Hadi bakalım ortalığı karıştıralım mı?
***-***
James gülerek ellerini havaya kaldırdı, “Tüh, yakalandık,” dedi yalandan bir endişe ile.
“Siz? Siz ne yapıyorsunuz burada?”
Nefes “Abi-” dediği an James onu eliyle susturdu.
“Tam olarak ne gördüğüne bağlı.”Emir sinirle ellerini saçlarından geçirdi, “Lan kız kardeşimi öpüyordun!” diye saf bir öfkeyle tısladı.
James yüzünü buruşturarak kapı tarafına baktı, “Yalnız bağırmasak mı abicim? Bilen var bilmeyen var.” Sonra adama yaklaştı ve “Aslı’yı duyan var duymayan var,” diyerek göz kırptı.“Sen beni tehdit mi ediyorsun? Dünya duysun lan banane!”
James parmağını şıplattı, “Aynı düşüncedeyim de Nefes henüz hazır değil. Yoksa benden yana sıkıntı yok. Bir Emir ordusu ile dünyadaki bütün Bulutlar karşıma gelebilir. Hiç sıkıntı yok. Ama içeride bugünün onun için çok ama çok özel olduğunu bildiğim bir kız var. Adı Aslı olur, gününü bozmasak mı?”Emir alayla güldü, “Lan bana bak, siz ne ayaksınız bana onu söyle? O haliniz neydi lan kafayı yiyeceğim?!” diye bağırdı, “Sen benim küçük kardeşimi öpüyordun!” derken kendi kendini inandırmaya çalışıyordu.
James elini cebine koyup, Nefes’i süzdü, “Hey maşallah, küçük kardeş buysa-”
“James! Alay etmeyi kes! Kardeşime böyle bakmayı da kes!”
“Asıl sen saçmalamayı kes!” işaret parmağını ona uzattı, “Çünkü saçmalıyorsun! Ben bu kızı seviyorum ve değil sen hepiniz üzerime gelseniz umurumda değil. Burası yeri ve zamanı değil dedim, daha fazla konuşmayalım. Akşam sana konum atarım, gelirsin konuşuruz.”James Nefes’e döndü, kız ürkek bir şekilde bakıyordu ikiliye. Korkudan konuşamıyordu. Korkusu kendisine değil, abisi ile James’in birbirlerine zarar vermelerinden korkuyordu.
Elini kızın yanağına koydu, “Akşam seni ararım,” dedi gülümseyerek.
“Dokunma lan kardeşime!”James adama bakmadan başını sağa sola salladı, sonra tam yanından geçecekken duraksadı kulağına doğru “Başkasından beklediğin o anlayış var ya... Onu bekliyorum Emir,” dedi ve içeri girdi.
Şermin ile Ela mutfakta sohbet ediyorlardı. “Jojo?” dedi Şermin adamın yüzüne bakarak.
“Ben çıkıyorum.”“Nereye?”
“İşim var,” diyerek geçiştirmek istedi ama ikiliyi atlatamadı. İkisi de ayağa kalkmış, adamın yüzüne bakıyorlardı.
“Ne işi Pazar Pazar? Hadi anlat!”Ela da katıldı görümcesine, “Evet tatlım, yüzün bembeyaz. Ne oldu?”
Ensesini sinirle ovdu, “Emir’e yakalandık. Nefes’le bahçedeler. Siz onu yalnız bırakmayın. Ben iyiyim.”
Şermin elini alnına koydu, “Ay nasıl yakalandınız?”
“Eyvahlar olsun,” diye mırıldandı Ela da.“Konuşuyorduk işte, gördü. Delirdi, ne bileyim ben!” derken bakışlarını kaçırdı bu da Şermin’in gözünden kaçmamıştı.
“Sadece konuşurken mi yakalandınız da bu adam öyle delirdi?”
James sinirle kadına baktı, “Hayır amaç ne onu anlamaya çalışıyorum!” sonra meydan okur gibi baktı kadına, “Öpüşüyorduk Şeri! Duydun mu? Tamam mı?” derken ‘oldu mu?’ der gibi baktı kadına.Şermin’in gözleri kocaman açılırken, Ela bakışlarını kaçırdı. Kızını mı öpmüştü? Emir çıldıracaktı! Bulut ise çıldırtacaktı!
“Kızın annesinin önünde söylettiğine bak,” dedi sonra kendi kendine öfkelenerek.
“Dayın öldürecek seni.”“Umurumda değil Şeri tamam mı? İsteyen beğensin isteyen beğenmesin. Ben o kızı seviyorum. Kimin ne söylediği, neye izin verip, kimi öldüreceği umurumda mı sence?” derken iki elini de yanlara doğru açtı. “Durum bu.”
Tam gidecekken Ela kolunu tuttu, “James?” dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ ADRES DOĞRU AŞK * A.S.S. III - FİNAL
Romanceİlk gözlerini açtıklarıydı onlar için aşk... Çünkü yüreklerini de ilk onlara açmışlardı. İlk içlerini titretendi aşk... Çünkü yüreklerindeki tüm ırmaklar izinsiz, sorgusuz onlara akmıştı. Şimdi izini yanlış topraklarda sürüyordu aşk... En yanlış adr...