2.BÖLÜM - KIZINI ALMAYA GİDİYORUM

6.8K 719 59
                                    

Şermin, Özge ve James alışverişi bitirmeye yakın James cebinden anahtarı çıkardı, “Şeri senle Öz arabaya geçin, ben geliyorum,” dedi.
“Tamam, gecikme. Annemlere yemeğe gideceğiz.”
“Anlaşıldı,” Şermin’le Özge uzaklaşınca hemen yandaki kuyumcuya girdi.

Tezgahta duran adam gülümseyerek, “Buyurun nasıl yardımcı olabilirim?” dedi.
James kafasını kaşıdı, “Şey... Kız arkadaşımın mezuniyetine hediye alacaktım da nasıl bir şey alınır hiç bilmiyorum.”

Adam anlayışla gülümsedi ve tezgahın altından bir sürü kolyenin bulunduğu bir kutu çıkardı.
“Bence bu tarz kolyeler uygun. Mesela bu nazar boncuklu bu sene çok moda.”
James yüzünü buruşturdu, “Evet ablamda falan da var. O öyle herkesin taktığı şeyleri sevmez. Daha özgün şeyleri sever.” Sonra eline ucunda kuş tüyü şeklinde pırlantalarla süslenmiş kolyeyi aldı, üstelik tüyün ucu kıvrık olunca J harfine benziyordu. “İşte bu...” diye fısıldadı. “Bunu alıyorum.” Adama uzattığında adam onu güzel bir kadife kutuya koydu. James parasını ödeyip, hemen kuyumcudan ayrılıp arabaya doğru ıslık çalarak gitti. Bu iş bu kadardı. Tek sorun yarın Bursa’ya gideceğine ailesini ikna etmekti.

*

“Oy benim güzel ve yakışıklı iki torunum aynı anda gelmiş,” dedi Emsal hanım bahçedeki sedirinden ayağa kalkarak.
Şermin gözlerini kısarak, “Kızın da geldi,” diye homurdanınca Emsal hanım ona, “Hadi sende” bakışı attı ve torunlarına sarıldı.

James ona sarılırken “Kız Emoş ne haber?” dedi. “Her geçen gün gençleşiyorsun ha, yakında seni arabama atıp, kızlara hava atacağım.”
“Hadi sende zibidi,” derken kahkaha attı kadın. “Ee nereden böyle?”

“Alışveriş,” dedi Şermin bıkkın bir sesle. “James Ankara’ya gidecek. Nefes’in balosu için. Ona takım falan aldık işte.”
James sırıtarak eğildi ve kadına sır verir gibi fısıldadı, “Torununu Ankara’dan almaya gidiyorum, her anlamda,” deyip göz kırptı.

Emsal hanım onun omzuna vurdu, “Ee hadi hayırlısı.”
“Hayırlısı valla Emoş’um.”
Bir tek Emsal hanım biliyordu James’in duygularını ve sonuna kadar destekliyordu onu.
Şermin duyduğu şeyle bir anda onlara dönüp “Ne hayırlısı? Neyin hayrı?” diye sordu gözlerini kocaman açarak.

“Emoş’a kısmet varmış, ona diyorum, hayırlısı olsun Emoş’um diyorum.”
Emsal hanım öksürürken, Şermin’in “Çüş!” diye bir nida çıktı ağzından, “O kısmet sana olmasın Jojo?”
“Fark yapmaz, ha Emoş ha ben. Aramızda bir kısmetin lafı mı olur?” sonra Emsal hanımın omzuna koydu elini, “Değil mi kız Emoş?” derken kadının omzunu hafifçe sıktı. Yoksa Şermin başını yakardı, hayatta göndermezdi onu Ankara’ya.

“Ya ya aynen öyle. Kısmet bu sonuçta. Kime niyet olur kime kısmet.” Başını sağa sola sallarken, “Ah deli oğlan,” diye homurdandı. James ise sadece sırıtıyordu.

*

Aslı ile Emir sofrada birbirlerine öldürücü bakışlar atarken, Ela oğluna dirsek attı, “Önüne bak önüne.”
“O da bakıyor baksana, cadı gibi dikmiş gözlerini,” derken kıza gözlerini kısarak baktı.
“Emir önüne bak dedim, aa!”
“O baksın önce. Şuna bak, babasının dolarla dolu kasasını çaldık sanki. Bak bak bakışlara bak!”

“Emir!” dedi inanamayarak Ela. “Oğlum senin ne alıp veremediğin var bu kızla?”
“Ne işim olacak benim ya o eli falçatalıyla. Kız dediğin falçatayla mı gezer? Tarakla rujla gezer. Ama bu kız değil bu, bu bildiğin cadı.”
Ela başını sağa sola salladı, “Çok ayıp Emir. Bir de büyüğü olacaksın.”
“Evet. Büyüğüm ben, biri bunu ona da söyler mi? Onun gibi bebelerin olduğu balolar için eşek kadar oldum.”

YANLIŞ ADRES DOĞRU AŞK * A.S.S. III - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin