LXIII

2.2K 164 406
                                    

Harry gerginlikle nefesini verip son bir kararla zile bastı ve bir adım geri gelerek bekledi.

En azından iki dakikadır orada dikilmiş kapıyı çalmak ve zile basmak arasında karar vermeye çalışıyordu. Bu haline herhangi biri gülebilirdi ama onun için ilk izlenimler her zaman çok önemli olmuştu. O yüzden her şey mükemmel olmak zorundaydı.

Üzerini düzeltip duruşunu dikleştirdi. Duyduğu gürültülü adımlar sonrası kapı ardına kadar açıldı ve sarı saçlı bir kız boynuna atladı. Harry için her şey o kadar hızlı gerçekleşmişti ki dengesini kaybedip yere kapaklanacakken son anda duvara tutundu ve düşmekten yırttı.

Açıkçası böyle bir karşılamayı beklemiyordu. Daha resmi olurlar diye düşünmüştü. Ne de olsa ilk kez karşılaşacaklardı.

Kollarıyla ne yapacağını bilemediği birkaç saniyenin ardından birini kızın ince beline sardı ve sempatik olmasını umduğu bir gülümsemeyle biraz uzaklaşıp suratına baktı.

"Merhaba ben Harry Styles."

Kız kocaman gülümseyerek, "Kim olduğunu biliyorum. Doğrusunu istersen Louis'nin asla başaracağını düşünmemiştim," dedi.

Harry kafası karışık bir şekilde kaşlarını çatarak sorgulayan bakışlarını kıza gönderdi. Tam o sırada koşarak Louis geldi ve kızı Harry'den uzaklaştırdı.

Kardeşi adına özür dilerken Harry'nin elinden tutmuş ve içeri çekmişti. Louis'nin evi kendikinden epey büyüktü. Geniş bir hol, ve alt katta bulunan birçok kapı Harry'e üst katın da oldukça büyük olduğu izlenimini vermişti. Burayı şimdiden sevmişti.

Louis onu salona yönlendirirken destek verircesine elini sıktı.

Kalabalık bir aileydiler. Harry sadece iki kadınla büyümüştü ve çevresinde bu kadar insanla büyümek nasıl hissettirir merak ediyordu. Louis çok şanslıydı.

Louis'in annesi olduğunu düşündüğü kadın masaya elindeki bardağı koyarak arkasını döndü ve gözleri Harry'le buluştu.

'Louis annesine ne de çok benziyor' diye düşünmeden edemedi. Aynı mavi gözler, yuvarlak kaşlar, ince dudaklar ve güzel yüz. Kadın onlara doğru ilerlerken Harry istemsizce sırıttı.

"Merhaba. Evimize hoşgeldin Harry. Seninle sonunda tanışabildiğim için çok mutluyum," dedi ve uzanıp Harry'nin yanaklarına iki nazik öpücük yerleştirdi.

Bu sıcak karşılamayla Harry biraz daha rahatladığını hissedebiliyordu.

"Ben de sizinle tanıştığıma çok memnun oldum Bayan Tomlinson." diyerek beyefendilere yakışır bir şekilde kadının eline tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu.

"Ah ne şekersin sen öyle! Bana Jay de."

Mark, Fèlicité, Lottie, Phoebe ile de tanıştıktan sonra, Louis şimdiye kadar gelişen olaylardan oldukça memnun bir şekilde elini Harry'nin elinden kurtarıp beline yerleştirerek masaya yönlendirdi.

Harry ve Louis yan yana otururken karşılarına ise Lottie ve Félicité oturmuştu.

Louis'in babası ile hiç benzemediğini  fark eden Harry daha sonra bunun hakkında espiri yapmayı aklına not etti.

Yemek arada kısa sohbetlerin yaşandığı tatlı bir sessizlikle geçmişti. Tatlı servisini yapmak için Louis de annesine yardım etmek amacıyla mutfağa gidince Lottie hemen Harry'nin yanına kuruldu ve genişçe gülümseyerek, "Gerçekte çok daha yakışıklıymışsın Harry. Fotoğraflar güzelliğini tam gösteremiyor. Hakkını vermem gerek Louis senin için sayıklarken haksız değilmiş." dedi.

Harry elinde olmadan kızardı.

"Fotoğraflar mı dedin sen?" Lottie'nin diğer söylediklerine değinmeden sordu.

Lottie rahatça "Louis'nin telefonunu bazen kurcalıyor olabilirim. Mesajlarını da yanlışlıkla okumuş olabilirim bilemiyorum," dedi ve omuz silkti.

Tam Harry'de sırıtacaktı ki aklına mesaj kısmı için dedikleri geldi. Tanrım! Ya hepsini gördüyse?

Harry gözlerini pörtleterek önüne döndü ve kapıdan elinde iki tabakla giren Louis'e baktı.

Tanrı aşkına telefonuna şifre koymamış mıydı bu?

Utançtan kıpkırmızı olduğundan adı kadar emindi.

Lottie ona 'her şeyi biliyorum' diye bağıran şeytani gülümsemesini atarken rahatsız bir şekilde sandalyesinde kıpırdandı.

Louis yerine geri yerleşirken Lottie de kendi yerine geçmişti.

Mavili gencin dikkatsizliği onu sinir etmişti. Bir şeyler yapmalıydı. Sinirini atmalı, intikamını almalıydı.

Herkes tatlılarıyla ilgilenirken Harry elini Louis'nin baldırına yerleştirdi.

Louis bu ani hareketle irkilirken ailesine belli etmemeye çalıştı ama yan yan Harry'e sorgulayıcı bakışlar atıyordu.

Harry çatalı ağzına ilerletirken diğer elini de yukarılara çıkardı ve Louis'nin pantolonun üzerinden penisini kavradı.

Inlememek için dudaklarını ısırıp gözlerini sımsıkı kapatan Louis'e annesi dönüp bir sorun olup olmadığını sordu.

Kekeleyerek, "Hayır, hayır bir problem yok anne. Sadece ayağıma bir kramp girdi," dedi.

Harry bu bahanenin saçmalığına güldü ve çatalı Louis'nin gözlerine bakarak yalladı. Aynı zamanda diğer eli ileri geri hareket ediyordu.

Louis gözleriyle durmasını yalvarıyordu resmen ama Harry bundan zevk almaya başlamıştı.

"Seni uzun zamandır tanıyoruz Harry. Louis bize seni anlatıyordu."

Annesinin söyledikleriyle Louis inledi ve kafasını eğdi. Inlemesi utançtan mıydı yoksa onu okşayan elin verdiği zevkten miydi, o tartışılır.

"Merak ettiğim ilişkinize ne zaman başladığınız? Louis evdekilere cinsel yönelimini geçen hafta açıkladı. Hemen ardından seninle tanışmayı beklemiyorduk."

Harry geldiğinden beri yüzünden pek silinmeyen tatlı gülümsemesiyle, "Aslına bakarsanız biz çok uzun süredir birlikte değiliz," dedi.

Ne söyleyeceğinden emin değildi. Kadına daha iki gün önce başladık hemen ardından seks yapınca da sevgili olmaya karar verdik mi diyecekti?

Ufak beyaz bir yalandan kimse incinmez diye düşündü.

"Iki aya yakındır konuşuyorduk. Louis çok etkileyici biri, bilirsiniz. Ve büyüsüne kapılmam çok zaman almadı."

Jay ikisine kocaman gülümserken Harry'nin büyük masanın altında hareket etmekte olan eli Louis'i delirtiyordu.

Birkaç ufak soru cevaptan sonra herkes kendi arasında konuşmaya dalmıştı. Mark iş yerinde başına gelen bir anıyı anlatırken masadakilere katılıp o da kahkaha atmıştı.

Harry yanında nefes alış verişi hızlanan Louis'in gelmeye yakın olduğunu anlayınca hareketlerini hızlandırdı ve kimsenin bakmadığından emin olduğu an Louis'nin kulağına "Benim için gel Loueh," diye fısıldadı.

Louis daha fazla dayanamadı ve ailesinin önünde pantolonuna geldi.

Bunu yaptıklarına inanamıyordu. Biri fark ederse yaşayacağı utancı düşünemiyordu bile.

Bayık gözlerle Harry'e bakarken Harry halinden gayet memnun şekilde çatalını tahrik edici şekilde yalayıp ona göz kırptı.

Louis yerinden kalkarken pantolonunu kontrol etti ve hızla "Biraz yorgun hissediyorum. Odama geçmemiz sorun olmaz değil mi?" diyerek annesine izin istercesine baktı.

Daha önceden Harry'nin burada kalacağından bahsettiği için ona ekstradan değinmek istememişti Louis.

Jay'in onayından sonra Harry masadakilere iyi geceler demiş ve Louis'in odasına giden merdivenleri onun ardından birer birer çıkmıştı. 

Lottie ve Félicité'i Louis'den sadece bir yaş küçük olarak hayal edin.

Devamı yine düz yazı şeklinde gelecek. (:

𝖀𝖓𝖐𝖓𝖔w𝖓 𝕷𝖔𝖛𝖊𝖗 // 𝑳𝒂𝒓𝒓𝒚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin