34.Bölüm

48.7K 1.8K 892
                                    


Multi medya :Alphan ❤️🔐

Bir hengame vardı ve ben orda kalbimi bırakmış gibiydim.Kalbimin amansız sancıları o kargaşada acımasızca harap ediliyordu.

Alphan'ın son sözü zihnimde dolanıp döndü.

'Benim gönlüm sarhoş be kadın.'

Gözlerim bir alev topu misali onun kahvelerini yakarken,bedenim çoktan kendini öfkenin ehemmiyetsiz kollarına teslim etmişti.

"Aklın neredeydi şimdiye kadar."
Sorudan çok sitem cümlesiydi,sesim onun ruhunda bir girdap oluştururken,kalbine bir hançer sapladığımın farkında değildim.

Ya da farketmek istemiyordum.

Konuşmasına izin vermeden tüm gücümle onu ittim.Sarhoş bedeni bir iki adım gerilesede kendini anında toparlamayı başarmıştı.

"Tam 32 gündür aklın neredeydi ?"
İşte bu gerçek bir soruydu,bu benim haklı serzenişim idi.

Heybetli bedeni bu cümleyle birlikte an be an gerildi.
Kahvenin en güzel tonundaki gözleri siyaha kanca attığında bu konuşmamdan memnun olmadığı aşikar idi.

"Aklım hep sendeydi."

Gözünü seveyim sen sarhoş olma be adam.
Yoksa kırılmış kalbim daha fazla dayanamaz.

Gözlerime düşen buğular,yalnızlığımın altında ezildi.

"Alphan..."
Zar zor çıkan sesim hem karmaşıktı hem aşık.
Derince yutkundum ve devam ettim.
"Bitsin diyen sendin.Ne istiyorsun şimdi benden,hiç bir şey olmamış gibi boynuna sarılmamı mı ?"

Güçlü olduğunu varsaydığım sesim holün duvarlarında adeta yankılandı.
Bağırdığım için değildi bu yankı,benim güçlü olmaya çalışan feryatlarımın çığlıklarıydı.

Sarhoş olmaktan ötürü kıpkırmızı kesilmiş gözleri buram buram tehlike kokuyorken başını alayla iki yana salladı.
"Boynuma sarılman fena olmazdı aslında."

Bu mayhoş hallerine sıkkın bir nefes verdim.
"Defol git Alphan."
Oldukça istikrarlı ses tonuma alayvari bir gülüş sundu.

Gözlerim usulca havalanan dudak kenarına düştü.
Her nefesimde o manzarayı kalbime kazıdım.
Her bakışımda o güzelliğe defalarca meftun oldum.

Bir tebessüm bu kadar güzel olabilir miydi ?

Bana birkaç adım atıp tam önümde durduğunda ciğerlerime nüfus eden alkol kokusuna aldırış etmedim.
İri eli bir an da havalanınca anında gözlerimiz çakıştı.

Önüme düşen bir kaç kıvırcık,asi tutamı kulağımın arkasına doğru nazikçe iterken o büyüleyici sesi kulaklarıma bayram havası estirdi.

"Madem gitmemi istiyorsun,o vakit gözlerin neden kal der gibi bakıyor."
Kalbim tekledi,bu kadar iyi tanıması beni bir girdaba sokarken aklımda dönüp dolaşan tek bir şey vardı.

Git desem de gitme.

Gururum kırılmıştı,bana kendisini affettirmesi gerekiyordu.Lakin kalbim onu her gördüğünde sıkışıp kalıyordu,ben nefes dahi alamaz hale geliyordum.

Aşk bir illet değilde nedir ?

Yanağıma yaslandığı eliyle gözlerim kendiliğinden kapandı.
Yapmamalıydım,onun aşkına böyle çabuk kanmamalıydım.

Ateşe değmiş gibi açılan gözlerimi ondan hışımla çektim ve bir adım uzaklaştım.Boşluğa düşen eli usulca yumruk olsa da umursamamaya çalıştım.
"Git artık."
Yılmış çıkan sesim tüm benliğimi alt üst ederken derin bir nefes çektim en ücralara.

Küçük Sır Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin