İki Hafta Sonra
Leroy'un Evi
New York, Manhattan━
Asher Leroy, kollarının arasında sessizce uyuyan bedeni izlerken, güneş doğmuştu.
Yumuşak ve parlak gri saçların üzerine birkaç öpücük kondurdu Asher, onu uyandırmamaya çalışarak. Kadının üzerindeki büyük tişört kendisine aitti ve onu böyle görmeyi gerçekten sevmişti, onu uyurken izlemek ise favori aktivitesiydi.
Uzunluğu belirli olmayan bir süre sonunda, kollarının arasında uyumakta olan beden gözlerini aralamış, o kendine has bakışlarıyla etrafı taramıştı. Kendisine bakmakta olan çakır gözleri fark ettiğinde tebessüm etmiş, adamın dudaklarına uzanmıştı.
"Günaydın, uykucu," diyerek, Ashley'in alnına bir öpücük kondurdu Asher. Ashley ise homurdanarak başını tekrar Asher'ın göğsüne bıraktı, bir cevap vermemişti. Her zamanki gibi, Ashley Stark, sabahları huysuzdu ve onun bu huysuzluğuna tahammül edebilecek iki kişiden biri, Asher Leroy'du.
"Kalksak mı artık?" diye sordu Asher, alacağı cevabı biliyor olmasına rağmen. Elinin altında duran yastığı alıp sevgilisinin kafasına çarptı Ashley, ardından uykusuna kaldığı yerden devam etti. "Bunun başıma geleceğini biliyordum," diye mırıldanıp güldü Asher ve ardından kadını kaldırmak için çabalamaya devam etti. "Bebeğim, kalk hadi."
"Rahat bırak beni," diye söylendi Ashley. Asher ise dediğini dinlememiş, onu belinden ve bacaklarından kavrayıp kucağına alarak ayağa kalkmıştı. Ashley'e göre hava hoştu, gözlerini bile açmamış ve uyumaya devam etmişti, ta ki bedenine temas eden soğuk suyu hissedene kadar.
Gri gözlerini kocaman açtığında, Asher'ın, kendisini küvete atmış olduğunu fark etti ve kaşlarını çattı. "Bilmiyorsan söyleyeyim, normal insanlar genelde birbirlerini yatağa atar, küvete değil."
Banyonun kapısına dayanmış olan Asher güldü ve omuzlarını silkti. "Normal insanlar olduğumuzu nereden çıkardın?"
Kaşlarını kaldırarak dudaklarını büzdü ve başını salladı. "Haklısın. Ama şimdi bornoz ver bana."
"Duş almak istemediğine emin misin? Terli gibisin." Asher gülmüş, yüzündeki ifade değişen Ashley'e odaklanmıştı.
Ashley ise, kaşlarını çatıp Asher'a baktı. "Pisliksin." dedikten sonra gülümsedi. Asher hala kapıda dikiliyorken, Ashley ona baktı. "Çıkmayacak mısın, Adrian? Çıksana."
Asher çapkınca sırıttı. "Görmediğim bir şey var sanki."
"Defol, sapık." diyerek güldü ve eline geçen el havlusunu Asher'a doğru fırlattı, Asher kahkaha atarak banyonun kapısını kapattı ve genç kadını yalnız bıraktı.
Ashley üzerindeki büyük tişörtü ve iç çamaşırları çıkarıp telekinezi ile kirli sepetine attı, ardından Asher'ın şampuanına uzanıp saçlarını şampuanlamaya başladı, adamın kokusunu sevmediğini söyleyemezdi.
Hızlı bir duş aldıktan sonra, Asher'ın bornozunu giymiş ve banyodan çıkmıştı. Asher'ın evine daha önce getirdiği kıyafetlerinden ve iç çamaşırlarından aldıktan sonra kurulanarak üzerini giydi, bu sırada, Asher, ikisi için kahvaltı hazırlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OBSIDIAN: Stark's Daughter
Fanfiction[ Wattys2020 Hayran Kurgu Kazananı ] ✯ "Gitmeme izin ver," diye fısıldadı güçlükle göz yaşları içerisindeki bedene, onu, elini bırakması için ikna etmeye çalışıyordu. "İyi olacağız, sorun yok." ✯ "Seni korumak için ne gerekirse gereksin, yapacağım...