Kalbimin kırıklarına mı ağlasındı yüreğim, içinde bulunduğumuz bu anın güzelliğiyle mi yanıp tutuşsundu? Yalnızca bir af dilemek için mi ediyordu bu teklifi? Mecbur mu hissetmişti kendini? Yoksa sahiden istiyor muydu aile olmayı?
Aile olmak.. Ömer Asrın Karhan ve ben..
Ben sustum. Asrın bekledi. Ben düşündüm. Asrın gözlerindeki ışığı asla yitirmedi. Sabırla bekledi cevap vermemi. Oysa dilim ne söyleyeceğini bilemez bir haldeydi..
Onunla, burada, koca bir ömür.. Allah'ım, nasıl bir mutluluktu payıma yazılan? Fazla mutluluk, fazla hüzün getirir miydi? Lütfen, lütfen, lütfen getirmesindi..
"Güzelim, sen yine mi ağlıyorsun?" dedi Asrın ayağa kalkarken. Yine susup onu izledim bir süre.
"Sana sarılmama izin verir misin?" dedi masumca. Daha fazlasına dayanamazdı ki aptal yüreğim. Parmak uçlarımda yükselip kollarımı boynuna doladım ve sımsıkı sarıldım ona.
"Bir daha sakın.." dedim hıçkırıklarımın arasından.
"Sakın böyle bir şey yaşatma bize." diye ekledim. Belimi kavrayıp beni kendine daha da çekerken derin nefesler aldı ve boynumla omzum arasına öpücüklerini kondurdu.
"Asla, asla güzelim.. Söz veriyorum." diye tekrarladı defalarca.
"Özür dilerim." dedi bir kez daha. Yeniden yüz yüze geldiğimizde dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu.
"Teklifime cevap vermedin."
"Seni affettim, yani buna mecbur hissetme.."
"Mecbur hissetmek mi? Ben hayatımda hiçbir şeyi bu kadar istemedim Yıldız."
"Uçmayı bile mi?" dedim saf gibi. Ne alakaydıysa artık? Asrın gülümseyip bir öpücük daha kondurdu dudaklarıma.
"Uçmayı bile.. Zaten gözlerine baktığım her an gökyüzünde gibiyim. Seni gördüğüm ilk anda bana yeryüzünü sevdirdin sen. Hadi artık.. Bana duymak istediğim cevabı ver."
"Cevabım ve duymak istediğin aynı mı sence?"
"Değil mi?" dedi korkuyla. Güldüğümde benimle birlikte güldü.
"Evet." dedim otuz iki diş sırıtarak.
"Evet?"
"Yani.. Evet işte. Seninle evlenirim." Asrın gülümserken sağ gözünden bir damla yaş süzüldü. Uzanıp başparmağımla sildiğimde elimi tutup avuç içime bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum." dedi gözlerime derin derin bakarak.
"Seni çok seviyorum." dedim kollarımı beline dolarken. Beni çekip yeni farkına vardığım ışıklarla dolu çadıra götürürken elini sıkıca kavradım. Oturduğumuzda başımı omzuna yaslayıp bahçeme çevirdim gözlerimi.
"Ömer?"
"Güzelim.."
"Biz nasıl evleneceğiz?"
"Sen nasıl istersen."
"Ya öyle değil. Yani benim okulum-"
"Fakültenin en başarılı öğrencisi bu yıl mezun olamayacağını mı düşünüyor?"
"Hayır.. Ama babam mezun olduktan sonra Bursa'da klinik açmamı istiyordu. Onlarla yaşananlar da malûm.. Nasıl ikna edeceğiz?"
"Hallederim ben. Sen bunları düşünme." dedi alnıma bir öpücük kondurup.
"Kendi işimi kurup ayaklarımın üzerinde durana kadar bekleyeceğiz, tamam mı?"
"Güzelim.. Buna gerek var mı? Açarız bir klinik, durursun ayaklarının üzerinde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asrın Yıldızı
Romance"Bilseydin de bir şey değişmeyecekti!" dediğimde ikimiz de sustuk. Yüzüme yaklaştığında nefesimi tuttum. Kokusunu içime çekersem çok daha fazlasını isteyecekti arsız kalbim, biliyordum. "Senden.." dedim ve sustum yeniden. Amacım ondan nefret ettiğim...