~13~

1.9K 185 8
                                    

       Ada hastaneye nasıl ulaştıklarını bilmiyordu çünkü sancılarına ölüm korkusu yarenlik etmişti. Seyhan'ın panik halleri canı yanarken ve yüreği ağzındayken onu daha fazla korkuttu. Halbuki hiç böyle hayal etmemişti doğuma gidişini. Önce suyu gelecek sonra Semiha hanımla taksi çağırıp hastaneye gideceklerdi. Bilemedi her doğumun aynı şekilde başlamayacağını. Şimdi ise arabada Seyhan ile giderken kaza yapmamak için dua ediyordu. Soğukkanlı, her durumda sakin kalmayı beceren adam ile şu anda beraber olduğu adam arasında uçurumlar vardı. Yine de ona minnettardı eğer o yakında olmasaydı ne yapardı hiç bilmiyordu. Tek bildiği Seyhan'a koşulsuz şartsız güvendiğiydi.

        Hastaneye ulaştıklarında derin bir oh çekti ama sancılarının sıklaşması ile rahatlığı uçup gitti. Sedyeye yatırıldığında hala sıkı sıkı Seyhan'ın elini tutuyordu. Kara gözleri adamı bulduğunda içine titrek bir nefes çekip cesaretini topladı ve "Kalacak mısın?" diye sordu. Adam "Evet." demeyi her şeyden çok istese de kendini tuttu. Bir an için afallarken "Acaba beni yanında istemiyor mu?" diye düşünerek tüm cesaretini kaybetti. Dudakları ondan bağımsız hareket ederek "Eğer istersen kalırım." deyiverdi. Ada diliyle dudaklarını ıslattı yine de cevap verirken dudaklarının titremesini engelleyemedi. Yanakları gözyaşlarıyla ıslanırken sadece "Gitme!" diyebildi. Arkasından gelen şiddetli sancı ile dünyasının karardığını hissetti. Çığlığı hastane koridorunda yankılanırken hasta bakıcılar sedyeyi doğumhaneye doğru  hareket ettirdi. Bunun üzerine birleşmiş olan elleri ayrıldı.

          Ada her zaman acı eşiğinin yüksek olduğunu düşünürdü ama artık bundan o kadar emin değildi. Doktor ıkınması için onu cesaretlendiriyor Ada ise acıdan dolayı çığlık atıyordu. Ebelerden birisi "Bağırma." dediğinde içindeki o naif kibar kadını dizginleyip "Kes sesini! Bana ne yapacağımı söyleme!" diye sesinin yettiğince bağırdı. Bu biraz iyi hissettirmişti ama sadece birazcık. Ebe ise sadece gülümsedi böyle tepkilere alışık olduğu belliydi. Seyhan'ı bebeği her şeyi unutmuştu Ada, sadece acılarının kaynağından kurtulmak istiyordu. Doktorun isteğiyle son kez ıkındığında hayatında ilk kez bu kadar büyük bir rahatlama yaşadı. Üstelik bir süre önce çektiği acıların haddi hesabı yoktu ve onlardan da kurtulup rahatlamıştı.

         Bir bebek ağlaması odayı doldurduğunda "Bebeğim!" diye fısıldadı sonra da gözyaşlarına boğuldu. Hemşirelerden birisi onu temizleyip giydirirken Ada başını kaldırmış kızına bakmaya çalışıyordu. Görüş alanını kısıtlayan gözyaşlarını hemen yerine yenisi gelse de durmadan siliyordu. Bebeğinin üzerini giydirdiler ve doğumhaneden çıkardılar. Bu büyük bir kayıp ve yoksunluk hissini beraberinde getirdi. Ada ise içeride kaldı bu sırada doktor dikişlerini atmaya devam etti. İşi bitince odaya aldılar doğum çantasını odada görünce haline şükretti. Yavaş hareketlerle pijama takımını giydikten sonra yatağa yerleşti. Normal doğum yapmasa hali ne olurdu düşünmek dahi istemiyordu. Semiha hanımla konuştuklarında normal doğumu o önermişti.

          Ona asırlar gibi gelen birkaç dakikadan sonra odanın kapısı açıldı içeriye kucağında kızı ile bir hemşire girdi. O anda öyle bir duygu yoğunluğu yaşadı ki bir an nefesi kesildi. Pamuktan yapılmış, siyah saçları neredeyse gözüne giren bir melek bıraktılar kucağına. Minik yumuk ellerinden birini tuttuğunda Helin bebek sanki o anı bekliyormuş gibi sıkıca kavradı annesinin parmağını. Ada işte o anda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Kendisini çok hassas ve kırılgan hissediyordu. Yaptığı yanlış seçimlere ağladı. Onu bir kalemde silip atan torunları olduğunu bile bilmeyen ailesine ağladı. En çok ihtiyacı olduğu zamanda bu dünyadan göçüp giden Helin hanıma ağladı. Yaşadıklarına ve yaşayamadıklarına ağladı. Kaderine, çaresizliğine en çok da yalnızlığına ağladı. O sırada gelen sese başını kaldırıp baktı "Umarım bunlar sevinç gözyaşlarıdır." diyerek Ceylan içeri girdi. Arkasından Tahir ve Seyhan geliyordu.

KELEBEK ÖMRÜ MUTLULUK 🦋(TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin