29.Bölüm

53.1K 1.9K 339
                                    

Güzel yorumu için 💜
İthaf:yazar015

Etrafta bir uğultu vardı,solduğum her nefes haram gibiydi.
Kalbim kaderin altında ezilmişti.
Ciğerlerime doşan her nefes kederle harmanlanmıştı.
Ve gözlerim beteri yaşıyordu.
Ne düşüneceğini şaşırır mıydı insan ?
Şaşırdı tabii.
Neydi bu yaşadığım boşluk.Neydi bu kalbimde ki baskı ? Niye gözlerim doluyordu ?

Babamdı o benim.

Bana sevgiyi göstermeyen babamdı.
Göstermesede bilirdim onun beni sevdiğini.İnsanoğlu sevgisini göstermeyeni sevebilir miydi.
Severdi tabii.
Şu an yaptığım neydi ?
Kalbimi kırmıştı,kalbini kırmıştım.
Daha onu affedemeden gitmişti.

Beni bırakıp gitmişti.

Arabanın içinde rahatsızca hastaneye baktım.Girmeye korkuyordum.Karşılaşacağım manzaradan korkuyordum.
Babaannemi çaresizce görmekten korkuyordum.

Ben yaşamaktan korkar olmuştum artık.

"Mihrişah."
Şoför koltuğunda oturup bana seslenen adama baktım.
Demirhan Akteğmen.
Şirketten nasıl çıktığımı bile hatırlamıyordum.Demirhan destek olmak adına yanımda gelmişti.

Derin bir nefes çektim ciğerlerimin en ücrasına.
Elim araba kapısını bulup açınca kendimi bir solukta dışarı attım.

Belki de ölmemiştir.

Hastane kapısından girdiğimizde Demirhan bir adım önümden yürüyüp danışmaya gitti ve oda numarasını öğrendi.
Kısa sürede asansöre ilerlediğimizde bana attığı endişe bakışları içime otırmuştu.

İnsanların bana acımasını istemiyordum.
Ben acınacak bir insan değildim.

Kapılar açıldığın bir adım attığımda tökezledim ve düşecek gibi olsamda belime sarılan kollar bunu engelledi.
Düşmemek adına ona tutundum.
"Sakin ol."
Yatıştırıcı sesiyle birlikte gözlerimi yumdum.Düşüp bayılacaktım nerdeyse.

Asansörden çıktıktan sonra koridor boyunca sessizce yürüdük.O kadar yavaş yürüyordum ki,o alana gitmek istemiyordum.
Onun öldüğünü birkez daha duymak istemiyordum.
Sola döndüğümüzde ameliyat kapısının önünde duran babaannem ve matmazele kaydı gözlerim.
Matmazel ayakta hüngür hüngür ağlarken iyice gözlerim doldu.
Oturan babaannemin yanına yürüdüğümde kafasını kaldırıp bana baktı.
Kıpkırmızı kesilen mavi gözleri ölümü çağırıyordu.
Ölmüş birilerini anımsatıyordu.

Ben babamı özlemiştim.

Göz göze geldiğimizde gözünden tek bir damla süzüldü.
Sanki o süzülen damla benimde gözlerime emir vermiş gibi bir damla da benden süzüldü ve hissiyatsizliğe gömüldü.
Gözlerim gözünden akan yaşta takılı kaldı.
Babaannemi ilk kez ağlarken görmüştüm.

İlk kez keder;ilk kez beter.

Yanına oturdum.Sanki gelmemi bekliyormuş gibi kollarını bana sardı.
Afaladım önce,babaannem bana pek sarılmazdı ki.

'Baban ölmüş.'

İki yanıma yıkılmışcasına düşen kollarımı sardım ona.
Kimim kalmıştı ki ondan başka.
Annem yoktu.
Abim yoktu.
Şimdi de babam gitmişti.
Birkaç dakika sarılı kaldık ve acılarımızı akıtmaya çalıştık.Birbirimizden güç aldık.

Benden ayrıldığında yanağımdaki kurumuş yaşları sildi parmaklarıyla.
"Nasıl olmuş ?"
Çaresiz ve kısık çıkan sesim duyduklarımı kaldıramayacak olmamdandı.Babamın nasıl öldüğünü dinleyebilecek miydim ?
Gözlerini benden kaçırdı ve yere sabitledi.

Küçük Sır Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin