First Fireworks

1.4K 143 80
                                    





Yoongi


"Babama velayet davası açmanı istiyorum."

"Ne?" demişti dehşetle söylediğim cümlenin ardından.

"Velayet davası mı?"

"Evet." demiştim verdiği tepkiyi görmezden gelerek "Onunla yaşamak istemiyorum ama hala reşit değilim."

Yutkunmuş ve bir kaç saniye gözlerini etrafta gezdirirken az önce gönderdiği garson geri gelip önüne siparişini koymuştu.

Melisa çayı

Nefret ederim.

Çayına dokunmadan tekrar bakışları beni bulurken "Yoongi bak yanlış anlamanı istemem. Senin velayetini almayı ve seninle yaşamayı çok isterim ama bu çok zor." demişti.

"Yıllardır yoktum, sana baban baktı ve hakim bu bakış açısıyla benim çocuk bakamayacak bir durumda olduğumu düşünecektir."

Bunun bende farkındaydım ama reşit olmasam da 18 yaşındaydım yani kiminle kalmak istiyorsun sorusuna cevap verme hakkım vardı. Masaya yaklaşıp ellerimi birleştirdim ve "Şu babaannemle yaptığınız anlaşma..." demiştim. "Kağıt üstünde değil miydi, sözleşme falan yok mu?"

Bu aslında bir açıdan kendim içinde istediğim bir şeydi. Ona inanmak için sebeplere, kanıtlara ihtiyacım vardı.

Sorumla cidden gözleri parlamıştı. Belki de sözleşmeyi bana göstermek daha önce aklına gelmemişti ama bir anda heyecanlanmış ve "Var, duruyor hala bende sözleşme." demişti.

"Tamam." demiştim. "Babama göstermeden hakime gizli bir delil olarak veririz o sözleşmeyi."

Cidden heyecanlanmıştı. Ben konuştukça yüzü daha da aydınlanmaya devam ediyordu.

"Avukata ihtiyacımız olacak-" derken Jimin sonunda hayati bir fonksiyon göstermiş ve sözümü keserek "Amcam avukat." demişti.

"Güney Kore'nin en iyi avukatlarından birisi, istersem yapmayacağı şey yok."

Bakışlarımı ondan çekip anneme çevirirken "Tamam güzel." demiştim.

"Bunu senin babamla konuşman gerekecek." diyerek anne'me baktığımda duvara çarpmış gibi bir yüz ifadesine bürünmüştü.

Bunu istemediğini biliyordum ama hem şu an burada değildi kendisi hem de ben böyle bir konuyu açarsam hoş şeyler olmazdı.

"Benim adıma açık bir banka hesabı var. Sen konuşmadan hemen önce içindeki parayı çekerim."

Az önceki heyecanlı halinden eser kalmayan anne'm "Yoongi ben-" demiş ama ne diyeceğini az çok tahmin edebildiğimden "Biliyorum istemiyorsun ama senin döndüğünü ben söyledim zaten, şu anda Kore'de değil." demiştim.

"Kendini hazırlamak için ne kadar süren var bilmiyorum ne zaman döneceğini söylemedi ve eninde sonunda mahkemede yüz yüze geleceksiniz."

Yine yutkunmuştu. Bu iş kolay değildi. Zaten kolay olmasını da beklemiyordum ama en azından hızlı bitsin istiyordum.

Derin bir iç çekmiş ve "Tamam." demişti.

"Döndüğünde bana haber ver."

Arkama yaslanmış ve onun gibi "Tamam." diyerek bitiremediğim kahvemi tek seferde kafama dikmiştim.

Daha fazla burada durmak istemiyordum. Bedensel yorgunluktan çok zihinsel bir yorgunluk çökmüştü ve başımın ağrımaya başladığını hissediyordum bu yüzden "Biz kalkalım." diyerek ayaklanmıştım.

Wanjeonhan (완전한) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin