25.BÖLÜM - VE AŞKIN SOKAĞINDA SON FİNAL

7.4K 677 158
                                    

HER SATIRINI HEVESLE, GÖZYAŞLARIYLA YAZDIĞIM BİR FİNALDİ...

***
Kocasının yanına gelen Aslı da babasını duymuştu, “Ne?” diye inledi.
Uğur müsaade istemeden içeri salona geçti ve oturdu. Burçin de el mahkum peşlerinden içeri geçti.
“Git topla eşyalarını kızım, bekliyorum,” dedi ellerini göğsünde bağlayıp.

Emir önce sinirle güldü sonra da kaşlarını çatarak kızı kendine çekip sardı, “Hayatta vermem!”
“Ne demek vermem! Benim kızım. Alacağım geri.”
“Banane ya. Benim de karım. Dün evlendik biz. Sende vardın düğünde, böyle böyle oynamadın mı?” derken ellerini şıplattı.

“Acıdan ne yaptığımı bilmiyordum ben! Banane. Ver kızımı. Pişman oldum!”
“Vermiyorum ya. Allah Allah, hayatımda böyle de bir şey görmedim!” diyerek ellerini havaya kaldırdı, sonra da hemen geri sardı karısını.

“Sen gelip istediğinde ben verdim ama sana!”
“O da senin şeysin, vermeseydin. Kafana silah mı dayadık? Vermiyorum ben karımı.”

Adam Burçin’e döndü, “Burçin!” diye bağırdı, “Bak vermiyor kızımı bana geri ya! Ben o evde Aslı olmadan yaşayamıyorum. Bir şey söylesene sende. Annesi değil misin? Bütün gece uyuyamadığımı, yastığına sarılıp ağladığımı söylesene!” Emir’in kızı sıkı sıkı sardığını görünce, daha da sinirlendi, “Bak bir de koalanın ağaca sarıldığı gibi sarılmış kızıma. Tropik hayvan bu çocuk. Bırak kızımı ya! O benim!”

“Sende ne kıskanç adam çıktın ha! Bak babam gelip alıyor mu Nefes’i? Bir kabullen, bir kızın adına sevin canım! Deli mi ne? Burçin anne ya, bir şey söylesene sende.”
Burçin sinir krizi geçirecekti, “Uğur hadi gidelim artık. Allah aşkına. Bak balayına gidecekler, kahvaltı etmemişlerdir daha. Rahat bırak çocukları.” Aslı ise ikilinin kavgasına bıyık altından gülüyordu.

“Bende kahvaltı etmedim Burçin, uyuyamadım, yemek yiyemedim. Delirdim! Ama sen birtek onu düşün. İzin vermiyorum işte. Bu tek başına gitsin tatiline! Ayı. Ben balımı alıp gideceğim.”
O sırada kapının çalınma sesini duydular, “Hayda şimdi kim geldi ya, nasıl bir ilk gece sabahı yaşıyorum arkadaş? Kimin ahı bu?”
“Benim!” diye bağırdı Uğur.

“Sen sus, kız kaçıran baba!” dedi Emir sinirle kapıya giderken, Aslı ise kıkırdıyordu, “Belki de şimdi senin annen gelmiştir seni almaya,” dedi kapıyı açmaya giden kocasının arkasından.
Ama gelenler üst katta sesleri duyan Nefes ve James’ti.

“Ya ses duyduk, her şey yolunda mı?” diye sordu James adama bakarken.
“Yok! Değil! Uğur babacığım, kızını geri almaya gelmiş. Saçmalığa bak! Yemin ederim anamı babamı çağıracağım, gelsinler alsınlar arkadaşlarını başımdan ya! Bu ne? Kızını alacakmış, sanki hediyelik eşya almaya gelmiş bana.”

James ile Nefes kahkaha atarak içeri girdiler. James kollarını açarak, Uğur’a gülümsedi, “Ooo... Kimler gelmiş kimler! Uğur amca? Burçin teyze? Bu ne sürpriz,” Emir’e döndü ve yapmacık bir sevimlilikle konuşmasına devam etti, “Sürpriz yumurtadan çıkan minik hediyeler gibiler, ne tatlı.”
“James bak yemin ederim Bulut’u arar, başına salarım. Git buradan.”

“Aa şimdi o senin kadar sevimli değil, onu karıştırmayalım. Beni çok sevmiyor da...”
“Şimdi onun penceresinden sana bakınca çok da sevilesi değilsin, haklı yani. Bende bunu sevmiyorum şu an,” dedi Emir’e bakıp kaşlarını çatarak.
Emir de ona kaşlarını çattı, “Bakmasana bana böyle! Allah Allah ya. Zorla aldık kızını sanki. Sen verdin.”

“Hata ettim duydun mu? Hata!”
“Valla yapacak bir şey yok artık. Hatalarınla yüzleş, kabullen, ders çıkar!”
Nefes kocasını dürttü, “James bir şey yap,” diye homurdanırken, gülümsüyordu.

YANLIŞ ADRES DOĞRU AŞK * A.S.S. III - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin