♪ Dark Tranquillity | Forward Momentum
― ― ―
Mayıs 2018
Bleecker Caddesi
New York, Manhattan━
"Maddi şeylere olan bağlılık, maneviyata zarar verir," diye savundu kendini Wong, merdivenlerden inmekte olan Stephen Strange'e. Strange ise bu sözlere göz devirmiş, "Sana da ton balıklı sandviç yaptırırım," diyerek mabedin kapısına doğru ilerlemişti.
O sırada mabedin içine doğru giren gökkuşağı renklerini barındıran güçlü ışık, merdivenleri yıkan ve Hulk formundan Banner formuna dönüşen Doktor Bruce Banner'ı ortaya çıkarmıştı. "Thanos geliyor," dedi Bruce, Hulk'a ait olan kalın sesiyle. "O geliyor!"
Strange bir saniye duraksayarak, yıkıntıların arasında nefes nefese kalmış olan adama baktı. "Kim?"
Bruce Banner, Doktor Strange'e durumu anlatırken, Tony, Peter ve Ashley, New York'taki parklardan birinde, Pepper'ın zoruyla koşu yapıyorlardı.
Sürekli evde tıkılı kalan çocuklarını zorla evden çıkarmış, temiz oksijen almaları için koşu parkına getirmişti. Koşuya devam ederlerken önlerinde açılan portaldan çıkan Strange ile, Tony hepsini arkasına almış ve kaşlarını çatmıştı. "Bay Stark, Bayan Stark, benimle gelmenize ihtiyacım var."
"Pardon," dedi Tony, rahatsız bir sesle. "Bilet falan mı satıyorsun sen?"
"Evrenin kaderi tehlikede, desek, durumu abartmış olmayız. Bizimle gelmeniz gerekiyor."
"Öyle mi, biz kimiz peki?" diyerek babasının yanına geçti Ashley. O anda portaldan çıkan Banner'ı görmesiyle, gri gözleri kocaman açılmış, şaşkınca babasına bakmıştı. "Merhaba, Ashley."
"Bruce?" diye sordu Tony, Ashley'in elini tutarak. "Neler oldu?"
Bruce buna cevap vermek yerine, Tony'ye doğru yürümüş, adama sarılmıştı. Ashley gri gözlerini etrafta dolaştırırken, Peter ve Pepper da birbirlerine bakıyordu şaşkınca.
Peter ve Pepper'ı eve göndermiş, Strange ve Banner ile birlikte mabede gitmişti iki Stark. "Adı neydi, dedin?" diye sordu Tony, elini çenesine koyarak. "Thanos," dedi Bruce. "Adam bir hastalık gibi, Tony, gezegenleri yok edip o taşları arıyor. Eğer tüm taşları toplarsa, Tony, parmağını şıklatarak tüm dünyanın yarısını silebilir."
"Ne taşları bunlar?" diyerek kafasını kaldırdı Ashley. Doktor Strange'in, Wong'un ve Bruce'un üzerinde gözlerini gezdirdi. "Evrenin başlangıcında, büyük bir patlama oldu. Bu patlamayla, altı adet taş oluştu. Güç, Zihin, Uzay, Ruh, Gerçeklik ve Zaman."
"Zaman ve Zihin Taşları, bizim elimizde. Ruh Taşı daha önce hiç görülmedi." diye ekledi Strange, Wong'un sözlerine. "Zihin Taşı, Vision'da. Vision'u acil olarak buraya getirmemiz gerekiyor, nerede o?" diye sordu Bruce. "Bilmiyorum," dedi Tony. "Vision, iki haftadır kayıp, vericisini kapattı."
"Tony, yine mi bir süper robot kaybettin?!" diye söylendi Bruce, Ashley ise araya girmeye gerek duymuştu. "O süper robot değil," dedi Ashley, tüm bakışları üzerine çekmişti. "Çok daha fazlası. Her geçen saniye yeni şeyler öğreniyor, gelişiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OBSIDIAN: Stark's Daughter
Fanfic[ Wattys2020 Hayran Kurgu Kazananı ] ✯ "Gitmeme izin ver," diye fısıldadı güçlükle göz yaşları içerisindeki bedene, onu, elini bırakması için ikna etmeye çalışıyordu. "İyi olacağız, sorun yok." ✯ "Seni korumak için ne gerekirse gereksin, yapacağım...