♤Jimin kutudan çıkarttığı yıldızı da Yoongi'ye verip ağacın tepesine yerleştirmesini izlerken ağacın güzelliğine bakıp gülümsemişti. Ağaç süslemeyi hep sevmişti zaten ama nedense bu daha da güzel geliyordu gözüne.
Yoongi'nin aşağı inmeye yeltendiğini fark ederek elindeki kutuyu kenara bırakıp hızla merdiveni tutmuştu. Yoongi Jimin'in sanki 3 basamak yukarıdan düşüp ölecekmiş gibi davranmasına gülerken merdivenden inmiş ve kafasını çevirip birlikte süsledikleri ağaca bakmıştı. Daha doğrusu Jimin Yoongi'ye süsleri vermiş ve Yoongi de yerleştirmişti.
Jimin yaklaşıp ellerini birleştirirken hafifçe kulağına yaklaşmış ve "En son ne zaman ağaç süsledin?" diye sormuştu. Tahmin etmesi zor değildi, bu yüzden en başta süsleri Yoongi'nin yerleştirmesine izin vermişti ama yine de sormak istemişti.
Yoongi'nin gülümsemesi genişlerken başını Jimin'e çevirmiş ve "8 yıl önce." demişti. "8 yıl önce noel'de annemle ve şimdi tekrar annemin evinde ama seninle."
"Hayatımda level atlamış gibiyim."
Jimin kıkırtısını tutamayarak geri çekildiğinde Yoongi de gülmüş ve bakışları mutfaktan çıkan annesini bulmuştu. Zaten tatlılarla dolu olan masaya bir yenisini daha eklediğini görmüş ve Jimin'in elini bırakmadan ikisini yanına ilerletmişti.
"Bu kadar tatlıyı kim yiyecek?"
Jimin'in bakışları aynı anda ağzına 3 kurabiye tıkmaya çalışan Taehyung'u bulduğunda yüzünü buruşturmuş ve Yoongi'yle birlikte yanına otururken "Yavaş ye boğulacaksın." demişti sadece onun duyacağı bir sesle.
Yoongi'nin annesi de "Taehyung çok beğenmiş gibi." diyip güldüğünde Taehyung hızla başını sallayarak onaylamış -ağzı dolu olduğu için konuşamamıştı- ve Jungkook'un utançla kafasını çevirmesine neden olmuştu.
Yoongi oturunca fark ettiği yorgunlukla koltukta geriye yaslanmış ve Taehyung'un Jungkook'a kek yedirmeye çalışmasına gülmüştü.
Önceki gece kampta, sabah saatlerine kadar konuştuklarından öğlen ancak uyanabilmişlerdi ve şanslarına onlar uyurken kar yağmaya başlamıştı. Oradan geri buraya yürümek karla birlikte oldukça zahmetli bir hal almıştı. Kar yağmayı bırakalı bir kaç saat oluyordu ama dışarısı hala bembeyazdı. Yeni yıla girerken kar yağmasa bile sorun değildi.
Annesi bir anda "Ah, hediyeler!" diyerek oturduğu koltuktan kalktığında Yoongi'de hızla doğrulmuştu çünkü Jimin annesine aldığı hediyeyi söylemeyi hala daha reddediyordu ve meraktan ölmek üzereydi.
"Önce Jimin versin!" dediğinde annesinin irkilmesine aldırmamış ve Jimin'in kendisine attığı bakışlara şirince gülümsemişti.
Jimin yumuşadığını belli etmemeye çalışarak yerinden kalktığı gibi çantasının yanına gitmiş ve 4 hediye paketiyle geri dönmüştü. İlk önce Yoongi'nin annesiyle başlayıp hediyeleri tek tek herkese verip geri yerine oturduğunda Yoongi "Anne ilk sen açsana." demiş ve herkesin duraklamasına neden olmuştu. Jimin gülmeye başlarken Yoongi'nin annesi "Ne aldı ki bu kadar heyecanlandın?" diye sormuştu.
"Bende bilmiyorum o yüzden merak ettim."
"Anlaşıldı şimdi karın ağrın." diyerek sakince hediye paketini daha sonra da kutunun ağzını açtığında Yoongi kutudaki tanıdık amblemi fark etmişti. Dudakları aralanıp annesinin kutunun içinden parfüm şişesini çıkarışını seyrederken eli istemsizce Jimin'in elini bulmuştu.
Jimin gülümsemiş ve ellerini kenetleyerek açıklama yapma gereği duymuştu. "Biraz klasik gibi durabilir ama parfümü ben yaptım Bayan Min."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanjeonhan (완전한) ✓
FanfictionJimin Yoongi'nin mükemmelliğin vücut bulmuş hali olduğunu düşünüyordu. ♤ #1 yoongi #1 semegi #1 soft #2 ukemin #2 parkjimin #3 jimin #4 yoonmin #4 highschool