15

917 44 39
                                    

Karnımı açmış aynanın karşısında kendime bakıyordum. Karnımın içerisinde bir bebek vardı ama şu anda hiçbir şey belli olmuyordu. Yan tarafıma dönerek bir kez daha kontrol ettim. Hayır, burada bebek olduğuna dair hiçbir iz yoktu. Mide bulantılarımı, baş dönmelerimi ya da arada sırada hayvan gibi yemek yememi saymazsak tabi...

" Bence artık bir doktora gitmeliyiz. "

Aynadan arkamda olduğunu gördüğüm Rüzgâr'a bakarken başımı iki yana salladım.

" Bugün annem gelecek. Gidemeyiz. "

Yanına yaklaşarak ellerini karnımın üzerinde birleştirdi. Gözlerim ellerinin olduğu noktaya kayarken hareketsiz kalmak için kendimi zorladım. Kendimi garip hissediyordum. O yanıma yaklaştıkça garip bir duygu etrafımı sarıyordu. Şikâyet ettiğimden değil ama bu hissin başıma ne getireceğini bilmemek beni ürkütüyordu.

" Anneni de alıp gideriz. "

Boynuma minik öpücükler bırakırken söylediği hiçbir şeye odaklanmam mümkün değildi. Kendimi öne doğru çekerek ondan kurtulmaya çalıştım. Mantıklı davranmaya ihtiyacım vardı.

" Uzaklaşmaya çalışma. Bu şekilde de konuşabilirsin öyle değil mi? "

" Yüzünü göremiyorum, " dedim. Bulabildiğim en iyi bahane buydu.

" Güzelim, aynanın karşısındayız. Kafanı kaldırıp bakarsan yüzümü de görürsün. "

Kafamı kaldırıp aynadaki yansımamıza baktım. O kadar güzel görünüyorduk ki! Gözlerimi Rüzgâr'ın parlayan gözlerine çevirdim. Dile getirmesine gerek yoktu. Onun da benimle aynı fikirde olduğuna emindim. Çok güzeldik!

Arkamızdaki kapının hızla açıldığını duyunca gözlerimi devirdim. Artık korkmuyordum bile. Yaprak içeri her zaman böyle giriyordu. Alışmıştım.

" Yaprak, şu kapıyı çalmayı ne zaman öğreneceksin? "

Abisinin söylediğini duymamış gibi davranarak bize bakmaya devam etti. Rüzgâr'ın ellerini karnımdan çekmeye başladığını hissettiğimde ellerimi ellerinin üzerine koyarak çekmesini engelledim.

" Ama bu evde kaldığım sürece rahat olabileceğimi söylemiştin. "

Yüzümü buruşturdum. Benden nefret ettiğini biliyordum. Ama bu nefretin onun çocuk gibi davranmasına sebep olması midemi bulandırıyordu.

" Rahat olmak ve saygısız olmak farklı şeyler. Eminim bir gün ikisinin arasındaki farkı öğrenirsin. "

Söylediğim şeyden sonra Rüzgâr'ın ellerinin karnımda kasıldığını hissettim. İkimizin arasındaki gerginlik en fazla onu etkiliyordu. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Yaprak savaş istiyordu, ben de ona istediğini veriyordum.

" Saygıyı senden mi öğreneceğim? Kendine bile saygısı olmayan bir kadından? "

Rüzgâr bu sefer ellerini bu sefer kurtararak benden kurtuldu ve ona doğru döndü.

" Yaprak gerçekten çizgiyi aşıyorsun. Karım hakkında düzgün konuşmayı öğrenmen gerekiyor!"

" O senin karın değil. Bunu sen de çok iyi biliyorsun. "

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu doğruydu. Hâlâ bu konuda bir şey yapmış değildik.

" Annemi bekliyorduk. O geldikten sonra her şeyi halledeceğiz. Ayrıca sen benim onun karısı olduğuma inanmıyor olabilirsin. Ama birkaç ay sonra doğacak yeğenin bunun kanıtı niteliğinde. "

Alaylı kahkahasını duyduğumda kulaklarımı kapatmak istedim. Çünkü ne zaman bu kahkahayı duysam ardından canımı yakacak bir şey söylüyordu. Kendimi gelecek darbeye hazırladım ve ona gönder gelsin dercesine baktım.

İNANCINI KAYBETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin