21.Bölüm

58.3K 2K 567
                                    

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir zaman diliminde sıkışmıştım.
Dilim lal,gözüm kör,kulağım sağır olmuştu.
Ne demişti öyle

'Artık gerçekten benimsin.'

Bu ne güzel bir cümleydi böyle.Kalbimde cennetin en güzel çiçekleri yeşermişti.

Hep aklımı dinlerdim ben.Ama Alphan kalbimden gelen o kadar güzel bir sesti ki,dinlemeden geçemedim.
O kadar şoktaydım ki.
Yıllar sonra ilk kez ne yapacağımı kestiremiyordum.
Kalbim,hernekadar ona sarılmamı söylesede,beynim kendini ağırdan sat diyerek beni uyarıyordu.
Ve sanırım bu durumda mantığım daha ağır basıyordu.

Kaşlarımı usulca çattım,onun o eşsiz yüzünden gözlerimi alamıyordum.
"Hadi ya.Demek seninim,benim neden bu durumdan haberim yok?"
Titrek nefesim onun ciğerlerinde can buldu.
Aşinası olduğum kahveleri mavilerimden ayrılmadan sert sesi ile konuştu.
"Çünkü itiraz etmek gibi bir seçeneğin yok."
Önüne dönüp duran arabayı tekrardan çalıştırdı,ben hala söylediklerinin etkisinden sıyrılamazken o devam etti.
"O piçle iş yapmanı istemiyorum,anlaşmayı fes et."

Gidip Demirhan'ı anlından öpmek istiyordum.Eğer o olmasaydı bugün bu itirafa duymamış olabilirdim.
"Bu imkansız,sözleşmeler çoktan imza-"
Sözümü kesti,çatık olan kaşları biran olsun düzelmiyordu.Bakışları yolldan ayrılmıyorken konuşttu.
"Umrumda değil."
Serzenişine kaşlarımı çattım.
Böyle bir şeyin olması imkansızdı.
Asla bu projeden dönmeyecektim.
Mavilerimi hızlıca giden yolda gezdirdim.
"Sözleşmeden dönersem 2 milyon ödemek-"
Tekrar sözümü kesti,benim söylediklerimi sanki umursamıyormuş gibi davranıyordu.
Ve bu beni de sinirlendiriyordu.
"Ben öderim."
Yolda olan bakışlarım hızlıca ona döndü.
"Saçmalama,çok abartıyorsun.Demirhan'la görüştüysem ne olmuş.Altı üstü toplan-"
Yine ve yeniden sözümü kesip kızgınca ve sesini yükselterek "ne dediysem o olacak,uzatma."dediğinde sinirlice elimi saçımın arasından geçirdim.
Hernekadar sakin durmaya çalışsada oldukça sinirli görünüyordu.
Eğer daha fazla sinirlendirirsem kötü bir şeyler olabileceği için sustum.

Şimdilik.

Akteğmenlerle iş yapmak taraftarı değildim,evet çok güçlülerdi ve benim için karlı bir iş olacaktı ama Alphan'la olan tutumsuzluğu beni geriyordu.
Her sinirlendiğimde olduğu gibi yine başıma ağrı girmişti.
Parmak uçlarımı başıma götürüp masaj yapar şekilde ovaladım.
Araba köşkün önünde durduğunda ona hiç bakmadan inmek için elimi kapı koluna attım.
"Yarın akşam 8'de hazır ol."
Kaşlarımı havalandırıp ona döndüm.
"Neden ?"
Umursamazca kolundaki saate bakıp bana döndü.
"Müzeyyen Kurdoğlu ile tanışma vaktin geldi de ondan."

*************

Siyah cigarette pantolonumun içine beyaz bluzumu sokuşturdum.Giydiğim siyah stilettolardan sonra yaptığım hafif makyajımı sürdüğüm kırmızı rujumla taçlandırdım.

İyi görünüyordum.

Odadan çıktığımda içimde sebepsiz bir heyecan vardı.Aslında sebepsiz demek yersiz olurdu.Çünkü Alphan bana olan hislerini tam olmasada açıklamıştı.Bu yüzdende içim kıpır kıpırdı.Tabiri caizse midemde kelebekler uçuşuyor.
Merdivenlerden iner inmez salona yöneldim.
Matmazel ve babaannem oturmuş sohbet ediyorlardı.
Yüzümdeki kocaman gülümseme ile"günaydın"dedim.
Babaannem gülen yüzümü görünce biran afaladı.
Zar zor gülümseyen bir insandım.Belki yapım yüzündendi belki de yetişirilme tarzımdan ötürüydü.
Matmazel de benim gibi gülümsedi.
"Bu ne neşe canim ?"
Tekli koltuklardan birine oturdum.
Omuz silkerek"nedensizce mutluyum."
Dudak büzerek başını salladı.
Aşağıya inen babamı görünce yüzümdeki gülümseme küçülsede bozmadım.

Küçük Sır Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin