47.BÖLÜM

951 33 0
                                    

Telefonu kapattığım gibi dolabıma koştum.
Ne giyecektim şimdi?

Kıyafetlerimi tek tek yatağa koyup aralarından seçim yapmaya çalıştım fakat karar vermek çok zordu.

Hangisi bana daha çok yakışıyordu?

Tanrım aklıma çok güzel bir fikir gelmişti;çiçekli elbisemi giyecektim.

Batu bu elbisemi çok seviyordu ve bir sonraki buluşmamızda bunu giymemi istemişti fakat ayrıldığımız için bu buluşmayı gerçekleştirememiştik.Şimdi ise bu kıyafeti giymem için yeni bir şans doğmuştu.

Kıyafetimi giydikten sonra saçlarımı hafif salık bıraktım.
Sonrasında ise yüzüme hafif bir makyaj yaptım.Zaten hava aşırı sıcaktı.Bu havada çok fazla bir şey süremezdim.
Sadece canlı gözükmesi kafiydi.

Genel olarak
turuncu ve pembe ağırlıklı tonlar kullanmıştım.Baharın canlılığını andıran.

Telefonum çaldığında ruj sürme adımımı erteleyip telefona koştum.
Batu arıyordu.

"Efendim Batu." diyerek açtım telefonu.

"Hazır mısın hayatım?"

"Nerdeyse hazırım.Sen peki?"

"Ben sizin evin yakınlarındayım."

"Ah!"

"Seni beklerim sorun yok."

"Teşekkür ederim.Ama söz acele edeceğim zaten sadece çantamı ayarlamam kaldı."

"Tamam ben seni bekliyorum.Hazırlanman bitince haber verirsin."

~
Telefon konuşmamızdan sonra önce çantamı hazırladım ardından makyajımın son etabını tamamlayarak dudak parlatıcımı sürdüm.Bu parlatıcı çilek tadındaydı.Zaten görüntüsü de bunu çağrıştırıyordu.

Artık tam anlamıyla hazırdım fakat sanki eksik bir şey vardı.
Takı?
Tabii ya takı takmayı unutmuştum.Fakat ne takacaktım?

Yine kararsızlığım devreye girmişti.

Hızla takı kutumu alıp bir çift halka küpe seçtim.Sanırım bu kombine en uygun takı buydu.Ardından kutumu karıştırıp başka ne takabilirim diye düşündüm.Fakat sonra abartmamaya karar verdim.Bu kadarı yeterliydi.

Şimdi sırada sadece ayakkabı kalmıştı.Ayakkabı dolabımdan kıyafetime en uygun ayakkabıyı hızla gözüme kestirip giydim.

Odamdan çıktığımda annemle karşılaştım.

Beni hazırlanmış görünce nereye gideceğimi sordu.
Ona Ela ile buluşucağımızı söyledim.
Ne yalan ama!

Asansöre binmeden önce hazır olduğumu Batu'ya mesaj olarak attım.
Aradan iki dakika geçtikten sonra da Batu aradı ve sitenin önünde beklediğini söyledi.
Ben de vakit kaybetmeden güm güm atan kalp ritmimle sitenin çıkışına doğru yürüdüm.

Batu arabanın kaputuna yaslanmış beni bekliyordu.

Tanrım mavi ona ne kadar çok yakışmıştı.

Beni gördüğünde ufak bir denge kaybı yaşadı.Fakat hızla toparlanıp sırıttı.

"Çok beklettim üzgünüm."dedim.

"Sorun değil buna değdi."demişti
beni baştan aşağı süzerek.Bu tavrı bir miktar utandırmıştı beni.

"Peki."

"Peki." Birbirimize aptalca sırıtmıştık.Neyse ki Batu hemen kendini toparlayıp arabanın kapısını benim için açtı.
Ben de gülümseyerek binmeye yeltendim.O esnada kulağıma fısıldamıştı. "Bu elbiseyi çok özlemişim."

SOĞUK TON  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin