SOĞUK TON

10.BÖLÜM

Telefonumun zil sesinin duyduğumda mızmızlanarak açtım.
Kimdi bu saatte!

"Alo." sesim uykulu çıkmıştı.

"Uykunu mu böldüm.Affedersin Liana." Bu Uraz'ın sesiydi.

"Problem değil.Bir şey mi oldu?Bu saatte aramazdın."

"Unuttun mu bugün buluşucaktık!"

"Ah tamamen aklımdan çıkmış.Bir buçuk saate hazır olurum."Esnemiştim.

"Eğer istersen kahvaltıyı birlikte yapalım?"

"Tamam olur."Saati kararlaştırdıktan sonra telefonu kapatmıştım ve zorda olsa yataktan kalkmıştım.

Duşa girip çıktıktan sonra bugün için giyecek kıyafet seçtim.Lacivert bir sweatshirt ve siyah dar pantolon.
Rahat kıyafetler giymeyi seviyordum.

Annemi temizlik yaparken gördüğümde
"Günaydın anneciğim."diyerek yanağına buse kondurdum.

"Günaydın güzel kızım."

"Ben çıkıyorum."

"Aa nereye bu saatte?"

"Bir arkadaşla kahvaltıya gideceğiz."

"Kimmiş bu arkadaş tanıyor muyum?"

"Tanımazsın okuldan bir arkadaşım."

Neyse ki annem çok sorgulamadan beni yolcu etti.

Evimin önünde Uraz'ın
arabasını gördüğümde ona el sallayarak arabanın ön koltuğundaki yerimi aldım.

"Hoşgeldin." demişti gülümseyerek.

"Hoşbulduk.Ee nereye götürüyorsun beni?"

"Kahvaltısına bayılacağın bir yere."

Uraz'ın götürdüğü kafe son derece lezzetli şeyler hazırlamıştı.Açıkçası uzun süredir böyle keyifli bir kahvaltı yapmamıştım.Bu yüzden ona bir teşekkür borçluydum.

Kahvaltı sonrası Uraz beni bir alışveriş merkezine götürmüştü.

"Buraya neden geldik?"diye sormuştum merakla.

"Küçük bir işim var."diyerek cevaplamıştı.

Elektronik eşya satan bir mağazaya girmiştik.Ne işimiz vardı burada?Meraklı bakışlarımı anlamış olacak ki Uraz konuşmaya başladı.
"Laptopumu almaya geldim.Sen beni burada bekle ben hemen alıp geleceğim."

"Tamam."diyerek mağazada gezinmeye başladım.Burada gezinmek strese birebirdi.

Biraz ilerlediğimde bir erkek çocuğunun büyük ekran plazma ekranındaki dans hareketlerini yapmaya çalıştığını gördüm.Baya komik gözüküyordu.

Etrafta kimsenin olmamasını fırsat bilerek çocuk ile beraber dans figürlerine eşlik ettim.Epey eğleniyordum.Ve sonra şarkı bitince çocuk ile birbirimize bakarak güldük.

Arkamı döndüğüm sırada Uraz'ın elinde telefon ile beni çektiğini farkettim.

"Ne kadar süredir  oradasın?"diye sordum endişeyle.

"Pek olmadı."

Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu.Uraz'ın diline düşecektim anlaşılan.

Uraz'ın laptopunu teslim aldıktan sonra bir spor mağazasına girdik.
Uraz mağazadan adım atar atmaz konuşmaya başladı.
"Sen sormadan söyleyeyim sana tenis için kıyafet ve ekipman alacağız."