~5~

2.2K 192 38
                                    

Çalışanlar Ada'ya "Hoşgeldin." deyip sarılırken yukarıdaki hareketlenme dikkatini çekti. Kenan merdivenlerden "Dönmüşsün." diyerek inerken adamlar çoktan Ada'nın önünde etten duvar örmüşlerdi. Helin hanım merdivenlerin başında duran kadının nefret dolu bakışlarına aynı hiddetle cevap verirken "Höst! Biraz ağır ol!" diyerek tepki gösterdi oğluna.

Kenan bir an için dursa da yeniden hamle yapmakta gecikmedi "O benim karım anne sen karışma! Karı koca arasına girilmez." dediğinde Ada'nın naif sesi duyuldu "Boşanmak istiyorum!" sadece iki kelime yıkmıştı adamı. Ada iki aydır bu ana hazırlanıyordu aslında, bir zamanlar sevdiği yedi yılını verdiği karşılığında aldatılıp tecavüze uğradığı bir evlilik yaşamıştı. Artık Kenan'ı hayatına dahil etmek gibi bir seçenek yoktu. Son beş ayda bir kadının asla kaldıramayacağı şeyler yaşamıştı.

Zaten içinde bir zamanlar kocası olarak gördüğü adama dair tek bir iyi duygu kalmamıştı Kenan'ın yakınında olma fikri bile korkutuyordu Ada'yı. Adamların ona geçit vermeyeceğini bilse de hatta ona bir daha dokunamayacağından emin olsa da korkuyordu. Üstelik o korkunç gecenin hatırlatıcısı bir bebek içinde büyümeye devam edecekti. Bu düşünce onu rahatsız etti eli karnına giderken bu bebeği çok seveceğini biliyordu. Bu minik meleğin yaşananlarla en ufak bir ilgisi yoktu onun suçu da değildi. O yüzden "Özür dilerim bebeğim." diye mırıldandı.

Başını kaldırıp yukarıya bakınca o kadının da olanları izlediğini gördü onun da karnı belli oluyordu büyük bir kırılma anı yaşadı. Ada bebeğine yaşadığı tecavüz neticesinde hamile kalırken yukarıda kendisine bakan kadın yaşadığı bir zevk gecesinde hamile kalmıştı. Günlerce bitişik odadan gelen kahkaha seslerini dinlemek zorunda kalmış ve yavaş yavaş içindeki umut tohumlarının ölüşüne şahitlik etmişti. Ne çok canı yanmıştı o anlarda. Kalbini çok kötü kırmıştı kendisine ulaşmaya çalışan adam ve artık tamiri yoktu. Kırılan bir şey birleştirsen bile eskisi gibi olur muydu? Bu mümkün değildi üstelik Ada'nın durumundaysanız imkânsızdı.

Kıskanmıyordu ikisini, Kenan ile işi bitmişti ama yaşadığı duygu karmaşası ve farkına vardığı gerçekler üzmüştü onu. Sessiz gözyaşlarını içine akıtıp güçlü duruşunu bozmadı. Kenan ise duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. Otelde aldığı kararı uygulama fırsatı bulamadan Sare'nin hamile olduğu ortaya çıkmıştı. Bir türlü kurtulamamıştı kadından para suyunu çekince mecburen konağa geri dönmüşlerdi. Kenan yine de kararlıydı o yüzden ilk iş Ada ile ikisine ait olan odaya taşındı ve Sare ile yataklarını ayırdı.

Bunda otelde Sare'nin eski sevgilisini görmeleri va adamın "Dikkat et ilk işi seni kafeslemek için hamile kalmaya çalışmak olacak. Evlisin değil mi? Ben de evliydim, onu asla durdurmaz evli olman, benim yuvamı yıktı." dedikten sonra yemek yedikleri masadan ayrılmıştı. Kadın adama "Yalan söylüyorsun defol masamızdan. Adi şerefsiz yalancı!" diye bağırıp çirkef yönünü ortaya çıkarsa da Kenan anlayacağını anlamış ve nasıl bir tuzağın içine çekildiğini fark etmişti. Odaya çıkıp eşyalarını toplarken Sare arkasından yetişmiş ve "Hamileyim." diyerek bombayı patlatmıştı.

Tam olarak tuzağa düşmüştü Kenan evliliğini böyle bir kadın yüzünden yıktığına inanamıyordu. Sare'nin yaptığı her basit hareketi ister istemez Ada ile karşılaştırıyor tekrar tekrar karısının asaletine hayran oluyordu. Artık kadının seks ile kendisini kandırmasına izin vermemekte kararlıydı. Şimdilik iyi idare ediyordu. Bir süre sonra her gün annesini aramaya başladı karısı yavaş yavaş iyileşiyordu. Nasıl olsa onu affederdi Kenan'ı seviyordu, bugüne kadar hiç sözünden dışarı çıkmamıştı.

Olmadı "Yeter artık uzattın ama, pişmanım diyorum anlamıyor musun?" diye sert çıkar karısını sindirirdi veya hastaneden izin alır tatile götürür orada ikna ederdi. Hem çok özlemişti kadınını, belki barışır bir de çocuk ile perçinlemiş olurlardı evliliklerini. Hayaller ve hayatlar farklıdır derler Kenan da yakında anlayacaktı bu sözün doğruluğunu. Annesi ile konuşmuş bugün konağa döneceklerini öğrenmişti sürekli kulağı kapıdaydı. Sabah nöbetten çıktığı için iki saatlik uykuyla duruyordu en sonunda konağın kapıları gürültüyle açıldı ve annesi ve karısının olduğu araba içeriye geçtikten sonra durdu.

O kapıdan çıkarken Sare de çıkmıştı kadına ve karnına tiksintiyle bakıp gözlerini yeniden arabaya çevirdi. Arka kapılar açılınca annesi ve Ada göründü annesini es geçip bakışlarını karısına çevirdi. Kısa saçları varla yok arası makyajı ve üzerindeki haki renkli elbisesiyle çok sofistike görünüyordu. Hafif kilo almıştı ve ona çok yakışmıştı. Her zaman zarif bir kadındı karısı nerede ne yapılması gerektiğini bilirdi. Çocukla çocuk yaşıyla yaşlı olur yinede zerafetini korumayı başarırdı.

Ada'nın şu halini görünce kafasını hangi taşa vurması gerektiğini bilemedi. Yanındaki şu basit görgüsüz kadında ne bulmuştu acaba. Bacak arasına girince her şeyi hatta karısını unutmuş olduğu gerçeği aklına bile gelmedi. Her şeyin suçlusu Sare'ydi o kuyruk sallamasa peşine düşmezdi. Yine bencilliğini konuşturmuş kendisi haricinde yeni günah keçisini bulmuştu. Daha önce de anal ilişkiyi kabul etmediği için ve Sare'nin yaptığı gibi önünde diz çöküp erkekliğini ağzına almayı reddettiği için Ada'yı suçlamış ve onu aldatmasının suçlusu olarak karısını görmüştü. Bu kadında ise yok yoktu ne isterse onu yapıyordu.

Yinede bütün bu olanların suçunu hiçbir şekilde üzerine almıyordu çünkü bencildi ve mükemmel hatta kusursuz olduğunu düşünüyordu. Bu yaşananlarda kurbandı sadece kötü bir kadın tarafından tuzağa düşürülmüştü. Hem karısına tecavüz etmiş sayılmazdı Ada erkeğini mutlu etmeye mecburdu, kadın kocasını reddedemezdi. Bu düşüncelerin verdiği rahatlıkla indi merdivenlerden aşağıya o sırada arabanın kapısı örtülünce içinden derin bir oh çekti. Karısı zaten hamileydi ona artık mecburdu kesin barışacaklardı.

Peki Ada'nın gözlerinde gördüğü korku neyin nesiydi? Çok özlemişti karısını bir kerecik sarılsa yeterdi ama konaktaki çalışan adamlar engel olmuştu annesi bir şeyler dedi ama aldırmadı "O benim karım anne sen karışma! Karı koca arasına girilmez." dediğinde karısının sesini duydu "Boşanmak istiyorum!" iki kelime ile yıkılmıştı işte. Hayır bunu kabul edemezdi karnındaki bebeğe rağmen boşanmak ne kadar saçma bir düşünceydi. Kahkahalarla gülmeye başladı başını hayır der gibi sallayarak "Daha neler. Hamilesin ve benden boşanmak mı istiyorsun? Asla boşanmam senden, seni seviyorum tamam bana kızgınsın ama senin gönlünü alırım ben. Yine eskisi gibi mutlu olabiliriz. Bebeğimizi büyütebiliriz." dediğinde yüzüne inen tokatla neye uğradığını şaşırdı.

Bunu yapan nazik, naif, ömründe sineği bile incitmemiş olan karısıydı vuruyur tırmalıyor ve saldırıyordu. Kenan izin verdi bunu yapmasına içten içe hak ettiğini biliyordu eğer Ada sakinleşecekse kendisine olan öfkesi dinecekse istediği kadar vurabilirdi. Duydukları irkilmesine sebep olsa da vazgeçmeyecekti. "Bana tecavüz ettin sen! Karnımdaki bebek tecavüz bebeği. Kadının birini getirdin kuma olarak üzerime, günlerce kahkahalarınızı dinledim. Sonra seni istemediğim halde bana tecavüz ettin. Sen bittin benim için, bunun geri dönüşü yok! Boşanmak istiyorum!" diye bağırdı.

Kenan bunu hiç beklemiyordu yinede vazgeçmedi "Ada güzel karıcığım yapma, hastaneden bir hafta izin alırım tatile gideriz seninle. Bak bebeğimiz de olacak bana son bir şans ver." diyerek ısrar etmeye devam etti. Ada şaşkınlıktan sinirden ne yapacağını şaşırmıştı Kenan'dan sandığı kadar kolay kurtulamayacağını da fark etmişti. Tam odasına doğru hareketlenirken durmak zorunda kaldı Kenan "Sorun Sare'yse senin gittiğin gün yataklarımızı ayırdım ondan ayrı odada kalıyorum aramızda herhangi bir ilişki kalmadı ben seni seviyorum ve istiyorum. Sadece hamile olduğu için konakta kalıyor yüzünü bile görmüyorum." diye yalvarmaya devam etti.

O zamana kadar sessiz kalan kadın konuşmaya başladı "Şimdi böyle mi oldu? Üzerimden kalkıp aradın karını 'Babanla karşılaştık beni dövdü sakın gelme.' dedin dört yıl boyunca beraber yaşadık iki kere hamile kaldım. Hadi inkar et! Hadi yalan olduğunu söyle!" dediğinde Ada nefes almayı bırakmıştı. Nasıl aptal yerine konduğunu duymak detaylarını öğrenmek hiç olmadığı kadar canını yakmıştı. Odasına giderken "Bu adamı çevremde görmek istemiyorum!" son sözleri oldu.

Odasına girip kapıyı örttüğü anda yere yığıldı hıçkırıklarını kontrol edemiyordu. Resmen enayi yerine konmuştu belki de arkasından gülmüşlerdi. Kenan değildi onu yıkan bu şekilde kandırılmasıydı. O gece sabaha kadar ağladı aldığı darbelerin haddi hesabı yoktu. Sabah ılık bir duş alıp kendine gelmeye çalışsa da gecesinin kötü geçtiği her halinden belli oluyordu. Aynanın buğusunu silip yüzüne odaklandı ve kendi kendine bir söz verdi bu Kenan için döktüğü son gözyaşı olacaktı...

İyi okumalar. Öpüldünüz. 😘

KELEBEK ÖMRÜ MUTLULUK 🦋(TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin