sixteen

790 70 29
                                    


kurtulamamıştım. ne aklımı kurcalayan sorulardan, ne sorumluluklarımdan ne de korkularımdan.
omzuma binmiş tüm yükler, yapmam gereken şeyler, hepsi yerli yerindeydi.

boğazıma dolan su, kesilen bağırışlarım, tıkanan kulaklarım ve buğulanan zihnimle öylece bitirebileceğime inanmıştım. beni durduracak hiçbir şey olmadığını sanıyordum. ne birinin bu durumdan haberi vardı ne de sahilin bu yanına insan uğrardı.

ama öyle olmamıştı. akşam yediden sonra sahilin bu yanından en fazla beş-altı kişi geçerken biri bana denk gelmişti.

tanımadığım genç bir kadın suya dalmış, beni yakaladığı gibi çekip baygın bedenimi aceleyle yakınlardaki bir hastane binasına götürmüştü.

en azından doktordan bunları dinlemiştim.

yorgun gözlerimi parlak ışığa diktim. nefes almak bile canımı yakıyordu. boğazım yanıyordu, ciğerlerim sızlıyordu, bedenim morluklarla doluydu.

kolumu kaldırıp gözüme siper etmek istediğimde bunu dahi yapamadım. bakışlarım bulanıklaştı ve yanaklarımdan bir kaç yaş döküldü. o sırada kapı açıldı.

içeri giren kadına bakındım.

"merhaba. sen uyanana kadar ıslak kıyafetlerimden kurtulmak istedim. rahatsız ediyorlardı da."

yüzüme bi gülümseme kondurup üzerini işaret ettiğinde onun beni suyun içinden çıkaran kadın olduğunu anladım. konuşmak için dudaklarımı aralayacağım sırada öne doğru atılıp "hayır, bir şey demene gerek yok. seni tanıyorum. normalde insanların işine gerçekten burnumu sokmam, böyle bir şeye kalkışmış olma sebebin falan beni ilgilendirmiyor. seni kurtardığım için bana sinirli dahi olabilirsin."

biraz duraksadı. bakışları yere indiğinde ona cevap vermedim. sadece devam etmesini bekledim. "seni suyun içine atlamadan önce de gördüm. bir müddet izledim. elbiseni çıkardığında, bedenindeki morluklar..nasıl desem bilemiyorum. sadece bir kadın olarak sana bunu yapanlardan kaçmak yerine onlarla yüzleşmeni ve onları alt etmeni istedim."

gözyaşlarım tekrardan yanaklarıma döküldü. onları alt etmek. yıllardır yapmaya çalıştığım şey buydu. bu kadar kolay mıydı bunu dile getirmek?

"bak jennie, güçlü bir kadın olup olmadığını bilmiyorum. gördüğün fiziksel şiddetin yanında yıllarca psikolojik şiddet de görmüş olabilirsin. bunu kaldıramamış olabilirsin. ama eğer sen pes edersen, bir başkası pes ederse, öylece yitip gidersek bu dünyadan nasıl baş edebiliriz tüm bu iğrenç şeylerle?"

sessizce göz yaşlarımı akıtmaya devam ederken gözlerimi yumdum. dudaklarımı araladım ve derin bir soluk aldım.

"senden sadece, sevdiğin kişiler için hayatta kalmanı ve çabalamanı istiyorum."

kafamı olumluca salladığımda ne yapmam gerektiğimi düşündüm. neden herkes bunu istiyordu benden? sevdiğim kişiler için çabalamak bana zarar verse dahi yapmalı mıydım bunu?

onlar için engelleri ortadan kaldırsam, erişecek miydim sonunda sonsuz huzura?

"doktordan şimdilik kimseye haber vermemesini rica ettim. seni bu hale getiren ailen de olabilir. ama birine haber vermemiz lazım." diye mırıldanıp elinde tuttuğu çantasından telefonunu çıkarıp bana uzattı. "sana yardımcı olabilecek birini ara lütfen."

flower garden || jenkaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin