𝖀𝖓𝖐𝖓𝖔w𝖓 𝕷𝖔𝖛𝖊𝖗 // 𝑳𝒂𝒓𝒓𝒚

XIX

Louis son kez aynadaki yansımasına bakıp göz devirdi. Berbat haldeydi. Gözleri ağlamaktan ve uykusuzluktan kızarmış ve şişmişti. Yüzü olduğundan daha beyaz görünüyordu.

Son bir haftadır pek iştahı yoktu, her zaman giydiği oversize sweetshirt'ü giyerken kendini olduğundan daha minik hissedince 'belki de az biraz kilo verdim' diye düşündü.

Çantasını omzuna atıp kimse uyanmasın diye olabildiğince sessiz bir şekilde evden ayrıldı.

Tüm olanlardan 1 hafta sonra daha fazla devamsızlık yapamayacağını anlamış ve okula gitmesi gerektiğini hatırlamıştı.

Bazen onu Zayn arabayla alırdı. Liam ve Zayn ile şakalaşırlar, bu yüzden okula gidişleri olduğundan daha uzun sürerdi. Son bir aydır bunu pek yapamamışlardı.

Louis arkadaşlarına gerekli zamanı ayırmadığını fark edince keyifsizce ofladı. Çözmesi gereken bir sorununu daha fark etmişti böylece!

Okul bahçesine girince pek de görmeyi beklemediği biriyle karşılaştı. Harry genelde okula bu kadar erken gelmezdi.

Louis kendini banklardan birine atarken gözleri bahçenin diğer ucunda oturan kıvırcığın üzerindeydi.

Kaşları çatılmıştı ve parmakları hızlıca telefonunun üzerinde hareket ediyordu.

Bir an için kafasını kaldırınca gözleri buluştu. Louis hızla gökyüzüne çevirdi mavilerini.

Huzursuz hissetmeye başlıyordu. Koskoca bahçede sadece 5-6 kişi vardı.

Ne diye bu kadar erken gelmişti bu çocuk şimdi?

Louis derin bir nefes alıp gelen ani cesaretle Harry'e dikti gözlerini.

Harry çoktan telefonuna geri dönmüştü. Bir şeyler yazıp yazıp siliyor ve daha sonra ellerini saçlarından geçiriyordu. Louis onun gergin olduğunu anlamıştı.

Acaba Linda -Harry'nin fare suratlı sevgilisi- olanları mı öğrenmişti?

Bu fikir az daha mutlu edecekti onu.

Ama Louis bu kadar kötü bir insan olmadığını kendine hatırlattı. Evet o kızı sevmiyor olabilirdi fakat kimse bunu hak etmezdi.

Poposu titreyince yerinden sıçradı. Bahçedeki tüm gözler bu ani hareketle ona çevrilmişti.

Delici yeşilleri üzerinde hissetmek onu geriyordu. Buna alışık değildi ne de olsa.

Elleri hızla arka cebine gitti ve telefonunu çıkardı.

Harreh💚'den bir yeni mesaj!

Işık hızıyla bildirime tıkladı.

Harreh💚: Hakkımda ne düşünüyorsun bilmiyorum ama olay gördüğün gibi değildi William. Sana anlatabilirim. Ne olur Linda'ya bundan bahsetme.

Louis sadece göz devirdi. Ne sanıyordu ki? Gidip gördüklerini o kıza anlatıp onu da mı üzeceğini. Louis bir çok şey olabilirdi fakat bu kesinlikle değildi.

Ne sanıyorsun Styles? Gidip sevgiline yediğin haltları anlatacağımı mı?

Bahçenin diğer ucundaki çocuğa tekrar baktı ve yeşillerin ona kenetlenmiş olduğunu gördü.

Bu neydi şimdi? Neden ona bakıyordu?

Louis'nin kalbi hızla atmaya başladı. Anlamış olamazdı değil mi? Nasıl anlayacaktı ki hem?

Yeşiller bir saniye bile mavileri terk etmedi. O kadar odaklanmıştı ki banktan kalkıp ona doğru yaklaştığını bile fark edemedi Louis.

Tâ ki Harry yanına oturana dek.

Louis şoktan dolayı hareket edemiyor hatta konuşamıyordu.

Ama iki adet zümrütün ağırlığını üzerinde hissediyordu.

Ne yapacaktı? Ne demeliydi?

Aklı çalışmayı durdurmuştu.

"Sen O'sun değil mi?"

Boğuk ses onu kendine getirmişti.

Kafasını yavaşça yanındaki şahesere çevirdi ve kendini zorlayarak bir kaç kelime edebildi.

"Kim miyim?"

Harry gözlerini ona dikmiş bakarken kekelemeden konuşabilmiş olması Louis'yi şaşırtmıştı.

Harry'nin keskin bakışları altında kıvranıyordu resmen.

Harry sabırsızca sorusunu yineledi.

"William? O sensin değil mi?"

Louis bir an ölecek sandı.

Hatta ölmeyi diledi.

Küçük oyununun bu şekilde biteceğini düşünmemişti hiç.

Louis kafasını hızla olumsuzca salladı.

"Hata yapıyor olmalısın. Benim adım William değil, dostum."

Harry inanmadığını belirten bakışlar atarken yanlarına Louis'nin kurtarıcısı geldi.

"Hey Louis."

Louis hızla oturduğu banktan kalktı.

"Her kimi arıyorsan o ben değilim. Bol şans." diyerek Zayn ile arkasında kafası karışmış bir kıvırcık bıraktığından habersiz bahçeden uzaklaştı.

ilk texting olmayan bölüm geldi

nasıldı?

yorumlarsanız sevinirim 🌻