Helin hanım kapısı kırık odaya girince ilk görüş alanına okşamaya doyamadığı saçlar girdi. Ada çok severdi kedi gibi kıvrılıp dizine yatmayı. Kocasından göremediği ilgi açlığını belki de öyle gideriyordu. Bunun yenice farkına vardığı için kendisine kızdı. Saçları yumuşacıktı kızı yerine koyduğu gelininin, her zaman mis gibi kokardı ama kesilmişti makas gelişigüzel saçların üzerine atılmıştı.
Sonra dağınık yatağa takıldı bakışları, yedi yıllık gelinini çok iyi tanıyordu asla yatağını o şekilde bırakmazdı. Ada'ya bakınırken en sonunda buldu onu, gördüğü manzara ile gözyaşlarını tutamadı. Yerde öylece besleme gibi kesilmiş saçlarıyla açık bakan ama görmeyen gözleriyle yatıyordu. Üzerinde sadece ince geceliği vardı ve tir tir titriyordu "Yavruumm! Kınalı kuzuumm!" diye feryat etti.
Ne hale gelmişti güzeller güzeli gelini o insanı içine hapseden kara gözlerinin feri sönmüştü. Okşamaya kıyamadığı saçları yoluk yoluk kesilmişti. Ada feryadına hiç tepki vermedi tek yaptığı ahu gözlerinde doğup şakağına yol alan ve yerde ömrü son bulan tuzlu gözyaşlarını akıtmak oldu. Koştu Helin hanım kızının başını dizlerine koydu "Sameett!" diye var gücüyle bağırdı. Merdivenlerden ayak sesleri gelirken bitişik odanın kapısı da gürültüyle açıldı ve Kenan koşarak odaya girdi.
Ada'ya doğru hamle yaparken annesinin "Sakın yaklaşma!" diye bağırmasıyla durmak zorunda kaldı. Çağırdığı adamın içeri girdiğini gören Helin hanım "Ada'yı yatağına yatır." dedikten sonra hızla kalkıp yatak örtüsü ve çarşafı sıyırarak temiz çarşafı yatağa geçirdi. Samet Ada'yı bırakınca "Doktor Veli beyi bulup hemen konağa getir." dedikten sonra dolaptan temiz bir pike çıkarıp kızının üzerini örttü. Kenan "Neden doktoru çağırıyorsun? Ben varım ya." dediğinde "İnşallah tahmin ettiğim şeyi yapmamışsındır eğer öyleyse sana da orospuna da dünyayı dar ederim. Defol bu odadan!" sözlerinden sonra oğluna arkasını dönüp Ada'nın geriye kalan saçlarını okşamaya başladı.
Çok geçmeden doktor Veli bey elinde çantasıyla geldi. Sadece Helin hanım ve ikisi kaldı odada. Gözlerine ışık tuttuğu kadından herhangi bir tepki alamadı. Kulağına steteskopu takıp göğsünü dinlemek için açtığında gördüğü morluklar duraksamasına sebep oldu. Helin hanım hissettiği acıyla gözlerini yumdu oğlu olacak domuz kıymıştı kınalı kuzusuna. Doktor yan çevirip sırtını da dinledi "Eğer müsadeniz olursa vajinal muayene yapmak istiyorum sebebini tahmin edebilirsiniz." dediğinde gözyaşlarını kurulayıp başını sallamakla yetindi kadın.
Plastik eldiveni takan doktoru izlerken duyacağı şeylerden dolayı korku kapladı yüreğini. İşini bitirince Veli bey öfkeyle soludu "Helin hanım Ada kızımız tecavüze uğramış. Bunu yapan kişinin kocası olması suçu hafifletmiyor. Saçlarını da muhtemelen öfkesini onlara yönlendirdiği için kendisi kesmiş olmalı. Bu burada olacak bir şey değil. Ada'nın durumu gerçekten çok kötü buradaki psikiyatri servisi yetersiz. Size tavsiyem Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine götürmeniz. Orası çok daha kapsamlı ve doktor kalitesi çok daha yüksek. Onun dışında çok fazla soğuğa maruz kalmış. Şiddetli bir şekilde üşütmüş. Bir an önce oraya gidin ve tedavisine başlansın." dedikten sonra konaktan ayrıldı.
Helin hanım doktoru kapıya kadar geçirdikten sonra kapıdaki adamların hepsini üst kata çağırdı on kişilik ekibe baktıktan sonra "Sizin maaşınızı ben ödüyorum. Şu kapıyı kırarak içeri girecek ve ikisini de iyice döveceksiniz." diyerek gelininin olduğu odaya geri döndü. Adamlar önce şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Dün gece Ada'nın feryatlarını ve çığlıklarını duymuş ama hiçbir şey yapamamışlardı. Korkmuşlardı işlerini kaybetmekten halbuki hepsi çok severdi iyi kalpli gelini.
Her gün hal hatır sorardı kimin çocuğu olsa kimin hastası olsa hediyesi ile gider ziyaret ederdi. Artık aileden olmuştu kimi kızı gibi kimi bacısı gibi görürdü Ada'yı. Samet kısaca anlatmıştı zavallı gelinin halini ve çok üzülüp pişman olmuşlardı müdahale etmedikleri için hatta kendilerini suçluyorlardı. Bu yüzden birbirlerine gülümseyerek baktılar zaman intikam zamanıydı. Samet kapıyı kırma şerefine nail oldu ve içeri daldılar. İki şaşkın yüz bir süre sonra tanınmaz hale gelecekti.
Helin hanım önce Ada'nın üzerini giydirdi "İyi olacaksın kuzum iyi olacaksın annem." diye mırıldanarak küçük bir valiz hazırladı gelinine. Kendi valizini hazırlamak için odasına geçerken aralık kapıdan baktı. Evladı içeride dayak yiyordu ama zerre kadar içi acımadı. Yaptıklarıyla sonuna kadar hak etmişti. Rahmetli kocasının ana ve babasına kızdı tek çocuk diye üstelik erkek diye fazla şımartmışlardı Kenan'ı. Şimdi sonuçlarına hiç suçu olmayan Ada katlanmak zorunda kalıyordu.
İşi bitince Samet tekrar kucağına aldı gelinini arabanın arka koltuğuna yatırdılar. Kendisi ön koltuğa oturdu Samet ise şoför koltuğunda yerini aldı. İki adam daha arkalarından başka bir araba ile geleceklerdi. Konaktan ayrılmadan önce adamlarını ve çalışan kadınları avluda topladı yukarıyı işaret ederek "Bu ikisinin konakta hükmü yok, hiçbir dedikleri yerine gelmeyecek! Ekmek su bile vermeyeceksiniz. Kenan benim oğlum olsa da Ada ondan daha çok evlat oldu bana. Kızımın halini gördünüz eğer dediğimi yapmazsanız o size kıyamaz hakkını helal eder ama ben etmem! Benim ne zaman döneceğim belli değil o zamana kadar konak size emanet." dedikten sonra Adana'ya doğru yola çıktı. Oğlu mecbur kalıp orospusunu insan içine çıkarmak zorunda kalacaktı. Her ne kadar güçlü görünmeye çalışsa da bir noktada mutlaka patlak veriyordu daha fazla tutamadı kendini ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Kenan'dan sonra çocuğu olmamıştı kocasına erkek evlat vermiş olmasına rağmen yine de kuma sözü dillendirilmişti. Berat ağa kesinlikle böyle bir şeye yanaşmamıştı böyle bir adamdan böyle bir çocuğun olması inanılır gibi değildi. Adana İl sınırına girdiklerinde daha yenice göz yaşları dinmişti. Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine geldiklerinde giriş işlemlerini gerçekleştirdiler. Ada'nın durumuna bakan psikolog ve psikiyatristler Helin hanıma gelininin çok ağır bir travma geçirdiğini ve yatılı olarak tedavi edilmesi gerektiğini söylediler. İlk iki ay kesinlikle dışarı ile bağı olmadan yoğun bir programa tabi tutulacaktı.
Artık mecbur kalmıştı yüzünü eğip Ada'nın babasını aradı o zaten sahip çıkacaktı gelinine ama ailesinin durumundan haberi olmalıydı. Mehmet bey hiç ummadığı bir şey yapıp "Benim Ada isminde kızım yok! Yedi yıl önce bizi çiğnediği gün öldü!" diyerek telefonu yüzüne kapatmıştı. Annesini aradığında ise kadın cevap bile vermedi. Ada yıllar önce laf arasında "Annem babam ne derse onu yapar sözü annem için kanun gibidir." demişti. Demek evlat bile kocasına karşı çıkmasına yeterli değildi. İyice emin oldu zavallı kızının kendinden başka kimsesi yoktu. İçi acıdı onun adına Rabbine dua etti İnşallah Ada'ya ana hasreti çektirmemişti.
Ada'yı burada bırakıp gitmek istemiyordu ayrıca konağa gidip kimseyi görmek cazip gelmiyordu. O yüzden Adana'da hastaneye yakın bir ev tuttu. Bu arada yapmak istediği şeyleri de rahatlıkla yapabilirdi. Oğluna hazırladığı sürpriz aklına gelince bugün ilk defa içten bir şekilde gülümsedi. Kızı gibi gördüğü gelinine yapılanlar kimsenin yanına kar kalmayacaktı. Bir kadın olarak onu çok iyi anlıyordu. Hayat da ona iki tane sürpriz hazırlıyordu onları öğrenince bakalım neler olacaktı?
İyi okumalar. Öpüldünüz 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK ÖMRÜ MUTLULUK 🦋(TAMAMLANDI)
Chick-LitSevgili okur; Bu hikayede kocasının her yaptığını sineye çekecek bir kadın yok! Bu hikayede masum ve temiz kalpli bakire bir kuma yok! Bu hikayede kocaları onu seçsin diye mücadele edecek tabiri caizse göğüs göğüse çarpışacak iki kadın yok! Bu hi...