Insta:@hqlivelly
Ayazın sessizliği ilmek ilmek kanımda dolaşıyordu.İntikam için yanıp tutuşan benliğimin alevi ellerine kelepçe takılan günahlıyı görene kadardı.
Oldukça keyifliydim.
Müzayede bitmiş ve güneş çoktan karanlığı ele geçirmeye başlamıştı.
Uyku tutmuyordu zira Kurdoğlu ailesinin şu an ne durumda olduğunu fazlasıyla merak ediyordum.Şebnem'i bırakmaları pek kolay olmazdı.Ama Kurdoğlu müesesini de ihmal etmemek gerekirdi.Işin içine büyük ihtimal para sokacaklardı ve bir şekilde Şebnem'i kurtaracaklardı.
Zaten istediğim bir ömür boyu mapusane damlarında çürümesi değildi.Artık ayağını denk alması gerektiğini öğrenmiş olmalıydı.Alphan'ı birkez aramıştım.Ama meşgul olduğundan olsa gerek açmamıştı.
Elimdeki dumanı tüten kahvemden bir yudum aldım.
Gazetenin 3.sayfa manşetinin hemen başında olan elleri kelepçeli Şebnem gerçekten rezalet görünüyordu.
Daha fazla Şebnem'i görmek istemediğim için önce elimdeki gazeteyi gelişi güzel masaya bıraktım ve zihnimdeki görüntüyü rafa kaldırdım.Saat 8'e geliyordu ve muhtemelen ev halkı birazdan ayaklanacaktı.Odama çıkıp hazırlanmaya başladım.
Haki yeşili diz altı bir elbise giydim.Elbise kalın tek bantlıydı ve göğüs kısmının hemen altında bağcık modeli vardı.Bedenimi sımsıkı sarmasıyla çıkan vücut hatlarımla iyi görünüyordum.Hem ruhen hem fiziken.
İşimi bitirip uzun bir aradan sonra aşağı indim.Etrafta henüz hizmetçiler dışında kimse görünmüyordu.Salondan çıkıp dış kapıya doğru adımlayacağım sırada bir ses durmamı sağladı.
"Şebnem'i çıkarmışlar."
Merdivenlerden inen babaannemde gözlerimi gezdirdim.
Bu kadar çabuk çıkabileceğini düşünmemiştim.Ama işin içine para girdiğinde çok bile kaldığı söylenebilirdi.
"Sonsuza kadar orda kalmayacaktı."Malesef.
"Tehlikeli sularda yüzüyorsun Mihrişah."
Merdivenlerden tamamen inip tam önümde durduğunda bana dik dik bakmaya başladı.
Benimkilerin bire bir aynısı olan mavilikleri,gözlerimden bir an olsun ayrılmıyordu.
"Sen dert etme babaanne.Yıllar öncesinde nasıl yüzeceğimi bana gayet iyi öğrettin."
Hedef kitlesi dağılmış gibi gülümsedi.
Bu takdir gülümsemesiydi sanırım.
Ama altında küçük bir anlam yakalamıştım.
"Çok iyi yüzebilmen,her suya dalabileceğin anlamına gelmez."
Buram buram uyarı kokan sesini elbette göz ardı etmedim.Direkt söylemese bile dikkatli olmamı istiyordu ve adı gibi biliyordu ki Kurdoğlu ailesi kurnazdı.Elbette onların yanında yatıp kalkan biri de onlardan halliceydi.Lakin bu beni durdurmazdı.Herkes durması gereken yeri bilecekti.
Bakışlarımı babaannemden ayırmamı sağlayan telefonuma gelen mesajdı.
Açıp baktığımda gelen mesaj Alphan'dandı.Gönderen: Alphan
'Kapıdayım.'Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.Bu saatte eve gelmesi beni biraz ürkütmüştü.Umarım Şebnem meselesinden benim sorumlu olduğumu öğrenmemiştir.
Mesajına cevap vermeden babaanneme baktım."Alphan gelmiş.Kapıda."
Hiçbir tepki göstermeden konuştu.
"Eğer senin yaptığını öğrenirse seni affetmez.Bilmiş ol."
Gayr-i ihtiyari başımı salladım.Eğer öğrenirse sonuçları benim için ağır olurdu.Öğrenmemesi için elimden geleni yapacaktım.
Daha fazla vakit kaybetmeden babaannemi arkamda bırakarak kapıdan çıktım.Siyah lüks arabası gözler önüne gelince oraya doğru adımladım ve arabanın kapısını açarak içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Sır
Teen Fiction"Bana öyle bakma" dediğinde bakışlarımı kaçırdım. Verdiğim titrek nefes onun dudaklarında can bulmuştu. Bana bir adım daha yaklaşıp,elini belime attı. Ve gecenin kutsal sözcükleri o iki et parçasından fütursuzca döküldü. "Seviş benimle" Zaman durdu...