LXXXII

1.3K 123 248
                                    

Harry telefonunu yatağa bırakıp saçlarını küçük bir topuz yaptıktan sonra salona doğru ilerledi. Louis sinirle solurken açmayacağını bilse de ısrarla Zayn'i arıyordu. Sırtı kapıya dönük olduğu için sevgilisinin geldiğini görmedi.

Yeşilli omzunu kapıya yaslayıp kollarını göğsünde bağlarken dikkat çekmek amacıyla boğazını temizledi. Louis bu ani sesle zıplarken Harry istifini hiç bozmadan oldukça sakin bir sesle, "Seni dinliyorum Tomlinson," dedi.

Zayn'in onu düşürdüğü durumdan nasıl çıkacağını bilmiyordu. Burada hatalı olan kendisiydi, biliyordu ama yine de sinirini başka birine yönlendirmek daha iyi hissettiriyordu.

Sessizce en yakınındaki koltuğa oturup göz teması kurmaktan kaçınarak telefona baktı.

"Louis bana söylemen gereken şey ne?"

Kaçışı yoktu.

"Pekala. Anlatacağım ama önce şöyle oturmaya ne dersin?"

Harry sabırsızca Louis'nin karşısına kurulup beklemeye başladı.

"Öncelikle şunu anlamanı istiyorum ki bunu sana kesinlikle söyleyecektim öylece çekip gitmeyecektim. Sadece ne zaman söylemem gerektiğini bilemedim. Belki bu eve taşınmadan önce söylemeliydim ama o kadar acele ettin ki algılayamadım. N-"

Harry kaşlarını çatıp, "Bir dakika! Çekip gitmekten kastın ne ve bana söylemen gereken şey her neyse bu eve taşınıp taşınmamamızı da etkileyecek kadar önemli öyle mi?" derken sesindeki inanamama açıkça duyuluyordu.

"Yarışmadan çok önce Bayan Lorenza bize ülkenin hatta dünyanın en büyük yetenek avcılarından birinin tüm grupları dinleyeceğini ve kazanan grupla görüşmek isteyebileceğini söyledi."

Tepkisini ölçmek için sevgilisinin yüzünü inceledi fakat ifadesizlikten başka bir şey görmedi.

"Ama biz bunun gerçek olabileceğini düşünmedik. Bilirsin, motive etmek için uydurduğunu falan düşündük ama gerçekmiş."

Yeşillinin kaşları şaşkınlıkla havalandı.

"Provalarda bir adam vardı ve grubu dinliyordu. Pek umursamadık ama onun Simon Cowell olduğunu öğrenince ister istemez şoka uğradık. Bu adam bizimle görüşmek istediğini söyledi ve biz de bunu kabul ettik. O zamandan beri bir şekilde hissediyordum bunun olacağını, o yüzden Zayn ve Liam'la paylaştım."

Bu Harry'i kötü hissettirmişti. Neden onunla paylaşmak istememişti? Güvenmiyor muydu?

"Yarışmadan önce bizi Amerika'ya davet etti. Yarışmayı kazanamazsak bile bizi stüdyoda denemek istediğinden bahsetti. Bu şansı tepemezdik. O yüzden kabul ettik. Bir ay sonra Amerika'da stüdyo çalışmalarını denemek için gidiyoruz."

Ne diyeceğini bilmeyen Harry bir süre sessiz kaldı. Louis bu bilgiyi onunla en başından paylaşmalıydı. Tüm o beraber eve çıkma hayallerine başladıklarında söylemeliydi hem de.

"Ne kadar sürecek bu kayıt işleri?"

Louis gergince yerinde kıpırdandıktan sonra, "Beş altı ay sanırım," dedi.

Hızla yerinden kalkıp, "Ne?" diye bağıran yeşilli kendini aptal gibi hissediyordu.

"Bana söylemeliydin. Aptal gibi beraber yaşama hayali kurarken daha ilk aylarımızda benden altı ay uzak kalacağını söylemeliydin. Bu evi tutmazdık Louis!"

Sesi öyle yüksekti ki evin dışından bile rahatlıkla duyulabileceğinden emindi ama bunu umursamadı. Kendini gerçekten çok kötü hissediyordu.

"Bana neden söylemedin? Sikeyim! Ben senin sevgilinim, Louis. Arkadaşlarınla paylaşıyorsun ama seninle aynı evde yaşama hayalleri kuran bu gerizekalıya söyleme gereksinimi bile duymadın mı?"

Louis şimdi ayağa kalkmış öfkeden kızaran sevgilisini sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Haklısın, Harry. Sana söylemeliydim ama yapamadım! Lanet olsun ki bir şey beni engelledi. Bilmiyorum! Sadece-"

Harry sinirle solurken, "Sanırım ne? Ne diyorsun sen? Demin bana altı siktiğimin ayı burada olmayacağını söyledin. Benimle mezuniyet balosuna katılamayacaksın, burada kalamayacaksın, geceleri uyanık kalıp kurduğumuz tüm o hayalleri yapamayacağız. Daha ne kadar süre oldu ki ilişkiye başlayalı? Bu kadar çabuk gidemezsin. Izin vermiyorum Louis!" dedikten sonra akmakta olan göz yaşlarını sildi.

Bu görüntü Louis'e acı veriyordu. Işte tam da bu yüzden söylemek istememişti. Sevdiği adamı bu halde görmek istemiyordu.

"Harry, bebeğim anlamalısın. Bu geleceğimiz için çok önemli. Başarırsak harika bir hayatımız olabilir."

Başını olumsuzca sallayan Harry burnunu çekerek, "Ama bu senin benden aylarca uzakta olman demek Louis. Olmaz! Sen buradayken bile seni özlediğimden aynı evde yaşayalım dedim. Şimdi aylarca sana dokunamayacağımı söylüyorsun," dedi.

"Ya birbirimizden uzaklaşırsak? Ben senden uzaklaşmak istemiyorum. Bu kadar kısa zamanda koparamayacağım bir parçam oldun Louis. Bunu kaldıramam."

Louis karar vermek zorundaydı. Ya Harry'nin yanında kalıp bu şansı tepmeliydi ya da gidip harika bir gelecek yarattıktan sonra Harry'nin kırık kalbini toparlamalıydı.

Söylemesi kolaydı ama bu kararı kendi başına veremezdi. Tüm grubun geleceği buna bağlıydı. Geri çeviremezdi. Bunu onlara yapamazdı.

"Üzgünüm Harry ama bu sadece benim verebileceğim bir karar değil. Gruptaki herkesin geleceği buna bağlı," dedikten sonra oda sessizleşti.

Harry sessizce ağlamaya devam ederken gözlerini son kez Louis'e dikti. Bir vazgeçme belirtisi aradı mavilerde.

Titreyen dudaklarını sertçe ısırıp omuzlarını mağlubiyetle düşürdü ve arkasına bakmadan evden çıktı.

𝖀𝖓𝖐𝖓𝖔w𝖓 𝕷𝖔𝖛𝖊𝖗 // 𝑳𝒂𝒓𝒓𝒚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin