yirmi beş

1.8K 161 106
                                    

Marinette sadece şok olmuş bir şekilde olup biteni izledi. Chat tutundukları yere çıkıp oturdu ve Marinette'i kucağına oturttu. ''Bir şey söyle prenses, beni korkutuyorsun.'' 

Marinette hala kımıldamamıştı. Sadece derin bir nefes çekti ve şok olmuş bir şekilde Chat'in gözlerine baktı. Şoku hala geçmemişti. ''B-Ben..S-Sen..'' gözlerini kırpıştırdı ve sözlerini toparlamaya çalıştı, ''H-Hayır..-''

''Prenses,'' Chat, Marinette'in saçının perçemini aldı ve kulağının arkasına koydu. ''Lütfen.''

''Pislik!'' diye haykırdı Marinette, ''Sana güvenmiştim!''

''Pekala, bu biraz hızlı bir yükseliş oldu.'' diye mırılandı Chat nefesini verirken.

''B-Bu zamana kadar benimle oynuyor muydun?'' dudağını ısırdı ve güçlü kalmaya çalıştı, ''S-Sana karşı kaba davrandığımı biliyorum Chat, Adrien, her kimsen, ama bunu bir sır olarak saklamak, hem de kim olduğumu biliyorken..?'' yanağından bir yaş süzüldü.

''Mari, dinle..-''

''Hayır, lütfen. S-Sadece düşünmem lazım.'' kucağından indi ve Ladybug'a dönüşüp Eyfelden atladı ve ortadan kayboldu. Chat'in kafası tamamen karışmıştı.

Bunu yapmanın her şeyi düzelteceğini ve mutlu olacaklarını sağlamasını ummuştu. Tabii ki reddedilme riskini de göz önüne almıştı ancak bunun olmayacağından emindi.

Plagg sağ olsun, artık bir ölüydü.

Chat birkaç dakika daha olduğu yerde kaldı ancak sonra birkaç fangirlün aşağıdan onun resimlerini çektiğini fark edince oradan ayrılıp eve gitti.

Camdan eve girdi ve geri dönüşmedi. Biraz Plagg olmadan yalnız zaman geçirmeye ihtiyacı vardı. Plagg ortaya çıkarsa sadece peynir isteyip onun sinirini bozacaktı.

Chat yatağında kıvrıldı ancak arkadaki kuyruk ona rahat vermiyordu bu yüzden pes edip geri dönüştü. 

''Peynirim ner-''

''Konuşma Plagg. Sadece bugünlük, lütfen...''diye rica etti Adrien ve kafasını yastığa gömüp yavaş yavaş derin nefesler aldı. 

''Peki, nasıl istersen.'' dedi Plagg ve Adrien'ın saçında yer edinip destek amaçlı patisiyle saçını okşamaya başladı.

''Nasıl bu kadar kötü gidebildi?'' diye kendine sordu. Olan her şeyi sindirmeye çalışıyordu.

''Belki eğer ona gidersen..-'' diye önerdi Plagg.

''Dönüşmem için bana izin mi veriyorsun?'' diye sordu Adrien küçük kwamisine.

''Hayır, Adrien olarak yani.'' dedi Plagg altını çizerek.

''Çok geç.'' dedi ve Chat'e dönüşüp camdan atladı.

Marinette'in balkondaki küçük kapısını çaldı ancak Marinette kapıyı açmadı. Bunu bilerek yaptığının farkındaydı. 

Marinette duvarındaki tüm Chat resimlerini çıkarttı ve dolabına koydu. ''Sence bu yaptığım doğru mu Tikki? Onu bu şekilde görmezden gelmek?''

''Onun duracağını sanmıyorum Marinette.'' dedi ve camı gösterdi. Chat üzgün bir şekilde ona bakıyordu.

Marinette onu bu şekilde reddettiği için kötü hissetti. Buna değer miydi?

Her zaman onun şakacı şapşal kedisini çok sevmişti.

Ama geçtiğimiz on gün boyunca Adrien'ın ondaki yeri çok büyümüştü. İkisinin de aynı kişi olması aslında kalbin sıcaklatmıştı.

Ama...

Neden bunu kabul edemiyordu?

Marinette, Chat'in camdan ona ıslanmış saçlarıyla ve aşağı düşmüş kulaklarıyla üzüntülü bir şekilde baktığını gördü. Başıboş bir kedi gibi görünüyordu.

Marinette kendi kendine güldü ve camı açıp Chat'in içeri girmesine izin vermeden önce bir dakika bekledi. ''Burada bekle, yatağımın ıslanmasını istemiyorum.'' dedi ve banyoya inip bir havlu aldı. 

Havluyu Chat'e verdi ve Chat saçını kuruladı. Kostümü zaten ıslanmamıştı, su geçirmiyordu.

''Konuşmamız lazım.'' dedi Chat.

Marinette aşağı doğru baktı ve kafasını salladı. Chat'i içeri aldı ve camı kapadı. 

''Bak, amacım şey değildi..-'' Chat durdu, cümleye nasıl devam etmesi gerektiğini bilmiyordu. ''Şey yapmak istemedim..-''

''Ney?''

''Seni incitmek istemedim!'' dedi biraz sesini yükselterek, çok fazla yükseltmemişti çünkü Marinette'in annesiyle babası evde miydi bilmiyordu. ''Her gün sana söylemek istedim ama bir kez daha reddedilmemek için önce bana güvenmeni bekledim.''

''C-Chat...Ben..-''

''Sorun değil, sadece kendimi açıklamak istedim.''

''P-Peki.''

''Seni seviyorum Marinette. Bunu itiraf etmekten korkmuyorum, reddedilmekten korkuyorum.''

Marinette'in boğazı düğümlendi. Ondan hoşlandığını zaten biliyordu ancak ilk defa bu kadar net duymuştu.

Ve en kötü kısmı ise...o da aynı şeyleri hissediyordu.

Ona söylemeliydi.

Ama nedense hiçbir şey söyleyemedi, mırıldanamadı bile.

Chat, Marinette'in hiçbir şey söylemediğini görünce iç geçirdi, ''Yarın okulda görüşürüz.''

Ve gitti.



swapped = reverse crush (miraculous) türkçe çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin