First Luck

2.7K 241 57
                                    













Jimin birkaç saat önce yağan yağmurdan dolayı ıslak olan kaldırımda yavaş yavaş yürümeye devam ederken dişlerini dudaklarına geçiriyor ve parmaklarıyla oynuyordu. Stresliydi. Ödevini teslim ettikten sonraki gün dizinin ağrısından okula gidememişti ve şimdi de hocayla konuşması gerekiyordu. Notunu öğrenecekti. Her ne kadar dersten kalacağını bilse de içinde yeni yeni yeşermeye başlayan umut filizlerinin büyümesine engel olamıyordu.

Belki hoca ona acırdı?

Okulun girişini gördüğünde düşüncelerinden sıyrılmış ve derin bir nefes alarak bahçeye adımlamıştı. Hızlandırdığını bile fark etmediği adımlarla okula girip çantasını sırasına bırakmış ve öğretmenler odasına yönelmişti. Geçirmek üzere olduğu panik ataktan derin nefesler eşliğinde kurtulmaya çalışırken önüne geldiği mavi kapıyla duraksamış ve tıklatıp düşünmeden kapı kulpunu indirmişti.

İçeriye girdiğinde hemen ortadaki masada oturan Bayan Lee'yi görmüş ve yönünü oraya çevirmişti. Boğazını temizleyip "Bayan Lee..." diye seslendiğinde kadının ona dönmesiyle yüzüne bir gülümseme yapıştırmış ve "Günaydın." demişti.

Kadının sıcak gülümsemesi Jimin'in görüş alanına girdiğinde biraz da olsa rahatladığını hissetmiş "Ah, günaydın Jimin, notunu öğrenmek için geldin sanırım?" demesiyle hızla başını sallamıştı.

Kadın Jimin'in bu telaşlı haline daha da çok gülümserken önüne dönmüş ve masadaki ödev dosyalarını karıştırmaya başlamıştı. Sonunda notların yazdığı kağıdı bulabildiğinde eline almış ve katlanan kenarını eliyle düzeltip notları incelemişti.

Jimin yerinde daha da gerilirken hocasının elindeki kağıdı görmeye çalışmışsa da başarısız olduğundan pes etmişti. Kısa süre içerisinde Bayan Lee "Tebrikler." dediğinde Jimin aşağıladığını mı yoksa ciddi mi olduğunu kavrayamamıştı. Kaşlarını çatmış, beklenti içinde öğretmenine bakarken tek kelime edemeden tekrar konuşmuş ve "Geçtin." demişti.

Bu sefer Jimin'in kaşları şaşkınlıkla havaya kalktığında öğretmeniyle göz göze gelmiş ve yüzünde gördüğü kocaman gülümsemeyle daha da afallamıştı. İçindeki panik yerini büyük bir rahatlamaya bırakmış olsa da bu sefer meraktan içi içini kemirmeye başlamıştı.

"A-ama nasıl? Yani ben maketi kırmıştım. Emin misiniz?" diye arka arkaya sıraladığı endişeli cümlelerle Bayan Lee kaşlarını çatmış bir kez daha kağıdına bakmıştı.

"Buraya ne yazdıysam o Jimin. Ama istersen notunu düşürebilirim." dediğinde Jimin telaşla ellerini havada sallamaya başlamış "Hayır, hayır." diyerek karşılık vermişti.

Bayan Lee tekrar gülümserken "O zaman çıkabilirsin." demiş Jimin de başını olumlu bir şekilde sallarken hızlıca dışarıya adımlamıştı.

Hala üzerinden atamadığı şaşkınlığıyla sınıfa geri döndüğünde arkadaşını sırada otururken görmüş "Hey Taehyung!" diye seslenmişti. Taehyung kafasını gömdüğü telefonundan kaldırırken Jimin'i görmesiyle gülümsemiş ve "Günaydın." demişti.

Jimin de aynı şekilde karşılık verdiğinde yavaş adımlarla arkadaşının yanına oturmuştu. Yerinde rahatsızca kıpırdanıp boş gözlerle karşıyı izlemeye devam ederken "Taehyung..." demişti. Taehyung bakışlarını tekrar Jimin'e çevirirken arkadaşının düşünceli haliyle kaşlarını çatmasına engel olamamış ve "Hm?" diyerek karşılık vermişti.

Jimin bakışlarını arkadaşına çevirirken dudaklarını yalamış ve "Sanırım az önce hayatımdaki bütün şansımı kullandım." demişti.

Wanjeonhan (완전한) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin