48.BÖLÜM

946 31 0
                                    

Hava kararmak üzereydi ve biz hâlâ ormanda yolumuzu bulmaya çalışıyorduk.

"Batu ben çok korkuyorum.Ya başımıza bir şey gelirse?"

Kollarının altına alarak konuştu.
"Korkma güzelim ben yanındayım."

Yürüdüğümüz her noktaya ayrıntılı bir şekilde bakıyordum.Tanrım burası epey ürkütücüydü.

"İnşallah yılan falan çıkmaz."
Batu bu cümlemden sonra kıkırdamıştı.Tanrım ben bunu içimden söylediğimi sanıyordum.

"Batu hiç gülme!Senin yüzünden kaybolduk."diyerek onu uyardım.

"Tamam." demişti pes ederek.

Saatlerce süren yürüyüşümüzün ardından sonunda bir çıkış yoluna ulaştık.

Tanrıya şükür karanlık ormandan kurtulmuştuk.
Fakat şimdi ikinci bir soru aklımıza düşmüştü.Ne tarafa doğru gidecektik?
Etrafta ne tabela benzeri bir şey vardı ne de bir insan!

Bomboş bir yolun kenarında durup bekliyorduk ve ben çok üşümeye başlamıştım.
Neyse ki Tanrı sesimi duymuş olacak ki bir ışık gözüktü;bu bir araba farıydı.

Batu hemen yola doğru yürüyüp gelen arabaya  otostop çekti.

Şükürler olsun araba durmuştu.

Arabanın camını açan sürücü bize detaylı bir şekilde baktı.Özellikle bana epey rahatsız edici bir şekilde bakmıştı.

Batu adamın bu bakışlarında rahatsız olmuş olacak ki adama devam etmesini söyledi.
Arabadaki adam da küfür ederek gaza bastı.

Tanrım bu da neydi şimdi?

Araba uzaklaştıktan sonra Batu'ya taraf ilerledim.
"Batu neden adama öyle söyledin?Belki de bu araba,dönüş yolu için tek şansımızdı."

"Liana adam sapıktı.Seni nasıl süzdüğünü farketmedin mi?"

"Evet ama görmemezlikten gelirdik.Bu saatte başka araba nerden bulacağız şimdi?"

"Ne olursa olsun o adamın arabasına binemezdik.Elimden biz kaza çıkardı yoksa."
Öfkeyle soluyup "Şerefsiz!"dedi.

Batu'ya onaylamayan bakışlar attım.

Tanrım bu çocuk...

Aradan beş dakika kadar geçtikten sonra bir kamyonet gözüktü.
Hemen Batu'ya taraf dönüp uyardım. "Bu tek şansımız sakın kaba davranma!"

Otostopumuz sonrası kamyonet durmuştu.İçindeki sürücü kır saçlı,orta yaşlı biriydi.

Hemen adama ne yöne gittiğini sorduk.Şükürler olsun ki gideceğimiz yöne gidiyordu.

Adam bize "Hadi atlayın.Sizi bırakayım." dedi.Biz de vakit kaybetmeden ön koltuklardaki yerimizi aldık.Koltuklar küçük olduğu için biraz sıkışmıştık ama önemli değildi sonunda bir dönüş yolu bulmuştuk.

Adam buradaki bazı restoran ve otellere organik sebze ve meyve getiriyordu.
Şükürler olsun ki getiriyordu.Yoksa ne yapardık o karanlıkta bir başımıza bilmiyorum.

Kamyonetten indikten sonra adama teşekkür ederek arabayı park ettiğimiz alana yürüdük.

Arabayı gördüğüm gibi derin bir oh çektim.

SOĞUK TON  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin