Selim adama dönüp "Sana bahsettiğim yeğenim Ada ile tanış ben yurt dışındayken senin şirketinde çalışıp işi öğrenecek." dediğinde dili tutulmuş öylece kalakalmıştı. Bu yurt dışı işi de nereden çıkmıştı böyle? Daha da önemlisi Ada tanımadığı bu adamın yanında nasıl çalışacaktı?
O anda görgü kurallarını düşünemeyecek kadar dayısına kızmıştı. Selim'i bileğinden yakalayıp odalardan birine çekiştirirken sonradan aklına gelmiş gibi duraksayıp "Affedersiniz." diye mırıldandı. Selim "Diğerleri mutfakta yolu biliyorsun Seyhan." derken ses tonunda eğlendiğini gösteren tınılar vardı. Dayısını odaya çekip arkalarından kapıyı kapatan Ada Selim'e ters ters baktı "Dayı bu da nereden çıktı şimdi? Ben senin yanında çalışmaya kendimi hazırlamışken beni tanımadığım bir adamın yanına yolluyorsun. O adam hiç tekin değil üstelik!" derken sesi titriyordu.
Selim kollarını göğsünde bağlayıp Ada'ya şöyle bir baktı "Aylar önce bir firma için çizim yapmıştım ve Libya'daki ihaleye katılmışlardı. İşte o ihaleyi kazanmışlar binaların kaba inşaatı bitene kadar orada kalıp denetleme yapmam gerekiyor. Seninle iletişime geçmeden önce işi kabul edip anlaşma imzalamıştım. Bu işin maalesef geri dönüşü yok eğer cayarsam tazminat ödemek zorunda kalırım daha da önemlisi itibarım iki paralık olur. Sektörde adım sözsüze çıkar lekelenirim ve bir daha iş alamam." diye durumu açıkladı. Ardından ekledi "Senin ilerideki hedefin inşaat işine girmek değil mi? Bu işte Seyhan en iyisi onun yanında işin inceliklerini öğrenirsin. Onu biraz garip bulabilirsin ama mert bir adamdır." dediğinde Ada gözlerini devirdi.
Selim'e bir şey demese de sabah şahit olduğu şeylerin zaten yeterince garip olduğunu düşünüyordu. Dayısı önde o arkada kahvaltı masasına geçerlerken Seyhan ile göz göze gelince hemen gözlerini kaçırdı. Adam sanki ruhunu görmek ister gibi bakıyordu. İçinde sadece karanlık ve hayal kırıklıkları barındırırken onları kimsenin görmesini istemiyordu. Özellikle tanımadığı ve hoşlanmadığı bir adamın görmesi en son istediği şey bile değildi. Tahir ile selamlaşıp Ceylan ile sarıldıktan sonra kendisi için ayrılan sandalyeye geçip oturdu. Selim ondan az önceki sözleri için cevap bekleyen Seyhan'a bakınca o kara gözlerde yanan öfke ateşini gördü ama aldırmadı.
Çayından bir yudum alıp "Seyhan yeğenim mimarlık bölümü mezunu yaklaşık beş yıldır Mardin'de yaşadıktan sonra eşinden ayrılıp Adana'ya yerleşti. Bu süreçte eğitimini aldığı işi hiç yapmadı." dedi.
Seyhan "Üç gün sonra kocası gelip af dilediğinde tıpış tıpış peşinden gitmeyeceğinden emin misin? Genelde kadınlar iki çift güzel söze çiçeğe ya da mücevhere kanıp koşa koşa evlerine dönüyorlar." diye Selim'e karşılık verdi.
Adamın yüzündeki şaşkın ve kınayan ifade üzerine "Beni yeni tanımadın sözlerime bu kadar şaşırmana hiç gerek yok." dedikten sonra sözlerini tamamladı.Ada sinirlenmişti çatalı tutan ellerinin boğum yeri bembeyaz olmuştu "Dayı, Seyhan bey, burada yokmuşum gibi benim hakkımda konuşmayı keser misiniz? Eşimle daha doğrusu beş yıl evli kaldığım adamla işim bitti. Seyhan bey sizin bahsettiğiniz evrelerden geçip öyle geldim ben buraya. Emin olun geri dönüşü yok." dediğinde "Biz bu sözleri çok duyduk." şeklinde bir cevap beklemiyordu. Sanki komik bir şey söylemiş gibi sırıtan adamın yüzüne tokat atmamak için kendini frenlemeye çalışırken adam "Kocanızın sözünden çıkmayıp bu güne kadar çalışmamış olmanız bile inandırıcılığınızı gölgeliyor." diyerek konuşmaya devam edince ağzı kocaman açıldı.
Bir an için ne diyeceğini şaşırmıştı adam saygısız, patavatsız ve pervasızdı. Ayağa kalkıp "Bu güne kadar nasıl kadınlarla karşılaştınız bilmiyorum ama her gördüğünüz kadınla bu şekilde genelleme yaparak konuşamazsınız. Lütfen cinsiyetçi ve kaba yorumlarınızı kendinize saklayın!" diyerek arkasını döndü. Oradan ayrılmak istedi ama bileği biri tarafından yakalanmıştı. Ceylan "Ada lütfen canım oturur musun? Abimin kusuruna bakma." dedikten sonra tuttuğu bileği kendine doğru çekerek onu yerine oturtmaya çalıştı. Ada gitmek için kararlıydı bileğini kurtarmaya çalışsa da Ceylan bırakmadı. Seyhan "Kusura bakmayın Ada hanım amacım sizi küçük düşürmek değildi. Yine de sözlerimin arkasındayım. Ben önce olumsuzlukları konuşup çözmeyi ondan sonra işime bakmayı tercih ederim. Bu çoğu kişi için kabalık olsa da ben gerçekçilik demeyi tercih ediyorum. Önce savaşıp sonra barış yapmak emin olun daha iyi. Eğer ilgilenirseniz asistanımın yanında sabahtan öğleye kadar işi öğrenirsiniz. Öğleden saat beşe kadar şirketimin mimarlık departmanında açığınızı kapatırsınız. En azından hamileliğinizin izin verdiği zaman diliminde." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK ÖMRÜ MUTLULUK 🦋(TAMAMLANDI)
Chick-LitSevgili okur; Bu hikayede kocasının her yaptığını sineye çekecek bir kadın yok! Bu hikayede masum ve temiz kalpli bakire bir kuma yok! Bu hikayede kocaları onu seçsin diye mücadele edecek tabiri caizse göğüs göğüse çarpışacak iki kadın yok! Bu hi...