swapped = reverse crush (miraculous) türkçe çeviri

dört

Adrien kafasını duvara vuruyordu.

''Sakin ol, kendini inciteceksin.'' dedi Plagg yatakta uzanıp peynirini yerken.

''Umarım.'' diye mırıldandı Adrien.

''Ayrıca ne oluyor? Hala Marinette'i mi düşünüyorsun?'' diye sordu Plagg.

''Başka ne düşünebilirim ki?'' diye cevap verdi Adrien kafasını yeniden duvara vururken.

''On dakika içinde Nino'nun performansı için stüdyoda olman gerektiğinin farkındasın değil mi?'' dedi Plagg.

Adrien'ın gözleri kocaman açıldı ve hemen Plagg'ı kuyruğundan tutup ceketinin cebine koyup odadan çıktı.

''Camamberti unuttun.'' diye seslendi Plagg.

''Sus, dönüşte alırız,'' dedi Agreste malikanesinin önünde park edilmiş limuzine geçerken.

Gorilla'ya nereye gideceğini söyledi ve daha sonra bu adamın bütün gün arabada kıpırmadan durup durmadığını düşündü.

Bir şeyler yiyor mu?

Hiç uyuyor mu?

DUŞ ALIYOR mu? Kesinlikle terli şöför istemiyordu.

Geldiklerinde Nino'nun orada olup ona el salladığını fark etti Adrien. ''Selam kanka, geldiğini görmek güzel,'' dedi ve güldü Nino ''Hadi içeri geçelim.''

Stüdyoya doğru ilerliyorlardı, ''Biliyorsun Marinette'i ve Alya'yı çağırdım ancak Alya gelemiyor, kardeşlerine bakması gerekiyormuş,''

Doğrusunu söylemek gerekirse, Adrien Marinette'in adını duyduktan sonra cümlenin geri kalanını duymamıştı.

''Ne...-'' dedi ve durdu, ''EĞER GELİRSE ONUNLA NASIL KONUŞACAĞIM?''

''Her zamanki gibi, Buhh-Mari...blaaaah,'' diye dalga geçti Nino.

''Neden benimle dalga geçiyorsun?'' dedi ve dudak büktü Adrien, ''Bu çok kabaca.''

*zaman geçişi vuuuuv*

''Evet gidip arkadaşını bulmalısın, seninle Agreste malikanesinde buluşacağım.'' dedi Chat Noir sinirle çıkarken.

Ladybug ve Nino başka bir tarafa koştular. Ladybug içinden Adrien'ın perilenmiş olmasını diledi, böylece onunla daha fazla uğraşmak zorunda kalmazdı.

Adrien'ı bulduklarında Nino koşup ona sarıldı, Ladybug mesafesini korudu ve olduğu yerde kaldı.

''Selam,'' dedi ve gülümseyerek el salladı Adrien.

''Selam.'' diyerek karşılık verdi Ladybug bıkkın bir şekilde. Adrien neden böyle davrandığını sormak için ağzını açtı sonradan vazgeçti.

Bundan sonra Agreste malikanesinde doğru yola çıktılar.

*yine zaman geçiiyoooorr*

''Ladybug, neler oluyor?'' diye sordu Nino. O sırada Nathalie odaya girdi.

''Daha güvenli bir yere gitmeliyiz. Adrien nerede?'' diye sordu Ladybug, umursadığından değil.

''Duş alıyor.'' dedi Nino banyoyu göstererek. Ladybug'ın gözü seğirdi, ''Şimdi mi?''

''İçindeki model bunu yapıyor.'' dedi Nino kollarını göğsünde birleştirerek.

Ladybug Nathalie ve Nino'yu Gabriel'ın ofisine geri gönderdi ve iç çekerek banyonun kapısını tıkladı, ''Adrien?'' onu sadece burada bırakıp gitse olmaz mıydı?

''Adrien?'' diye tekrarladı Ladybug.

Banyonun açılma sesini duydu. Garip. ''Adrien?''

Gidip kapıyı açtı. Adrien, sadece kafasını çıkartıp ''Evet?'' dediğinde Ladybug şaşkın bir şekilde ağzını açtı ancak sonrasında kendisini toparladı. ''Git ve üzerine bir şeyler giy. Duş almak için gerçekten harika bir zaman, akuma saldırıyor!'' dedi. Kaba olmamaya çalışıyordu.

Anahtar kelime: çalışıyordu.

''Bir dakikaya geliyorum.'' dedi Adrien, suratı düşmüştü. Bir anlığına Ladybug gerçekten onu böyle görünce kötü hissetmişti. Ancak umursamadı ve kapıyı kapattı. Tuttuğu nefesini dışarı verdi ve Adrien'ı beklemeye başladı.

Adrien'ın bilgisayarındaki resmi gördü ve daha iyi görebilmek için yakına gitti. Ekranda sarışın, yeşil gözlü çok güzel bir kadın duruyordu.

''Annem,'' dedi Adrien iç geçirerek, ''On yedinci doğum gününde.''

Ladybug kafasını salladı, ''Gidelim hadi.''

*zaman geçiyooorr ladybug senin ben amk kalbine nolduu oçç vuuuvv*

Babası gittikten sonra orada bekledi. Tabii ki de babasının onu sevdiğini biliyordu sadece bunu çok sık belli edemiyordu o kadar.

Daha fazlasını düşünmeden önce penceresinden bir kız kafasını sarkıttı. Adrien'a baktı ve iç geçirdi. Bu Ladybug'tı.

Adrien'ın önünde durdu ve kendi omzunu ovalarken konuştu, ''Özür dilerim.''

''Ne için?'' diye sordu. Önceki davranışı için miydi?

''Öncesinde sana karşı pislik gibi davrandığım için.'' diye mırıldandı Ladybug. Bunları söylemek onun için zordu.

''Ah, peki, sağ ol.'' dedi ve parkelere doğru baktı Adrien.

Ladybug gidecekken Adrien elinden tuttu ve onu durdurdu. Ladybug ona şaşkın bir şekilde baktı ve elini geri çekti. ''Neden benden bu kadar nefret ediyorsun?'' diye sordu Adrien sessizce.

''Uzun hikaye,'' dedi Ladybug ve iç geçirip omuz silkti. ''Anlatmaya değmez.''

''Lütfen Ladybug, zaten sınıfımda benden nefret eden bir kız var ve onunla arkadaş olmamın bir yolu yok.'' dedi Adrien ve eliyle ensesini ovdu.

Ladybug konuşmak için ağzını açtı, vazgeçti. ''Eminim senden nefret etmiyordur.'' bunu çok sessiz söylemişti, Adrien neredeyse duyamıyordu.

''Eminim ki öyle. Ayrıca onunla düzgün bir şekilde konuşamıyorum bile.'' dedi ve üzgün bir şekilde nefesini verdi. ''Sadece bu işlerde daha yeniyim. Arkadaş edinmekte vesaire.''

''Lütfen yapma Adrien. Her kızın sana aşık olmasını ve bütün erkeklerin seni kıskanmasını sağlayan o gülümsemeni yüzüne yerleştirme.'' dedi Ladybug sert bir şekilde, sesi buz gibiydi. Bir sebepten dolayı bu dedikleri Adrien'ın içine oturdu.

''Bu yüzden mi benden nefret ediyorsun?'' diye sordu, ''Bana aşık olduğun ve erkek arkadaşın beni kıskandığı için mi?'' dedi burnundan soluyarak. Kavga mı istiyordu? O zaman istediğini alacaktı.

''Erkek arkadaşım yok ve eğer sana aşık olmuş olsaydım kendimi o gün öldürürdüm, çok teşekkürler.'' dedi ve Adrien'dan sadece bir adım uzakta durdu ki gözündeki öfkeyi görebilsin.

''O zaman neden hala hayattasın?'' diye sordu Adrien. Bu kız onun partneriydi, en çok güvendiği partneriydi ve bu kişi ondan nefret ediyordu. Ondan sadece seksi olduğu için nefret ediyordu, en azından gerçek kişiliği için değil.

''Baksana babasının çocuğu, neden evde okumaya geri dönüp herkesi mutlu etmiyorsun?'' dedi ve arkasında Adrien'ı sessizce bırakarak çekip gitti Ladybug.

Gerçekten herkese karşı bir yük müydü?

---