♪ Dark Tranquillity | Atoma
― ― ―
Mayıs 2010
Tony Stark'ın Evi
Malibu, Kaliforniya― ― ―
Tony Stark, tamamen dibe batmıştı.
Göğsündeki reaktör, gittikçe kendisini zehirliyordu. "Sizi hayatta tutan cihaz, aynı zamanda sizi öldürüyor" cümlesi kulaklarında yankılanıyordu. Çaresiz hissediyordu.
Ömrünün başından beri, başaramadığı çok az şey olmuştu.
İlk sırada, babası ile iyi bir ilişkiye sahip olmak vardı. İkinci sırayı şu anlık hatırlamadığı için boş bırakıp, ölmek üzere olduğu gerçeğini numara ikiye yerleştirmişti.
Hayatı yeteri kadar kötü gitmiyormuş gibi bir de karşısına çıkan şu Sovyet fizikçi, her şeyi alt üst etmişti tekrardan. Doğum günü partisini berbat etmiş, en yakın dostu Rhodey ile birbirlerine girmişlerdi. Sonuç olarak, Rhodey, zırhlardan birini almış ve uzaklaşıp gitmişti.
"O zırhı giymeye yüreğin yeter mi sanıyorsun?"
Bu cümle, kelimelerinin barındırdığından çok daha büyük ve derin anlamlar taşıyordu. Ne yapacağını bilemez bir halde zırhı ile havalanmıştı. Sabah olduğunda, bir donut dükkanına gitmiş ve donut satın almıştı, ardından dükkanın üzerindeki büyük donut heykelinin içine kurularak, kutusundaki donutları yemeye başlamıştı.
Ta ki, Nick Fury isimli tek gözlü korsan adam gelene ve rahatını bozana kadar.
Başını zorlukla dik tutuyor, gözlerinin açık kalması için bir dünya çaba sarf ediyordu Tony. "Süper gizli erkek müzik grubunuza katılmakla ilgilenmiyorum," dedi kafasını kaldırarak, karşısındaki adam ise alayla güldü. "Tabii, sen her şeyi tek yapmaz mısın zaten?"
"Üzgünüm, ama göze mi bakıyorum yoksa banda mı?" dedikten sonra derin bir nefes aldı Tony. "Ne istiyorsun?"
Bu soru karşısında, zaten gergin olan Nick'in sinirleri daha da gerilmiş, adam öfke ile gülmüştü. "Yo, yo, hayır," dedi ve parmağını karşısında oturan tamamen dağılmış adama uzattı. "Asıl sen benden ne istiyorsun? Halletmem gereken bir soruna dönüştün! Düşündüğünün aksine, benim evrenimin merkezi sen değilsin, Stark. Güneydoğuda halletmem gereken daha ciddi problemlerim var!"
O anda dükkana giren Natasha veya Tony'nin bildiği isimle Natalie, "Bölgeyi korumaya aldık ama fazla tutamayız," diyerek direktörüne baktı. Tony birkaç saniye şaşkınla ona bakmış, başını eğip gözlerindeki gözlükleri burnunun ucuna düşürmüş, ardından da "Kovuldun," diye mırıldanmıştı.
"Bu senin verebileceğin bir karar değil," dedi Natasha ve elindeki enjektörü adamın boynuna sapladı. "Ah!" diye inledi Tony, yüzünü buruşturarak. "Bir saniye korkutucu bir şeyler yapmadan duramıyor musun?"
"Ajan Romanoff ile tanış, Stark," diyerek genç kadını gösterdi Fury. "Şimdi gitmem gerekiyor, sen de evine gidecek ve kalbinin bilmecesini çözeceksin."
― ― ―
Konulan kuralları yıkmakta, Tony Stark'ın üzerine yoktu. Fakat bu konuda eline su dökülemeyecek bir kişi daha vardı, Ashley Adams.
Babasının "Geleceğin Şehri" isimli projesini almak üzere şirkete gitmiş, orada Pepper ile hoş olmayan bir konuşma yaşamış, özür dilemeye çalışmış, ardından evine geri dönmüştü. "Pekala, Jarvis, şu şehri sanal ortama geçir," dedi Tony, birkaç saniye bekledi. Yardımcısından bir ses ve herhangi bir hareket gelmeyince, kaşlarını çattı. "Jarvis?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OBSIDIAN: Stark's Daughter
Fanfic[ Wattys2020 Hayran Kurgu Kazananı ] ✯ "Gitmeme izin ver," diye fısıldadı güçlükle göz yaşları içerisindeki bedene, onu, elini bırakması için ikna etmeye çalışıyordu. "İyi olacağız, sorun yok." ✯ "Seni korumak için ne gerekirse gereksin, yapacağım...