Sabah iki büklüm uyuduğumuz koltuktan güçlükle kalkıp sırayla duşa girdik. Dün geceden kalma gözlerimiz şişmişti elbette. Zehra çıkana kadar ortalığı biraz toparlayıp mutfağa girdim. Biraz mutlu olmasını sağlamak için dolaptaki son iki patatesimizi kesip kızarttım. Çayı da demlenmeye bıraktıktan sonra Zehra, başında havlusuyla içeri girdi.
"Dün söylediklerim için özür dilerim." dedi bir kez daha. Ben bir şey söyleyecekken kapı büyük bir gürültüyle çaldığında Zehra'yla göz göze geldik.
"Açma." dedi Zehra kararsızca.
"Zehra atacaklar bizi apartmandan, nasıl açma?" diye söylenerek kapıyı açtığımda karşımda bir adet Ozan ve bir adet Mete duruyordu.
Ozan, Mete'yi içeri ittiğinde önlerinden çekilmek zorunda kaldım. Kapıyı kapatıp kıyameti beklemeye başladım.
"Zehra.. Ne oldu sana böyle?" dedi Ozan mutfağa girerken. Gerçekten üzgün görünüyordu.
"Çık git evimden! Yüzünü bile görmek istemiyorum senin!" dedi Zehra, Ozan'ın üzerine yürüyerek.
"Zehra'm bir dinle beni, valla hiç düşündüğün gibi değil. Benim sana ihanet edebileceğime nasıl ihtimal verirsin?" dedi yalvarır gibi. Ellerini uzatıp Zehra'ya yaklaşırken Zehra zehirli bir şeyden kaçarcasına geriye çekildi.
"Dokunma bana! O kıza dokunduğun ellerinle bana dokunamazsın sen! Duydun mu?" Ozan bir kez daha Mete'yi tutup önümüze itti.
"Anlat! Yoksa ben anlatacağım!" dedi bağırarak.
"Mete'nin üzerine mi atacaksın pisliklerini? Sence ben bunu yer miyim Ozan?"
"Zehra, Allah aşkına sevgilim! Allah aşkına dinle sadece! Delireceğim ben."dedi Ozan sabırla.
"Anlat sen de Mete!" diye de ekledi öfkeyle.
"Senemle birlikte olan benim." dedi Mete tek seferde.
"Ben de inandım. Siz daha Yıldız'la yeni ayrıldınız, perişanlıktan kendine bile bakamazken Senem'e mi bakacaksın?" dedi Zehra mantıklı olduğunu sanarak. Mete'ninse pişmanlıkla dolu gözleri bendeydi..
"Yeni değil." dedi bu kez de. İşte şimdi bir şeyler ters gitmeye başlamıştı içimde. Oysa buna zerrece hakkım yoktu.. Aynısını ben de ona yapmamış mıydım?
"Ne zamandır?" dedi Zehra, inanmaya çalışıyordu. İnanmak istiyordu biliyordum.
"Yaklaşık.." dedi ve sustu Mete. Ozan, onun sessizliğine daha fazla dayanamayarak bana baktı.
"On ay." dedi. İçime oturan ağırlıkla masaya tutundum. Biz zaten bir yıldır beraberdik.. Nasıl fark edememiştim? Tam bir aptaldım ben. Akıl almaz bir aptal. Beni asla sevememiş biri için endişelenmiştim. Asrın'la aramızdaki şeyi anlatsam da umurunda olmazdı ki böyle bir adamın!
"Yıldız.. Söyleyecektim, yemin ederim söyleyecektim sana." dedi bana yaklaşırken.
"Yattınız mı?" dedim sanki anlamamış gibi. Ama duymak istiyordum. Yüreğimde kalmış ufacık bir sevgiyi bile hak etmiyordu ikisi de..
"Sen bana yaklaşmıyordun bile.."
"Ve sen daha ikinci ayımızda arkadaşımla yatmakta mı buldun çözümü? İkiniz de iğrençsiniz!"
"Eğer bana izin verseydin bunların hiçbiri yaşanmazdı!" dedi, müthiş bir üste çıkma çabasıyla. Bir de haklıymış gibi suçu bana yıkmıyor muydu, delirecektim!
"Ben de seni adam sanıp yaptığım şey için ezilip büzülüyorum! Biliyor musun Mete, hiçbir şeye değmezsin sen!" dedim hiddetle.
Ya şimdi ya da hiçti artık. Mete'yle bir kez daha karşı karşıya gelmeye tahammülüm yoktu. İnceldiği yerden kopacaktı her şey. Evet, ben de ihanet etmiştim ona ama bu kesinlikle onun bana yaptığıyla kıyaslanamazdı artık. Ben istememiştim ki Asrın'a tutulmayı, üstelik uzaklaşmaya bile çalışmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asrın Yıldızı
Romance"Bilseydin de bir şey değişmeyecekti!" dediğimde ikimiz de sustuk. Yüzüme yaklaştığında nefesimi tuttum. Kokusunu içime çekersem çok daha fazlasını isteyecekti arsız kalbim, biliyordum. "Senden.." dedim ve sustum yeniden. Amacım ondan nefret ettiğim...