𝖀𝖓𝖐𝖓𝖔w𝖓 𝕷𝖔𝖛𝖊𝖗 // 𝑳𝒂𝒓𝒓𝒚

XXIV

Louis dün Harry'nin attığı mesajlardan sonra okula gelmemeyi düşünmüştü fakat Zayn ısrarla odasının kapısını yumruklayınca fazla direnememiş ve kabul etmişti.

Tüm yol boyunca düştüğü durumdan yakınmış ve onu kurtaracak bir yol bulmaları için arkadaşlarına yalvarmıştı.

Liam'ın en yakın arkadaşının bu durumunu değiştirmek için bir şey yapamıyor oluşu canını acıtıyordu.

Zayn ise 'kendin ettin kendin buldun' havasındaydı. Tabii ki arkadaşına üzülüyordu ama o kıvırcıktan uzak durmasını milyarlarca defa söylemesine rağmen dinlemediyse bununla tek başına mücadele etmek zorundaydı.

Şimdiyse Louis kantinde arkadaki masalardan birine kurulmuş arkadaşlarını bekliyordu.

Harry'i görmemişti ve kalan bir iki ders arasında da görmemeyi umuyordu.

Louis kendi sorunlarına dalmış düşünürken karşısına kurulan iki en yakın arkadaşını fark etmemişti bile.

"Dünyadan Louis'e.." diyerek gözlerinin önünde elini sallayan Zayn'e 'siktir git zaynie' bakışlarını gönderdi.

Elleri cebine gitti ve telefonunu çıkardı. Hızlıca Harry'le olan mesajlaşmalarını açtı. Zayn ve Liam'ın önüne koydu.

Ikili Louis'e izin ister gibi bakınca Louis dayanamadı ve "Okusanıza" diye yakındı.

Bir süre sonra Liam kahkaha atınca ne olduğunu pek anlamadı. Sonra Zayn de Liam'a katıldı ve en az üç dakika buna devam ettiler.

Sonunda esmer olan kendini durdurabilince arkadaşına bir süre inceliyormuş gibi baktı. Louis bundan rahatsız oldu.

"Ne var? Niye gözlerini diktin yine?"

Zayn derin bir nefes verip konuşmaya başladı.

"Aslında uzaktan pek salak görünmüyorsun Louis ama böyle baya baya uzaktan mesela 1 km falan."

Liam sevgilisinin söylediklerine kıkırdadı.

"Louis Tanrı aşkına sen Harry'i görûr görmez kaçtın mı? Yani cidden mi? Alnına 'BEN SANA MESAJLARI ATAN KIŞIYIM HARRY' yazsan daha az belli ederdin biliyorsun değil mi?"

Liam kendini zor tutuyormuş gibi duruyordu.

"Aslında kaçmış sayılmam. Sadece aksi yöne hızlı adımlarla yürüdüm. Bu kaçmaya girmez."

Liam kendini daha fazla tutamadı ve tekrar kahkaha atmaya başladı.

Louis sinirle gözlerini ikiliden çekip kantinin girişine yönlendirince bir sarışının en ön masadan ona baktığını fark etti.

Kaşları istemsizce çatılırken sarışın karşısında Louis'e sırtı dönük olan kıvırcığa panikle bir şeyler anlatmaya başladı.

Louis içinden bu kıvırcığın O kıvırcık olmaması için dua ediyordu. Ama yanlarına mini eteğiyle ve Şeker Kız Candy edasıyla iki yandan bağladığı saçlarını savurarak gelen Linda'ya gözlerini devirirken, sarışının Harry ile konuştuğuna emin oldu.

Adını hatırlamadığı ama Nevil olduğunu düşündüğü sarışın Louis'e bakmayı sürdürünce mavili sinirle oturduğu yerden kalktı ve kantinden çıkmadan önce arkadaşlarına hava alması gerektiğini geveledi.

Artık yolun sonuna gelmişti. Harry onu tüm okula rezil edecekti. Louis insanların ne düşündüğünü pek umursamıyordu fakat gözlerini Louis'e dikip fısıldaşmaları onu çileden çıkarıyordu.

Pek tabii ki tüm okul duyunca ailesine de bu harika haber (!) gidecekti.

Annesi ve Lottie biliyordu fakat küçük kardeşleri bilmiyordu.

Zaten önemli olan insanların onun cinsel kimliğini öğrenmesi değildi. Harry'e kız arkadaşı olduğunu bildiği halde bu tür mesajlar attığını öğrenmeleriydi.

Annesi ne tepki verirdi acaba? Utanır mıydı oğlundan?

Louis sırtını okulun arka duvarına yasladı ve telefonunu çıkarmak için cebine uzandı.

Orada olmadığını görünce kantinde arkadaşlarında bıraktığını hatırladı.

Oraya adımlarken içinden sarışın, kıvırcık ve şeker kız üçlüsünün orada olmaması için dua ediyordu.

Kantine girdiğinde kimseyle göz teması kurmayıp hızlıca arkadaşlarının oturduğu masaya ilerledi ve telefonunu istedi.

Neden bu denli acele ettiğini bilmiyordu ama telefonunu aldığı gibi koşarcasına kantinden gerisin geri çıktı.

Tam Harry ile karşılaşmadığına şükredecekti ki sert bir bedene çarpıp yere kapaklanması bir oldu.

Louis sinirle ona çarpan bedene bakınca yüzünde kocaman bir sırıtmayla ona bakan Harry ile karşılaştı. Asıl kanını donduran Harry'nin yeşil gözlerini ona dikip söylediği sözlerdi.

"Selam Louis William Tomlinson."