"Bir şey söylemeyecek misin?" dedi gözlerini bir an olsun gözlerimden ayırmadan.
"Bence bir şey söylemesi gereken sensin. Gitmek istiyor musun?" dedim tüm soğuk kanlılığımla. Bunu bilmek her şeyi değiştirirdi benim için.
"Kariyerim için çok iyi bir fırsat." dedi ama cevap vermekten çok, soru sorar gibiydi. Anlamıyordum. Kesinlikle benden ne beklediğini anlamıyordum.
"Bunu bana neden söylüyorsun peki?" dedim biraz olsun aklından geçeni kavrayabilmeyi umarak.
"Bir karar vermem gerek ve bunu sensiz yapmak istemiyorum."
"Geri dönecek misin?"
"Gitmemi mi istiyorsun?" dedi Asrın şaşkınlıkla.
"Kariyerin için önemli olduğunu söyledin."
"Evet ama-"
"Öyleyse git." dedim kalbim bir kez daha parçalara ayrılırken. Eğer gitmek istemeseydi bana sorma gereği bile duymadan reddederdi bunu.
"Yıldız, gitmemi mi istiyorsun?" dedi bir kez daha. İşte şimdi kırgınlığını okuyabiliyordum gözlerinden. Uzun süre sessiz kaldığımda, hiçbir şey söylemeden kalktı ve çıkıp gitti.
Nereye gittiğini ne o biliyordu, ne de ben biliyordum. Şimdilik sadece bu evden gidiyordu. Ama bir süre sonra benden gidecekti, bizden.. Hatta yetmezmiş gibi bu şehirden ve ülkeden.. Belki de dönmemek üzere..
"Yıldız, yine neyin var?" dedi Ömer. Zehra da çatılmış kaşlarla bana bakıyordu yine.
"Sen gitmedin mi?" dedim umursamazlıkla. Anlatsaydım, ağlardım. Şimdi ağlamıyor olmam bile bir mucizeydi üstelik.
"Ufaklığın gönlünü aldım."
"Ömer!"
"Anlaşmıştık ama Zehra."
"Tamam da iki de bir söyleyip durma!"
"Sen sana ufaklık denmesini kabul mü ettin?" dedim şaşkınlıkla.
"Ne sandın? Ben ikna kabiliyeti yüksek bir adamım. Şimdi anlat bakalım zeytin göz. Ama bu son olsun."
Ömer yanıma oturup beni kolunun altına alırken Zehra da diğer yanıma oturup elimi tutarak başını omzuma yasladı.
"Sen evcilikte babayken de böyleydin." dedi Zehra.
"Nasıldım?" dedi Ömer hiç kıpırdamadan.
"Bizi korur kollardın."
"Oyuncak ayılardan ve su tabancalarından mı? Haklısın, korurdum." dedi sessiz bir kahkaha atarken.
"Hayır, diğer çocuklardan. Ben hatırlıyorum, kimseyi yaklaştırmazdın bize." Öyle miydi? Ben hiç hatırlamıyordum bunu.
"Anlat hadi Yıldız." dedi Ömer, kendi konusunu kapatarak. Omzuna yaslandığımda o da başını geri atarak koltuğa yaslandı.
"Başka bir havayolu şirketinden kariyeri için çok önemli olan bir teklif almış." dedim. Sesim fısıldar gibi çıkıyordu. Sanki boğazımda görünmez çakıl taşları birikmişti ve asla hareket etmiyorlardı.
"Ee?" dedi Ömer sabırsızlıkla.
"İspanya'da." dedim bir damla yaşın firarına göz yumarak..
"Ve?" dedi Ömer bu kez de. Zehra çoktan kalkıp şaşkın gözlerini yüzüme dikmişti. Ömer'in bu rahatlığı neydi peki?
"Gidiyor işte." dedim başımı çevirip yüzüne bakarken. Ömer'se hâlâ tavanı izliyordu.
"Bu evde sigara yasağı var mı?" dedi umursamazca. Yerimden öfkeyle kalkıp bağırmaya başladım. Çünkü delirmek bunu gerektirirdi, değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asrın Yıldızı
Romance"Bilseydin de bir şey değişmeyecekti!" dediğimde ikimiz de sustuk. Yüzüme yaklaştığında nefesimi tuttum. Kokusunu içime çekersem çok daha fazlasını isteyecekti arsız kalbim, biliyordum. "Senden.." dedim ve sustum yeniden. Amacım ondan nefret ettiğim...