♤Sertçe ayaklarını yere vurarak yürürken etrafında olan bir kaç kişinin irkilerek kendisine dönmesine aldırış etmiyor ve mesaj kutusuna bildirim düşmesini bekliyordu Jimin.
Sinirliydi, ayrıca da endişeliydi çünkü Yoongi'nin salak olduğunu düşünmeden edemiyordu. Salaktı çünkü ona hasta olacağını söylemesine rağmen 'bir şey olmaz' diyerek kestirip atmıştı ve şimdi evinde yatak döşek yatıyordu. Sabah kendisine günaydın demek için aramasaydı haberi bile olmayacaktı büyük ihtimalle ama Jimin öğrenince de pişkin pişkin 'gel bana bak' demişti.
Tabi ki de gitmemiş ve ona okula gelmemesini söyleyerek telefonu kapatmıştı ama şimdi tıpış tıpış onun evine gidiyordu. Kendisine bakmayı bilmediğinden adı gibi emindi ve ölmesini istemediği için evine gidiyordu, yoksa onu sevdiğinden falan değildi.
Yani kendi kendine böyle diyordu.
"Çok azıcık terlemişmiş bir şey olmazmışmış." diyerek önceki gün kendisine söylediklerini tekrar ederken sonunda Yoongi'nin konum atmasıyla ayaklarını yere sertçe vurmayı keserek duraksamış ve konumu açmıştı.
Gideceği yöne doğru ilerlemeye başlarken kendi kendine dudaklarını büzmüş ve "Sende ilgilenmem diyip tıpış tıpış ilgilenmeye gidiyorsun ya Park Jimin, helal olsun sana." diye söylenmişti.
En azından bugün onu göremediği için gitmesinin iyi olduğuna kendini ikna etmeye çalışarak az da olsun sinirini yatıştırabilmiş ve daha sakin yürümeye başlamıştı.
——————
Sinirinden eser kalmamıştı. Hatta gereksiz yere gözleri dolup duruyordu çünkü Yoongi gerçekten çok kötü hasta olmuştu. Gözlerini zar zor açıyordu, üşüyordu, ateşi vardı ve öksürüyordu.
Elindeki ıslak bezi alnına düşen perçemleri çekip yerleştirdiğinde Yoongi'nin soğuktan dolayı yüzünü buruşturduğunu görmesi daha da kötü hissetmesine neden olmuştu.
Çoktan kendisini suçlamaya başlamıştı bile. Dün onu kütüphaneye çağırmasaydı koşarak gelmezdi, ya da terlediğini öğrendiğinde ne derse desin hemen eve göndermeliydi. Belki sabah sinirlenerek okula gitmeyip buraya gelseydi şimdi daha iyi durumda olabilirdi.
Kendi kendine düşünürken bakışlarını Yoongi'nin yorgun yüzünden çekmemiş ve daldığı için de gözlerini açıp kendisine baktığını fark etmemişti. Öyle ki Yoongi kısık sesle adını söylediğinde sıçramıştı.
Çatallı sesiyle "Niye daldın?" diye sorduğunda Jimin bir kaç kez gözlerini kırpıştırmış ve kısıkça "Hiç." demişti. Bezin ısındığını düşünerek almak için uzandığında elini çekecekken Yoongi bileğinden tutmuş ve dikkatini gözlerine vermesini sağlamıştı.
"Jimin..." dediğinde ağzından kendi kendine bir 'hm'lama çıkmış ve öylece Yoongi'nin üzerine eğilmiş bir şekilde kalırken yutkunmuştu.
"Gözlerin doldu, kendini suçladığını söyleme bana." dediğinde yakalandığını fark ederek dişlerini alt dudağına geçirirken bakışlarını kaçırmış ve uzaklaşmaya çalışmıştı ama Yoongi bileğini bırakmadığı için uzaklaşamamıştı.
Gözleri Yoongi'den başka her yerde dolaşırken dudağında hissettiği baskıyla alt dudağı dişlerinin arasından kurtulmuş ve bakışları tekrar Yoongi'ye dönmüştü.
Yoongi Jimin'in dudağındaki elini çekerek göğsüne düşmesini sağladığında bakışlarını önce pembe saçlarında gezdirmiş daha sonra gözlerine bakarak zorlukla gülümsemişti. "Neden kendini suçluyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanjeonhan (완전한) ✓
FanficJimin Yoongi'nin mükemmelliğin vücut bulmuş hali olduğunu düşünüyordu. ♤ #1 yoongi #1 semegi #1 soft #2 ukemin #2 parkjimin #3 jimin #4 yoonmin #4 highschool