Yenilmezler, sığınakta yaptıkları inceleme sonucu elde ettikleri bilgi ve verilerle beraber oradan ayrılmaya hazırlanırken Clint, kaşlarını çatıp yanındaki Tony'ye döndü. "Bu sığınak, tanıdığımız birine ait," dedi.
"HYDRA, Tony. Burası HYDRA'nın Güney Amerika yerleşkesi. Ve burada, aramızdan birinin fazlasıyla aşina olduğu başka bir üssü gösteren birtakım şeyler var." Cümlesini tamamlamadan önce Bucky'ye baktı. "HYDRA, Rusya yerleşkesi." Bu cümle, Bucky'nin metal kolunun öfkeyle kasılmasına sebep olmuştu.
"Dosyalar kiminle ilgili?"
"Daphne," diye cevapladı Steve'i Clint. Bakışları Clint'in yüzünü bulan Ashley, hızla kumral adamın yanına ilerledi ve dosyaları okumaya başladı. Gördükleri karşısında, diyebilecek hiçbir şeyi yoktu. Daphne'nin o anlamsız derecede fazla olan öfkesi, şimdi kıza anlamlı geliyordu. "Beyniyle oynuyorlar," dedi öfkeyle. "Onun tüm gerçekliğiyle, hatıralarıyla, duygularıyla oynuyorlar!" Hırsla ellerini çelik masaya vurdu. "Beynine sahte şeyler ekleyip, gerçek şeyleri çıkarıyorlar."
İkiz kardeşinin, kendisine öfkeli olmadığını söylemesine rağmen, şu anda kendisini ailelerini öldürmekle suçluyor olması, birbirini tutmuyordu ve bu Ashley'in kafasını kurcalayan en büyük problemlerden biriydi. Fakat bu belgeler, her şeyi daha anlaşılır hale getirmişti. Kız kardeşinin zihnini, duygularını, hareketlerini, sözlerini kontrol ediyorlardı. Ashley'in içi, öfke ile doldu.
Tony, kızın yanına ilerleyip elindeki dosyaları aldı ve Ashley'e baktı. "Gerçek olmayabilirler," diye fısıldadı Ashley'e. "Kandırılıyor olabiliriz. Ash, bunu çözeceğiz. Tesise geri döndüğümüzde belgeleri Jarvis'e taratacağım. Bu gerçek olup olmadıklarını öğrenmemize yardım edecektir. Şimdi senden, sakin olmanı istiyorum. Tamam mı? Bunu halledeceğiz, yapabiliriz, biliyorsun."
Öfkesini kontrol altına almak istercesine gözlerini kapattı, belgelerin gerçek olduğunu biliyordu fakat hataya yer olmadığı için, o an yapabileceği herhangi bir şey yoktu, bu belgeler, Daphne'nin davranışlarını bir mantığa oturtuyordu. Derince nefesler aldı Ashley. Nihayet kendini biraz daha kontrol altında hissettiğinde Tony'ye bakıp başını salladı. "Şimdi ne yapacağız?"
Rogers, Stark ve Adams'a yaklaşıp konuştu. "Görevimiz, seni geri almaktı. Görevimizi tamamladığımıza göre, tesise geri dönüyoruz. Tony," dedi muhafız modundaki zırhının yanında duran Stark'a. "Jet ile mi geleceksin?"
Başını salladı Tony. "Evet, jet ile geleceğim."
"O zaman, Clint, sen jetlerden birini al. Diğerini Natasha uçurur, geriye kalanı da Bucky - hayır, tanrım; hayır Bucky, sana tekrar jet kullandırmayacağım. Sonuncu jeti ben uçururum."
Herkes jetlere binmiş, kalkışa hazırdı. Clint; Thor ve Bruce ile giderken, Bucky, biraz olsun kafasını dinleyebilmek için Natasha ile gitmişti. Jete sonradan ilave edilmiş ve Ashley'in Tony'ye uzun ısrarlarda bulunması sonucu Stark'ın kabul ettiği yumuşak koltuklardan birine yayıldı ve gözlerini tavana dikip kontrolden çıkmış zihnini sakinleştirmeye çalıştı, HYDRA isminin kendisine hatırlattığı şeylerden nefret ediyordu, Rusya ise delirecekmiş gibi hissetmesine sebep oluyordu. Birkaç dakika sonra Natasha'nın kendisine seslendiğini duydu. "Hey, Barnes."
Koltukta doğrulup kızıl kadının yüzüne baktı Bucky, yüzünü ellerinin arasına almıştı. "Evet?"
Gözlerini kısmış, Bucky'nin yüzünü incelemekte olan Natasha birkaç saniye ardından konuştu. "İyi misin sen?"
Derin bir nefes alıp koltukta doğruldu Bucky. "Evet, elbette. Neden?"
"HYDRA, Rusya, belgeler, Ashley... Başka etkenlere ihtiyacın var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OBSIDIAN: Stark's Daughter
Fanfiction[ Wattys2020 Hayran Kurgu Kazananı ] ✯ "Gitmeme izin ver," diye fısıldadı güçlükle göz yaşları içerisindeki bedene, onu, elini bırakması için ikna etmeye çalışıyordu. "İyi olacağız, sorun yok." ✯ "Seni korumak için ne gerekirse gereksin, yapacağım...