53-Sona Bir Kala

14.7K 945 203
                                    

Linda ve Kenan'ın nikâhı sonrası Asrın'la Bursa'ya geldik. Kimsenin haberi olmadan yaptığımız bu ziyaretin nasıl karşılanacağı hakkında en ufak bir fikrim yoktu.. Kapının önünde dikilmiş, zile basmak için cesaret arıyordum.

"Ben yapayım ister misin?" dedi Asrın elimi okşayarak.

"Belki de geri dönsek iyi olur. Gelmek kötü bir fikirdi." dedim. İçimdeki korkak Yıldız'la savaşmaktan yorgun düşmüştüm.

Arkama dönüp bir basamak indiğimde kapının açıldığını duydum. Asrın bir kez daha elimi kavrayıp usulca sıktığında, bakışlarımı elinde çöp poşetiyle bana bakan anneme çevirdim.

Elindeki poşeti düşürürken hiçbir şey söylemeden ağlayarak boynuma atıldı. Üniversiteden döndüğüm ilk zamanlardaki gibi hasretle sardı beni kolları. Defalarca saçlarımı okşadı ve derin derin içine çekti kokumu.

"Kızım.." dedi gizlemeye çalışmadığı ağlamasıyla.

"Yavrum.." dedi yüzüme öpücükler kondururken.

"Zeynep, ne oluyor?" dedi babam içeriden. Ve kapıya geldiğinde bir an donup kalsa da şaşkınlığı hemen bir kenara bırakıp bana sarılmayı henüz bırakmamış olan annemi de içine alarak kollarını bize doladı.

"Geldin.." dedi.

Asrın bir an olsun elimi bırakmazken babamın da sarılmasıyla elini çekecek gibi olduğunda bunu yapmaması için sıkıca kavradım elini. Benim gücüm oydu.. Benim evim, sırtımı yasladığım duvarım oydu.. Zaten kollarım onları sarmayı reddediyordu. Yüreğim yaşanılanları unutmamıştı, unutamazdı.

"Gel, gel içeri geçelim. Neden söylemedin geleceğini? Mustafa, sen koş sıcacık simitlerden al, bir kahvaltı edelim. Aç mısınız? Açsınızdır tabi, o kadar yol gelmişsiniz." dedi annem heyecanla.

"Gerek yok, zaten çok uzun kalmayacağız." dedim kesin bir dille.

"Olur mu öyle şey kızım, hadi geçin içeriye." dedi babam.

İçeriye geçerken aklıma abimin sözleri gelmişti yine.. 'Evimiz' demişti.. Oysa bu ev şimdi o kadar yabancıydı ki bana, bu duvarlar, küçüklüğümün koşturduğu bu odalar.. Bana evimi sorsalar, hiç düşünmeden elini tuttuğum bu adamı gösterirdim. İşte derdim, benim evim bu ela gözlerin ardındadır, benim evim Ömer Asrın Karhan'dır..

"Otursanıza, Selim de birazdan gelir, öğlen olmak üzere." dedi babam. O sırada bir bebek sesi duyuldu içeriden ve çok geçmeden Senem, kucağında Melek'le salona geldi. Girdiği kısa çaplı şoku çabucak atlattı ve bize doğru gülümseyerek yaklaştı.

"Hoş geldiniz." dedi gözlerini Asrın'dan ayırmadan.

"İyi misin güzelim?" dedi Asrın fısıldayarak. Bakışlarımı Senem'den çekip ona çevirdiğimde ellerimizi işaret etti. Ancak o zaman fark etmiştim elini delicesine sıktığımı. Parmaklarımı gevşetip gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım.

"Güzel kızım uyandı mı? Baba geldi!" Selim neşeyle bağırarak içeri girdiğinde beni görünce tıpkı babam gibi donup kaldı.

"Babasının geleceği saati biliyor." dedi Senem gülümseyerek.

"Gelmişsin.." dedi Selim, dolu gözlerle. Bir iki adımda yanıma gelip omuzlarımdan tutup beni kaldırdı ve sımsıkı sarıldı.

"Geleceğini biliyordum.. Biliyordum Yıldız, hoş geldin." dedi heyecan dolu gülüşüyle. Sonra uzanıp kızını Senem'in kollarından aldı.

"İşte senin ailen şimdi tamamlandı prenses.." dedi şefkatle.

Bu küçük meleği kucaklamak için can atsam da Senem'in tepkisini bilemeyeceğim için geri duruyordum. Asrın'ın yanındaki yerimi aldığımda abimin bakışları yeniden beni buldu.

Asrın YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin