Gözlerimi açtığımda elimde hissettiğim elle başımı biraz yana çevirdim. Asrın'ın elaları dünyamı aydınlatırken gülümsemeye çalıştım ama gözlerim dudağındaki yaraya kaydığında kaşlarım çatıldı. Kalkmaya yeltendiğimde acıyla inledim.
"Güzelim yat, yat hadi ne yapıyorsun sen?" dedi Asrın telaşla beni geri yatırırken.
"Dudağın.. Ne oldu dudağına? Kavga mı ettin? İyi misin sen?"
"İyiyim, merak etme iyiyim. Kavga etmedim."
"Ne oldu o zaman?"
"Kedi."
"Kedi mi?"
"Bahçede bir kedi seviyordum, tırmaladı işte haylaz."
"Asrın çocuk muyum ben? Kedi tırmalaması değil bu."
"Sen bana güvenmiyor musun?"
"Güveniyorum ama-"
"Güven.. Bir şey olmadı, ufak bir kaza sadece. Merak etme ölmeyeceğim."
"Ne biçim konuşuyorsun öyle ölmek falan?" dedim kaşlarımı çatıp. Asrın elimin üzerine bir öpücük kondurup saçlarımı okşadı.
"Yıldız?" dedi sorarcasına. Kafası karışık gibiydi..
"Efendim sevgilim?"
"Gitme dedin ya bana?"
"Evet."
"Hiç gitmeyeyim, değil mi?"
"Hiç gitme." dedim gülümseyerek. Endişesine anlam verememiştim. Sanırım bu halim onu fazlasıyla etkilemişti.
Babamların geldiğini öğrendiğimde biraz gerilmiştim. Şimdi olmasa bile iyileştiğimde kuvvetli bir azar işiteceğim kesindi. Zehra, Masal ve Kerem'in olan biteni babama anlattığından bahsedince bir parça rahatladım. En azından başımı belaya sokmadığımı bilmeleri iyi olmuştu.
Biraz toparladığımda Ankara'da bir hastaneye nakilim gerçekleşti. Gizlemeye çalışsa da bu Asrın'ın işiydi. Bizimkilerin böyle bir gücü yoktu çünkü. Zaten babam işin içinde olsa beni Ankara'ya değil, Bursa'ya alırdı. Tesadüfe bakın ki hastane de bizden tek kuruş talep etmemişti.
Zehra'nın serzenişleri, Kenan'ın şakaları derken herkesin bana bu kadar iyi davranması tuhaf gelmeye başlamıştı. Babam ve Asrın'ın hiçbir şekilde diyalog kurmaması da dikkatimden kaçmamıştı. Aralarında bir şeyler geçtiği aşikârdı ama kimse bana bir şey anlatmıyordu.
"Bu gece kim kalacak?" dedi Ömer.
"Zeynep Teyze Bursa'ya dönecek. Atölyeden daha fazla izin alamamış. Mustafa Amca da çok yoruldu, bu gece dinlensin biraz. Ben kalırım." dedi Zehra.
"O zaman biz gereksiz kalabalık yapmayalım, hadi enişte bey."
"Ömer!" dedim kapıdan çıkacakları an. İkisi de dönüp baktığında gülümsedim.
"Ladin olan." diye eklediğimde Asrın'ın kaşları çatıldı.
"Sen de kalır mısın bu gece?"
"Biz istenmiyor muyuz?" dedi Asrın alınganlıkla. Babam odadaydı yahu! Ne dememi bekliyordu?
"Mümkün mü?" dediğimde babam öksürmeye başladı.
"Biz de kalkalım Zeynep, uçağı kaçırmayalım." dedi anneme.
"Asrın da havaalanına geçiyor zaten, bıraksın sizi." dedim Asrın'a bakıp. İşleri olduğundan bahsetmişti. Havaalanına uğrayıp eve geçecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asrın Yıldızı
Romance"Bilseydin de bir şey değişmeyecekti!" dediğimde ikimiz de sustuk. Yüzüme yaklaştığında nefesimi tuttum. Kokusunu içime çekersem çok daha fazlasını isteyecekti arsız kalbim, biliyordum. "Senden.." dedim ve sustum yeniden. Amacım ondan nefret ettiğim...