Sekizinci gündü ve Adrien'ın fikirleri tükenmeye başlamıştı. Bu yüzden şu anda sadece Adrien'ın kanepesinde uzanmış Disney maratonu yapıyorlardı çünkü anlaşılan birisi Disney filmlerinin hiçbirini daha önce izlememişti.
Marinette şaşırmıştı çünkü konu prenses ve prenslere geldiğinde her şeyi bilirdi. Özellikle Aladdin'e karşı bir hoşlantısı vardı. Frozen'daki Kristoff'u da unutmayalım.
Marinette yerinde kımıldandı ve kafasını koltuktan aşağı sarkıtacak şekilde uzandı. Şu anda televizyonu ters bir şekilde izliyordu.
Adrien kendini tamamen filme vermişti. Bir eli mısırdaydı diğer eli ise şaşkınlıktan kapattığı ağzında. Tikki ise Adrien'ın yumuşak saçlarında uzanmış keyfine bakıyordu.
Şu anda Rapunzel izliyorlardı ve Adrien filmin başındaki çiçek parıldadığından beri ağzını kapatmamıştı.
Yani ilk saniyeden beri.
''Nasıl bu filmleri daha önce izlememiş olabilirsin? Bunlar klasik.'' dedi Marinette, Adrien'ı bulunduğu durumdan uyandırarak. Marinette'e doğry baktı ve sonunda ağzını kapattığı eli aşağıya doğru indi. ''Ha? Ah..-Yani Pamuk Prenses ve Uyuyan Güzel gibi filmleri gördüm çünkü annemle beraber izlerdik ama annem kaybolduktan sonra babam benimle beraber hiç film izlemedi ya da bana film satın almadı.'' diye açıkladı Adrien. Annesinden bahsettiğinde canı acımıştı, dudağını ısırdı ve gözyaşı akıtmamaya çalıştı.
''Annen için çok üzgünüm Adrien, gerçekten.'' dedi Marinette iç geçirerek ve oturur pozisyona geri döndü.
''Sorun yok.'' dedi Adrien burukça gülümseyerek. ''Şimdi hangi filmi izleyeceğiz?''
Marinette Adrien'a bakmaktan filmin bittiğinin farkına bile varmamıştı. ''Ah..-Hercules belki?''
''Hey, belki de gerçekten bir filme gidebiliriz?'' diye sordu Adrien. Onunla dışarı çıkmak istiyordu.
''Yani, randevu gibi mi?'' dedi Marinette sırıtarak, bunun onu kızartacağını biliyordu.
''B-ben..ah..-''İşte! Marinette işini biliyordu.
''Sadece dalga geçiyorum tatlı çocuk, gidebiliriz.'' dedi Marinette gülümseyerek ve televizyonu kapadı.
Adrien rahatlıkla nefesini verdi ve hala saçında uyuklayan Tikki'yi nazikçe eline aldı. Tikki kendi kendine mırıldanarak Adrien'ın elinde diğer tarafa doğru döndü. ''Çok tatlı bir şey, keşke bende de bundan bir tane olsa.''
Adrien cebinde bir şeyin onu tekmelediğin hissetti ve sadece sırıttı, Plagg'i kızdırdığını biliyordu.
Marinette gülümsedi ve Tikki'yi alıp çantasına koydu.
''Hadi gidelim.'' dedi Adrien ve Marinette'i elinden tutup odadan çıkarttı.
''Adrien, seninle konuşmam lazı-'' Gabriel oğlunu bir kızın elini tutarken görünce lafını yarıda kesmişti.
Adrien babasının neye baktığını fark edince hemen elini geri çekti. Marinette itiraf etmek istemese de, Adrien'ın elindeki sıcaklık gidince üzülmüştü.
''Bir arkadaşının geldiğini bilmiyordum?'' dedi Gabriel Marinette'i baştan aşağı süzerken. Hiç yabancı gelmemişti.
''Evet, diğer arkadaşlarımızın yanına gidiyorduk baba. Film izlemeye gideceğiz.'' dedi Adrien sözlerine ve duruşuna dikkat ederek.
Marinette yalan söylemesine şaşırmıştı ama sonra Adrien'ın katı bir hayatı olduğunu ve takıldığı tek arkadaşının bir kız olduğunu söylemesinin sorun yaratabileceğini fark etti.
Gabriel Adrien'ı görmezden gelerek Marinette'e gülümsedi, ''Sen şapka yarışmasını kazanan kız değil misin?''
''E-Evet efendim, benim.'' dedi Marinette, Gabriel'ın bakışlarından rahatsız olmuştu.
''Ne güzel. Gidebilirsiniz.'' Adrien'ın gözleri parıldadı. ''Teşekkürler baba.'' dedi ve Marinette'i alıp uzun koridorun sonuna doğru ilerledi.
Gabriel kendi kendine güldü, ''Genç çiftler.''
***
Sinemaya geldiklerinde oldukça kalabalıktı. Nasıl olsa cumartesi günüydü. Diğer herkes gibi onlar da bugün gelmişlerdi.
''Ee, Ne izleyeceğiz?'' diye sordu Marinette.
''Suicide Squad'ı düşünüyordum.'' dedi Adrien filmin posterini göstererek. ''Nino bulabildiği tüm süper kahraman filmlerini bana da izlettirdi ve hoşuma da gitti o yüzden izlemek istedim. Ama istemezsen başka bir şey de izleyebiliriz,''
''Kes şunu Adrien.'' dedi Marinette duygusuz bir şekilde.
''Mari?'' Adrien şaşırmıştı, ''Ne oldu?''
''Bu kadar centilmen olmayı kes. Hiç kendine isteyip istemediğini sordun mu? Evet Suicide Squad izleyeceğiz. Çünkü öyle istiyorsun. Bir kereliğine beni düşünmeyi bırak da kendini düşün. Her şey her zaman benimle alakalı değil, sen de bir insansın ve senin de kendi fikirlerin var. Şimdi biletleri ben alıyorum çünkü sen zaten gereğinden fazla ödedin. Burda kal ve ben gelene kadar kımıldama.'' dedi Marinette kızgın bir şekilde işaret parmağını Adrien'ın göğsüne bastırarak. ''Anlaşıldı mı?''
Adrien korkarak kafasını salladı ve Marinette gelene kadar bekledi. Marinette elinde iki tane XL mısırla ve içecekle gelmişti.
Adrien, Marinette'in söylediklerinden sonra sersemlemişti. Bu ilk defa sadece onun için yapılan bir şeydi. Karnında bir sıcaklık hissetti ve gülümsedi. ''Kiloma dikkat etmem lazım, biliyorsun.''
''Boş ver tatlı çocuk. Ya bu kovanın içindeki her şeyi bugün yersin ya da ben yedirtirim.'' diye onu tehdit etti ve salona doğru çekti.
Film başladı ve Adrien heyecanlı bir şekilde yerine oturdu. Filmin ortasında Marinette'i dürttü ve fısıldadı, ''Oha, bu Batman.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
swapped = reverse crush (miraculous) türkçe çeviri
FanfictionYa Marinette Adrien'ı sakız olayı yüzünden hiç affetmemiş olsaydı? ------ hikayedeki tüm bölümleri kurgusu @its_nusa_obviously 'ye aittir ve bu bir çeviri kitabıdır.