yirmi dört

1.7K 208 58
                                    

arkadaşlar vaktimi ayırıp en iyisinden çeviri yapıyorum 60 kişi okuyo bi bölümü 20 kişi oy veriyo yapmayın acıyın bana

-

Adrien o gün yataktan çıkmak istemedi çünkü gerginliği onu yiyip bitiriyordu. Fotoğraf çekimi berbat geçmişti bu yüzden o çekimin büyük bir magazin için olmamasını umuyordu.

Ne yapmalıydı? Marinette'e sadece söylese miydi?

Bu eğlenceli olmazdı. Ama zaten o eğlence aramıyordu! Sadece Marinette'in onun gerçek formunu görmesini istiyordu.

''Ah, Plagg!'' diye bağırdı Adrien saçını çeken Plagg'a.

''Endişelenmeyi kes! Rezil gözüküyorsun.'' dedi Plagg.

''Ama ya k-kızarsa? Y-Yani sonuçta baya uzun zamandır bunu ondan saklıyordum ve-ahhh'' sızlanarak kendini yatağına attı.

''Tanrım, dur.'' dedi Plagg. ''Hiçbir şey olmayacak.''

''Evet, muhtemelen haklısın.'' Adrien gülümsedi.

''Ah, nedense sana akıl vermekten nefret ediyorum.'' diye mırıldandı Plagg.

-

''Bu son gün Mari.'' dedi Adrien elini uzatırken, ''Heyecanlıyım.''

Marinette iç geçirdi. ''Eğer sen heyecanlıysan bir de beni hayal et!''

Adrien tek kaşını kaldırara baktı, Marinette omuz silkti, ''Hadi gidelim.''

Parisin sokaklarında yürürken çoktan akşam olmuştu, güneş batıyordu.

Elleri birbirlerindeydi ve ikisi de ayırmamıştı.

''Bana bahsettiğin sürpriz neydi?'' diye sordu Marinette ve Adrien'ın onu istediği yere götürmesine izin verdi.

''Sana söyleseydim bir anlamı kalmazdı.'' dedi ve gülümsedi Adrien, gerginliğini gizlemeye çalışıyordu.

''Neden sürekli gizemli olmak zorundasın?'' diye mırıldandı Marinette ve Eyfel Kulesine doğru yürüdüklerini fark etti.

Neredeyse gece olduğu için manzara mükemmeldi ama ikisi de bunu umursamadı.

En sonunda o gün akumanın geldiği ve Marinette'in sırrının açığa çıktığı katta durdular. 

Adrien oturdu ve yanına oturması için işaret etti.

''Manzara çok güzel, değil mi?'' dedi Adrien arkasını Eyfel'in parmaklığına yaslarken. Marinette de aynısını yaptı ve gülümsedi, ''Öyle gerçekten.''

''Burada beni ölümden kurtardığın zamanı hatırlıyor musun?'' dedi ve güldü Adrien, ''Bir an gerçekten öleceğim sanmıştım.''

''Senin ölmene izin vermezdim Adrien, yerinde Chloe olsaydı yine de aynı şeyi yapardım.'' 

''Biliyor musun, o günden sonra her gün vicdan azabı çektim, keşke beraber geçirdiğimiz her gün sana söyleyebilseydim.'' bir anda durdu ve ayağa kalkıp elini Marinette'e uzattı, ''Bana güveniyor musun?''

''Aladdini çok kez izledin,'' diye mırıldandı Marinette, ''Ama evet, sana güveniyorum.''

''Güzel.'' dedi ve gülümsedi Adrien. ''O zaman bu sefer beni kurtarmayacağına dair söz ver.''

''N-Ne?'' 

Adrien gülümsedi. ''İstersen benimle gelebilirsin ama bu sefer beni kurtaramazsın.''

''Adrien ne yapıyorsun?'' diye sordu Marinette. ''Beni korkutuyorsun!''

Adrien gülümsedi ve Eyfel'in ucuna gidip kendini aşağı attı.

Marinette çığlık attı ve Adrien'ın ardından atladı. Tikki'ye dönüşmek için bağıracaktı ancak sonradan Adrien'ın rahat bir şekilde aşağı düşerken gülümsemesini görünce sözleri unuttu.

Gülümsesi Marinette'in kafasından atamadığı bir şeydi ve bu garip gelmişti. Adrien'ın saçları rüzgarda savruluyordu.

''Plagg, pençeler.'' bir anda Adrien'ın kıyafetleri Chat'in kostümüne dönüştü ve Chat sopasını Eyfel'in katında tutturup Marinette'i belinden kavradı. 

''Ben de senin ölmene izin vermezdim prenses.'' 



swapped = reverse crush (miraculous) türkçe çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin