~ 22 ~

2.1K 195 99
                                    

Ada ve Seyhan çiftlik evinin önünde yemyeşil çimenlerin üzerine uzanmış bulutları seyrediyorlardı. Ada'nın başı Seyhan'ın omzundaydı güçlü kollar tarafından sarmalanmıştı. Yanıbaşlarındaki minik Helin ağzından sadece baloncuklar değil sesler de çıkarıyor ayakları ve elleriyle havayı dövüyordu. Omzunda sevdiği kadın, uzanabileceği kadar yakınında kızı varken o anda Seyhan'dan mutlusu yoktu. Ada işaret parmağıyla gökyüzündeki bulutu gösterip "Bak Seyhan kuzuyu görüyor musun?" diye sordu. Seyhan "O bulut hiç de kuzuya benzemiyor, bence üç kişilik bir aile." diye karşılık verdi.

"Neresi aileye benziyor? Baksana tombiş kuyruğunu görmüyor musun?"

"Senin kuyruk dediğin bebek bir kere, bak orada yakışıklı boylu poslu bir erkek var güzel bir kadın da adamın elini tutmuş tombiş bebek de yanlarında."

Ada "Sen benimle eğleniyor musun?" dediğinde Seyhan kadının sırtını yerle buluşturup bacaklarının arasına girerken kahkahayı patlattı "Aşkolsun karıcığım hiç öyle şey yapar mıyım?" dedi. Hâlâ dudaklarında belli belirsiz bir gülüş kıpırdanıyordu. Ada surat astı göz temaslarını bozarak "Bence yaparsın." diye nazlı nazlı cevap verdi.

Başını kaldırıp tepkisini görmek için yeniden adama baktı. Seyhan'ın düz yele gibi saçları yüzünün etrafına dökülmüş kendisine hırçın ve tehlikeli bir hava vermişti. Sanki az önce onu kızdıran Seyhan değilmiş gibi elini uzatıp adamın yüzüne sevgiyle dokundu. Sırf kendi istediği için bıraktığı kirli sakallarının avuç içinde bıraktığı his mükemmeldi. Seyhan bir an için yüzünü okşayan ele yaslandı gözlerini kapatıp açtığında kahverengi harelerinde gördükleri kadının nefesini kesti. Mutluluk, aşk ve minnettarlık gördü o meşhur Adana güneşiyle yarışıp gözlerini kamaştıran harelerde. Aslında onun kara gözlerinin bir yansımasıydı Seyhan'ın bakışlarında gördüğü hisler. Nasıl da yakışıklıydı hayatına anlam katan adamı. Memleketindeki insanlara özgü esmer teni, bakanın içine işleyen dikkatli koyu kahve gözleri, ona asi bir hava veren omuzlarına kadar inen düz siyah saçları ve erkeksi yüz hatları ile mükemmeldi en önemlisi onundu. 'Gönül kimi severse güzel odur.' diyenlere kahkahalarla gülmek istedi. Nasıl da saçma bir sözdü o! Yel değirmenlerine savaş açan Don Kişot misali bu sözü söyleyenlerle mücadele etmeye hazırdı. Çünkü kırık ve yaralı yüreğine rağmen, hatta hasarlarıyla birlikte tartışmasız bu dünyanın en yakışıklı erkeğiydi Seyhan.

Nerede ve ne durumda oldukları aklına gelince masal diyarlarından sıyrılıp gerçek dünyaya hızlı bir dönüş yaptı. Her ne kadar işçiler onların olduğu kanatta işlerini bitirmiş olsalar da, her an birileri gelip bu mahrem anlarına tanıklık edebilirlerdi. O anda güneş mi yoksa sevdiği adamın ona aşkla bakan gözleri mi daha parlak karar veremese de -ki Adana güneşinin nasıl parlak ve yakıcı olduğunu orada yaşayanlar iyi bilir- kendisini ondan kurtarmaya çalıştı.

Seyhan'ı üzerinden kalkması için zorlarken etrafına bakarak "Görecekler sevgilim! Lütfen kalk üzerimden. Ne olursun!" diye mırıldandı. Seyhan yana kayıp kadına alan tanısa da "Karım değil misin, ne var yani?" diye sormaktan kendini alamadı. Ada "Sadece Allah katında karınım, henüz evlilik cüzdanını göremiyorum." derken gülümsüyordu. Az ileride ağaca dayayıp kurumaya bıraktıkları kocaman kapı da oradan onlara göz kırpıyordu. Kapının her yerinde rengarenk el izleri vardı Helin'in minik el izi ağırlıktaydı. Ada minik kızının odasının kapısını üçünün el iziyle süslemeyi akıl ettiğinde bu kadar yorulup aynı zamanda bu kadar gülüp eğleneceklerini tahmin edememişti. Her gün yeni bir fikirle geliyor Seyhan da onun her önerisine "Tamam karıcığım." cevabını veriyordu. Ada, Seyhan gibi bir adam hayatında yer aldığı için Allah'a ne kadar şükretse azdı. Çektiği acıların ödülü büyük olmuş karşısına kızını ve kendisini içine alacak kadar kocaman yürekli bir adam çıkmıştı. Onu sevgisiyle iyileştirmiş sarıp sarmalamıştı.

KELEBEK ÖMRÜ MUTLULUK 🦋(TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin