37.Bölüm

41.8K 1.7K 289
                                    


H

ayatımıza her insan planlı olarak girerdi.

Kimisi bize bir imtihandı,kimisi ise armağan..

Başlarda Alphan'ın benim için bir ceza olduğunu düşünürdüm ama en büyük yanılgım bu olsa gerekti.

Alphan öfkeliydi,öylesine kuvvetli bir öfkeydi ki bu bazen en sevdiklerini bile gözü görmüyordu.
Yine de her şeye rağmen onu seviyordum.Ve sanırım hayatımda aldığım en doğru karar bu evcilik oyununa başlamaktı.

Gözlerim üstünde gelinliğinle son kez prova yapan arkadaşımı buldu.
Düğünlerine sadece 2 gün kalmıştı ve beraber toplandığımız o gecenin üstünden tam tamına 25 gün geçmişti.

Bu süre zarfında Alphan bir hafta önce işleri için yurtdışına çıkmıştı.
Ve bir haftanın özlemi bende öylesine kabarıktı ki kelimelere dökmek kifayetsiz kalırdı.

Tek sevindiğim şey bu akşam dönüyor olmasıydı.

"Yenge,abi seni aramış ama açmamışsın."
Yanımdan gelen kalın sesi işittiğimde,dalgınlığın verdiği mahmurlukla yerimde sıçradım.
Tam yanımda olan ve üstünde her zamankinin aksine kot pantolon ve siyah bir tişört olan Yıldırım vardı, giydiği ceket marjinal bir görüntü sergiliyordu.

Anlamamazlık ile kaşlarımı çattım.
"Yıldırım senin burda ne işin var ?"
Alphan ile peşime koruma takmamasıyla ilgili net bir konuşma yapmam gerekiyordu.
Yıldırım benle asla göz teması kurmadan ellerini birbirine kavuşturdu.
"Yenge,abi seni arıyor ve hemen telefonunu açmanı istiyor."
Sorduğum soruyu cevapsız bırakmasına biraz bozulsam da çantamı elime alıp sessiz de unuttuğum telefonuma yöneldim.

Ekranı açtığımda üç cevapsız çağrının da Alphan'dan olmasıyla dudağımı dişledim.
Yıldırım yanımdan uzaklaşırken ben de Alphan'ın numarasını tuşladım ve çağrıyı yanıtlaması mı bekledim.

"Bu sikik telefon niye açılmıyor ?"
Bodoslama olarak konuya giriş yaptığında sorusunu cevaplamadan ben sorduğu soruya bir yenisini ekledim.

"Neden peşime adam takıyorsun ?"
Sesim bu konu da taviz vermez bir şekilde çıkmıştı.
Peşimde birilerinin olmasından gerçekten nefret ediyordum,zamanında babam da aynı şeyi yapmıştı lakin bu konuda asla taviz vermemiştim.

"Ben orda değilim Mihrişah,elbette yanında birileri olacak..."
Birkaç saniye duraksadı ve derin bir nefes vererek devam etti.

"Bu konu tartışmaya açık değil."

Kurşungeçirmez sesine bezmiş bir şekilde göz devirdim.
Asla onunla inatlaşılmazdı,zira her halükarda onun istediği oluyordu.

"Telefona niye bakmıyorsun ?"
Sesi sinirli geliyordu ve büyük ihtimal bu siniri benim yüzümden değildi,başka bir şeyler olmuş olmalıydı.

"Sessiz de unutmuşum."
Kısık sesimin ardından güçlü bir ses tonuyla söylendi.

"Unutmayacaksın Mihrişah,unutmayacaksın."

Dikdatör sesine karşılık sıkılmış bir edayla konuştum.
"Ya sadece sessiz de unutmuşum,neden abartıyorsun ?"
Haklı serzenişim ona toz kondurmadı.
Sesimden buram buram doğruluk akarken o kabul etmedi.

"Ulan telefonu ilk çalışında açmadığında bile panik oluyorum,sen bana sessiz de kalmış diyorsun."

Nereye düşüyorduk tam olarak.

Endişeli sesiyle beraber yanak içimi ısırdım.Onu gerçekten çok özlemiştim.
Konuşuyorduk her gece ama işe yaramıyordu işte,onun meftunu olduğum gözlerini görmeden bana rahat yoktu.

Küçük Sır Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin