Bölüm 75: İstediğim Ruh Bu Değil

446 42 23
                                    

Genç kadının gri gözleri, adamın yüzünde geziniyordu. "Adrian, ne söyleyeceksin? Geç kalıyoruz."

"Şey, önemli değil. Sonra konuşuruz," diyerek gülümsedi Asher, Ashley birkaç saniye boyunca adamın yüzüne baktı ve ardından başını sallayarak antreden kapıya doğru ilerledi.

Geniş biçimli ve gri renklerin hakim olduğu evden çıkıp evin önündeki siyah arabaya bindiklerinde, Ashley, hala elindeki tableti kurcalamakla meşguldü. Kendi kendinde konuşarak ve mırıldanarak tabletteki proje üzerinde değişiklikler yapıyordu, odağı tamamen hologramlardaydı.

"Yemeğe gidecek miyiz?" dedi Asher, gözlerini yoldan ayırmadan. Ashley, bu soru ile tableti kapatmış, ardından dudaklarını büzmüştü.

"Sanırım gitmemiz gerekiyor," diye mırıldandı. "Pepper orada olacaksa, babamı kontrol altında tutar. Ama yine de neden beraber yemek yemek istediğini anlayamıyorum."

"Sana hiç bahsetmedi mi böyle bir şey planladığından?" diye sordu Asher, Ashley'e bakarak. "Hayır," yanıtı, kaşlarını kaldırmasına sebep olmuştu. "Hiçbir şey söylemedi."

"Peki, korkmalı mıyım?" dedi Asher, bu defa yüzünde bir sırıtış vardı. Ashley de gülümsemişti. "Kesinlikle korkmalısın."

Saçma konulardan konuşarak yola devam etmişlerdi, gizli üsse ulaştıklarında ortaya çıkan silahlar ile Ashley arabadan indi, Asher ise kaşlarını çatmış ve sevgilisinin ardından gitmiş, onu arkasına almıştı.

Duyulan "Asher Leroy, Ashley Stark, hoş geldiniz," sesi ile Asher'ın gerilen vücudu rahatlamıştı. İkili arabaya geri dönüp, açılan kapıdan içeri girdiler. Yaklaşık beş dakika sonra karşılarına çıkan garajda durmuş, kendilerini bekleyen ekibi görmüşlerdi.

Coulson en başta olmak üzere, tüm ekip sıralanmıştı. Asher'ın ardından arabadan indi Ashley, yüzünde donuk bir ifade vardı. "Bayan Stark," diyerek öne çıktı Coulson, gülümseyerek genç kadına elini uzatmıştı. "Geldiğiniz için teşekkürler."

Ashley, hafifçe gülümsedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ashley, hafifçe gülümsedi. "Önemli değil, Coulson," diye yanıtladı adamı. "Ashley, demen yeterli."

Adamdan karşılık aldığında, arkasına dikilip etrafı inceleyen Hunter'a güldü. Kendisine baktığında Hunter da gülmüş, Ashley'e doğru ilerleyip ona sarılmıştı. "Uzun zaman oldu, ha?" dedi Hunter, Ashley de başını salladı. "Gerçekten uzun zaman oldu."

Coulson, Asher ile konuşurken, Hunter, Ashley'e ekibi tanıtmaya başlamıştı. "Bu," deyip kenara çekildi. "Daisy Johnson veya Titrek."

"Hey, selam," dedi Daisy, ufak bir gülümsemeyle.

"Hey, selam," dedi Daisy, ufak bir gülümsemeyle

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
OBSIDIAN: Stark's DaughterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin