollarına daha sonra büzdüğü dudaklarına en sonda gözlerine bakmış ve gülmeye devam ederken omuz silkerek "Hep soruyordum, şu asla gidene kadar anlayamadığım bulmacalardan birini söylersin diye düşünmüştüm." dedi.

Jimin buna karşılık burun kırıştırıp önüne dönerken Yoongi'de önüne dönmüştü. Jimin öndeki şoföre gidecekleri yeri söyleyip geri arkasına yaslandığında dışarıyı izlemeye başlamıştı.

"İstersen, gidene kadar söylememişsin gibi davranabilirim."

Yoongi'nin hafif sesini duyduğunda bakışlarını ona çevirmiş ve parladığına emin olduğu gözleriyle ona bakmaya başlamıştı.

Wanjeonhan (완전한) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin