KELEBEK ÖMRÜ MUTLULUK 🦋(TAMAMLANDI)

~17~

        Seyhan'ın şirkete giderken yüzü gülüyordu ne kadar uğraşsa da bir türlü aptal sırıtışını yüzünden silemiyordu. Selim dün gece Ada'nın evinde kaldığı için sonrasında baş başa kutlama yapamadılar. Halbuki Seyhan ne çok isterdi kadını soluksuz bırakana kadar öperek o mükemmel geceyi mühürlemeyi Ada desen o da aynı durumdaydı. Seyhan sabırlı adamdı özellikle sonu mutlu bitecekse, birkaç gün dişini sıkması gerekiyorsa sıkardı. Ondan sonra sevdiği kadını kokusu yatağa sinene kadar yanından ayırmayacaktı. Bu kokunun bağımlısıydı sayesinde çok daha rahat uykuya dalıyordu.

        Şirket binasına girerken yüzü gülse de artık kanarya yutmuş kedi gibi görünmediğini umuyordu. Odasına geçerken asistanı Selma hanıma "Günaydın. Odama bir sade kahve yollar mısınız?" dedi. İçeri geçince ceketini çıkarıp küçük eşya dolabına yedek takımının ve ceketinin yanına astı. Bugünkü kahvaltıda yakın arkadaşı Selim de onlara eşlik etmişti. Tahir sonuçta kardeşiyle evlenmişti evlenmesine ama Seyhan'a Ceylan ile görüştüklerini söylemeyerek ona olan güvenini zedelemişti. Gerçi oldu bitti Selim ile daha iyi anlaşırdı özellikle Tahir evlenince iki kafadar birlikte az çapkınlık yapmamışlardı. Selim bugün evine geçecek iki gün sonra olacak kız isteme için onları kendi evinde ağırlayacaktı. Bugün öğle saatlerinde Ada ile kuyumcuya gidecekleri ve alyans seçecekleri aklına geldi. Bu düşünce yine yüzünde o aptal sırıtışa sebep olmuştu.

        Kapısı çalınca boğazını temizledikten sonra "Girin." diyerek gülümsemeyi kesti. Yüzüne ciddi patron maskesini oturtup masasına bırakılan kahvesinden bir yudum aldı. Fincanı elinden bıraktıktan sonra Selma hanımı dinlemeye başladı. Kadın gün içinde yapılacak işlerin özetini geçti "Üç gün sonra İstanbul'a gideceksiniz Melike Kaya'nın şirketiyle sözleşme yenilenecek beş günlük planlama yapıldı. Türkiye Genç İş Adamları derneğinin daveti var ona da katıldıktan sonra döneceksiniz." dedi ve izin istedi. Seyhan'ın başından aşağı kaynar sular dökülmüştü adam  Melike'nin varlığını tamamen unutmuştu. Gerçi kadını sadece İstanbul'a gideceği  zaman yaklaştıkça veya o Adana'ya geleceği zaman hatırlardı. Sadece iş için gittiğinde görürdü Melike'yi, sırf onu görmek için özel olarak hiç gitmemişti. Kadın ise iş için olmasa bile birkaç kez onu ziyarete gelmişti. İstanbul'a ortak yaptıkları inşaatları denetlemek için gittiği zamanlar onun evinde kalıyordu aynı şekilde Melike Adana'ya geldiği zaman Seyhan'ın evinde ve yatağındaydı.

        Birbirlerine herhangi bir söz vermemiş olsalar da aynı yatağı  paylaşıyor ve ortak iş yapıyorlardı. Adana'daki davetlerde nasıl ki insanlar onu tek görmeye alışmışlarsa İstanbul'da durum tam tersiydi. Onun Melike ile davetlere katılması çok olağandı. Başını ellerinin arasına alıp bir süre düşündü buna bir an önce son vermeliydi. Üstelik bunu Melike'ye de borçluydu. Onunla ortaklığını bitirmek istese de daha önce birlikte oldukları için bu yaptığı kadını cezalandırmak olurdu. Ortak geçmişleri yüzünden faturayı kadına kesemezdi. İstanbul'daki kadını tamamen unuttuğuna inanamıyordu. Canı sıkkın olmasa gülebilirdi çünkü bu durum Ada'nın aklını nasıl da başından aldığına iyi bir örnekti. Toplantıya girerken modu düşmüştü kendini çok yorgun hissediyordu. Toplantının öğle saatlerine kadar uzaması ise hepten gerilmesine sebep oldu.

          Odasına geri dönerken Selma hanımın yanında sevdiği kadını görünce yüzü gülmeye başladı onu kollarına alıp şakağına bir buse kondurdu. Elini tutup "Neden beni ofisimde beklemedin güzelim?" diye sordu. Melike, İstanbul ve onu bekleyen yüzleşme Ada'nın varlığı ile aklından uçup gitti. Ada gülümsedi sıcacık bakan kara gözleri adamı da ısıttı. Selma hanımın son yaşananlardan haberi olmadığı için onu Seyhan'ın odasına almadığını söylemedi "Biz de Selma hanım ile sohbet ediyorduk." demeyi tercih etti. Arkası dönük olduğu için kadının ona minnet dolu bakışını görmedi. Zira Seyhan'a bunu söylemiş olsa onun hiç karşılaşmak istemediği sert patron yüzünü görmek zorunda kalırdı. Selma hanım patronunu sevse de ondan aynı zamanda çok çekiniyordu. Birkaç kez o yüzüyle karşılaşmış korkudan dizlerinin bağı çözülmüştü.